Avrupa Alevi kararının uygulanmasını bekliyor

Avrupa Alevi kararının uygulanmasını bekliyorZeynel LÜLEÖnce, Türkiye'deki iç hukuk yollarının tükenmesinden sonra en son Avrupa...

Avrupa Alevi kararının uygulanmasını bekliyor

Zeynel LÜLE

Önce, Türkiye'deki iç hukuk yollarının tükenmesinden sonra en son Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne giden ve geçen yıl karara bağlanan davayı hatırlayalım.

Hasan Zengin adlı Alevi bir vatandaş, 7'inci sınıfa giden kızının Alevilikle ilgili bilgilerin yer almadığı din derslerine girme zorunluluğunun kaldırılması için önce İstanbul Valiliğine, ardından İstanbul İdare Mahkemesi'ne ve bütün bu yollardan sonuç almayınca da, son olarak Danıştay'a başvurmuştu. Başvurusu reddedilen Hasan Zengin, 2004 yılında da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurdu.

Nisan 2005'te Türkiye 20 maddelik savunmasında, davanın reddini istedi ve "Ders tarafsızdır. Anne babalar, devletin yetkisine karşı çıkamaz" dedi. Mahkeme 2006'nın 3 Ekim tarihinde de davayla ilgili bir duruşma yaptı.

Türkiye savunmasında, Aleviler ile Sünniler arasında ayrımcılık yapılmadığını, derslerin din dersi değil, din ve ahlak konusunda genel kültür dersi olduğunu belirtti.

AİHM, Hasan Zengin'in başvurusu üzerine Türk Hükümeti'ne "cevaplandırılması" için bir dizi soru yöneltmişti.

Sorularda Alevi kültürü ve ibadet şekillerinin, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde öğretilip öğretilmediği, Hasan zengin'in kızının, zorunlu din kültürü derslerinden muaf tutulması talebinin, sözleşmeye aykırı olup olmadığı sorgulanmıştı.

Türkiye'den gelen cevapta ise Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu'nun din derslerini zorunlu kıldığı belirtilmiş ve "Aleviliğin müfredatta olmaması gerekçesiyle kimsenin din dersinden muaf tutulamayacağı" belirtilmişti. Dışişleri Bakanlığı AİHM'ye gönderdiği yazıda, "Türkiye'de Anayasa değişmedikçe, kimsenin zorunlu din dersinden muaf tutulamayacağı" bildirilmişti.

Tarihi karar

AİHM, 9 ekim 2007'de verdiği kararda, ilk ve orta Öğretimde okutulan din ve ahlak derslerinin, sadece Sünni görüşleri içerdiğini belirtti ve davacı Hasan Zengin'in kızının Alevi olmasına rağmen Sünni İslam eğitimi almak zorunda bırakıldığını vurguladı.

AİHM kararında, "Okullarda öğretilen din dersleri Sünni İslam bilgileri içermektedir. Din dersleri bu haliyle, diğer inanca sahip yurttaşların kendi dinlerini öğrenme hakkını ortadan kaldırmaktadır" denildi.

AİHM, Hasan Zengin ve kızının başvurusunu haklı buldu. AİHM, Avrupa insan hakları sözleşmesinin 1 nolu protokolünün 2'nci maddesinin ihlal edildiğine karar verdi. Bu madde, devletin, anne ve babanın inançlarına göre çocuklarına din eğitimi verilmesine saygı göstermesi gerektiğini belirtiyor. Yani anne ve babaların, "kendi inançlarına uymadığını" belirtmesi halinde, devletin öğrenciyi o dersten "muaf" tutması gerekiyor. Kararda ayrıca, devletin kamu okullarında tek bir dini görüşü öğretemeyeceği, bunun laik bir devlet tarafsızlığına aykırı olduğu kaydediliyor. Bu konuda Türkiye'nin "eğitim sisteminde" eksiklik bulunduğunu belirten AİHM, ders programındaki bilgilerin objektif, eleştirel ve çoğulcu bir şekilde aktarılması gerektiğinin altını çiziyor.

Yaptırım olabilir

Hasan Zengin ve kızının, AİHM'ye yaptığı 1448/2004 sayılı başvuru, 9 ekim 2007'de sonuçlanmış ve Türk Hükümeti bu karara üç ay içinde büyük daire nezdinde itiraz etmemiştir. Dolayısıyla AİHM nezdinde bu karar, 9 ocak 2008 tarihinde kesinlik kazanmıştır. Bu kararın Türkiye tarafından yerine getirilip getirilmediğinin izlenmesini ise, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne aittir.

Haftalardan beri bu kararın yeni öğretim yılında uygulanmasını talep etmek için, Türkiye'nin çeşitli alanlarında "hak talep eden" grupların sessiz protestolarını izliyoruz. Ortada, AİHM tarafından alınan bir karar ve Türk hukukunun bir parçası olan bu mahkemenin kararını uygulamakla yükümlü olan bir hükümet vardır. Bu kararın uyulanmasındaki gecikme, Türkiye'nin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nde uyarılmasına neden olacaktır. Üç uyarı sonrasında ise Avrupa Konseyi, "yaptırım" arayışına girecektir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 1 nolu protokolünün 2'inci maddesi çok açık: "Devlet, anne ve babanın inançlarına göre çocuklarına din eğitimi verilmesine saygı göstermelidir" diyor. Ya din derslerini zorunlu olmaktan çıkaracaksınız, ya da bu dersleri, Alevi kökenli öğrencilerin de yararlanabileceği hale getireceksiniz. İkincisini yapmayacak
olan hükümet, din deslerini zorunlu olmaktan çıkarmalıdır.

Zeynel Lüle
REFERANS - 05.09.2008 

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku