CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Orhan Sarıbal’ın, 4 Mayıs Dersim Soykırımı’nın yıldönümünde, ”Unutmadık, asla unutmayacağız! Dersim Katliamı’nda yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum” paylaşımı çokça gündem olmuş ve ırkçı çevreler tarafından Sarıbal’a yönelik linç kampanyası başlatılmıştı.
PSAKD Ataşehir Şubesi tarafından yapılan açıklamada, “CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal’ın 4 Mayıs günü Twitter hesabından ‘Unutmadık, asla unutmayacağız! Dersim Katliamında yitirdiğimiz canları saygıyla anıyorum’ şeklinde yaptığı paylaşım nedeniyle, yine CHP Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan tarafından siyasi olarak lince maruz bırakılıyor” hatırlatmasında bulunuldu.
“IRKÇILIĞI, İNKARI VE YOK SAYMAYI HEDEFLEYEN DÜŞÜNCE VE PRATİKLERİ PROPAGANDA EDİYOR”
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi:
4 Mayıs 1937 ve 38 Dersim katliamına, tam 84 yıl oldu. İnsanlık bu 84 yıl içerisinde adı değişen, bölgesi değişen, tarihi değişen ama sonuçları ve nedenleri değişmeyen birçok katliama tanık oldu. Dersim katliamı da 4 Mayıs 1937’de Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Bakanlar Kurulunda alınan kararla başlatılmıştır. Bu karar insanlığın toplumsal hafızasında yok sayılacak, görmezden gelinecek bir karar değildir ve artık gün yüzündedir, karartılamayacak kadar açıktır.
Gürhan Akdoğan “…önce bekledim en azından amacımı aşan bir ifadeydi’ örneğin birçok siyasetçinin yaptığı gibi ‘yanlış anlaşıldım, öyle demek istemedim’ diye bir özür dilesin hiç olmazsa çark etsin istedim öyle olmadı. Sonra bir süre daha bekledim ki bu kez duyarlı birçok partilinin tepkisinin yanında başta en yukarıdan en aşağıya mevcut örgüt yöneticileri geçmiş dönemde görev yapmış üst yöneticiler… onlardan da tık yok. Peki ya Faik Öztrak’a ne demeli dedesi o dönemde iç işleri bakanıydı. Senin dedeni de katliamcılıkla suçlayan Milletvekili arkadaşına Parti sözcülüğünü bir tarafa bırak kişisel olarak bir söz de mi söyleyemezdin…” ile başlayan uzun bir çağrı ile birilerini göreve davet ediyor. Akdoğan’ın çağrısında üzerine söz kurulması gereken nokta ırkçılığı, şovenizmi, imha, inkar ve yok saymayı hedefleyen düşünce ve pratikleri propaganda etmesidir.
“BU COĞRAFYADA YAŞAYAN HERKES TÜRK-SÜNNİ’DİR SİYASETİ HAKİM KILINMAK İSTENMİŞTİR”
Meselenin özü itibariyle Sarıbal karşıtlığında hortlatılmak istenileni, Dersim Katliamı’nı ve bütün yaşatılanları ve yaşananları nedenleriyle anlamak cumhuriyetin kurucu ilkeleri ve felsefesiyle toplumsal olarak yüzleşmek ile mümkün kılınacaktır. Osmanlıdan devralınan yok sayma ve tekleştirme mirası Cumhuriyetle sürdürülmüştür. Dersim Katliamı’nın nedeni budur. Bu coğrafyada yaşayan bütün farklı etnik kimlikler, inançlar, kültürler, diller yasaklanarak vatandaşlık bağıyla bağlanan herkes Türk- Sünni’dir siyaseti hakim kılınmak istenmiştir. Bugün insanlığın Dersim Katliamı başta olmak üzere insanlığa karşı işlenen bütün katliam ve suçlarla yüzleşmesi toplumsal sorumluluktur ve kaçınılmaz bir gerçektir.
“HER TÜRDEN SALDIRIYA RAĞMEN YAŞAYAN, YAŞATILAN ALEVİLİKTİR”
İnsanlık tarihi sınıflar mücadelesinin tarihidir. Geçmiş çağlardan bugüne kadar gelen bu mücadele bir ihtiyacın ürünüdür. Her sınıf kendi mücadelesini güçlü kılabilmek ve hasmını alt edebilmek için derli toplu hareket etmeye ihtiyaç duymuştur. Aleviler de bu sınıfın bir parçasıdır, Alevilerin örgütlülüğü vardır, Aleviler vardır, Alevilik haktır. Katliamla kıyımla, asimilasyonla, imha ve inkarla yok edilmeye çalışılmasına rağmen daha güçlü var olmaya devam edecektir. Yüzleşmenin diğer bir yönü bazen dikkatlerden kaçan hep katledilmeyi ve zulmü konuşmak oluyor ama esas olan ve biraz yoğunlaşılması gereken her türden saldırıya rağmen yaşayan, yaşatılan Aleviliktir.
“DERSİM KATLİAMI İLE TARİHSEL DÜZLEMDE HESAPLAŞILSIN”
Pir Sultan’ın deyişiyle “Bir taş oynamasın yerli yerinden, duysun canlar deyu bizi asarlar.” Taşlar yerinden oynar. İl başkanının kaygısı, Sarıbal gibi katliam ile resmi tarih dışı söz söyleyen çoğalır kaygısıdır. Dersim Katliamı ile tarihsel düzlemde hesaplaşılsın, arşivler tüm kamuoyunun dikkatine, erişimine ve vicdanına açılsın, ailesinden alınarak başka ailelere evlatlık verilen yeri yurdu belli olmayan sürgüne gönderilen çocuklar ile ilgili tüm süreç açığa kavuşturulsun, Seyit Rıza ve tüm kayıp canların mezar yerleri açıklansın şeklinde ortaya konan talepler insanlığın talebi olarak savunulmalı ve gereği yapılmalıdır.
Yapılan bunca zulüm, katliam ve sürgünler iktidar olmanın imkânları ve olanakları ile asla unutturulamaz. Mazlumların direniş ve mücadele tarihi buna tanıktır. Bugün bir kez daha Orhan Sarıbal şahsında Dersim Katliamı ile yüzleşilmesi engellenmektedir. Maraş, Malatya, Çorum, Sivas, Gazi, Ümraniye katliamlar asla unutulmadı, unutulmayacaktır. Sarıbal şahsında Alevilere yönelik bu tutuma karşı, Sarıbal’ı destekliyoruz. Biz Alevilere yapılana karşı, Alevi kurumları başta olmak üzere her demokratın tutum ve tavır alması insanlık borcudur. Dersim Katliamı’nda yitirdiğimiz bütün canları özlem ve saygıyla anıyoruz.
PİRHA/İSTANBUL