500 yıl sonra devletiyle barış ve uzlaşma arıyor aleviler. İsmail ve Selim üslubunun yerine, insan haklarına uygun bir çözüm bekliyor.
Orhan Gökdemir / Skyturk.tv
"Aleviler ne istiyor" sorusunu güncel politikanın içinde yanıtlamaya çalışmak beyhude bir çaba. Çünkü bütün önemli sorunların Osmanlı'dan devraldı Türkiye.
Osmanlı hanedanı, Müslüman dervişlerin bir şeyhine dayanan bir şef tarafından, İran Safevi hanedanı da Türk boylarına dayanan dervişlerin bir şeyhi tarafından kuruldu.
Bu dervişler, köklerinin Peygamberin damadı Ali'den geldiğine inanıyorlardı. Aleviler bu dervişlerin geleneklerine bağlıydı. 1500 yazında Erzincan'da çeşitli kabilelerden oluşan 7 bin Kızılbaş şeyhin soyundan İsmail'in çağrısına uydu, 1500 yılında Bakü'yü zapt etti. İsmail 13 yaşanda İran hükümdarı olarak taç giydi, şah oldu. Tebriz 'de İran Safevi Devleti böyle kuruldu. Osmanlılar ise tarihleri boyunca o Kızılbaşlara kuşkuyla yaklaştı.
Safevi hanedanın topraklarında Türkler çoğunluktaydı, Türkçe uzun yıllar hakim dil oldu. İsmail'in rakibi Osmanlı sultanı Selim'di. İkisi de şairdi; İsmail Türkçe yazardı, Selim ise Farsça.
Farsça yazan o Selim, 1514'te Türkçe yazan İsmail'e karşı savaş açınca, cephe gerisini sağlama almak için Anadolu'da bir iç severe çıkıp 40 bin civarında Alevi ve Şii'yi katlettirdi. Tebrizli Sünniler de İsmail tarafından Şii olmaya zorlandı. Kabul etmeyenlere ilk oku İsmail attı.
Alevi sorunu Osmanlı bakiyesi topraklara o zamanların mirası. Kıyımlara, katliamlara, atılan ileri adımlara, dağılan hükümdarlıklara rağmen bütün karmaşıklığıyla Selim'in ve İsmail'in bıraktığı yerde duruyor hala.
Yarın başlayacak Alevi çalıştayında işte bu sorunlar ele alınacak bir kez daha. Katılımcılar, AKP Hükümetinin uzun süreden beri dile getirdiği, ancak hiçbir somut adım atmadığı Alevi açılımının kapsamını ve ne anlama geldiğini tartışacak.
Toplantıya davet edilen Alevi Bektaşi Federasyonu bir talepler listesi çıkarmış. Açılması gereken başlıklar net:
-Alevi kimliğini resmen tanınmalıdır.
-Türkiye gerçekten laik bir ülke olmalıdır.
-Diyanet İşleri Başkanlığı ve zorunlu din dersi kaldırılmalıdır.
-Cem evlerimize derhal "ibadet yeri" statüsü verilmelidir.
-Nüfus cüzdanlarındaki din hanesi tamamen çıkartılmalıdır.
-Radyo ve televizyonlardaki tek yanlı yayınlara son verilmelidir.
-Alevilere karşı yapılan ayırımcılık ve haksızlık derhal düzeltilmelidir.
- Aleviliği devletleştirme projesinden vazgeçilmelidir.
Yani 500 yıl sonra devletiyle barış ve uzlaşma arıyor aleviler. İsmail ve Selim üslubunun yerine, insan haklarına uygun bir çözüm bekliyor.
Yol belli, yolcular belli. Ne şah kaldı, ne padişah. Halkla hak pazarlığı yapmanın bir anlamı kaldı mı?
Orhan Gökdemir
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy82499 = 'orhan.gokdemir' + '@';
addy82499 = addy82499 + 'skyturk' + '.' + 'tv';
var addy_text82499 = 'orhan.gokdemir' + '@' + 'skyturk' + '.' + 'tv';
( '' );
82499 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
Skyturk.tv - 2 Haziran 2009