Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap ülkeleri, Yemen’es bu sabah erken saatlerde askeri hava saldırısı düzenledi. Saldırganların amaçları Şii Ensarullah Hareketi’nin (Husiler) ilerleyişini durdurmak. Şavaş Yemen'e nasıl geldi? Ülkedeki güç dengesi nasıl?
Yemen'in kuzeyindeki Şii Husi hareketi Eylül 2014'te başlayan ayaklanmasının sonucunda Ocak ayında başkent Sana'yı ele geçirdi. Ev hapsine alınan Cumhurbaşkanı Abdurabbu Mansur Hadi ise 21 Şubat'ta ülkenin güneyindeki Aden kentine kaçarak daha önce verdiği istifasını geri çekti ve "Görevimin başındayım" dedi. Şimdi ülkede rakip Sana ve Aden yönetimlerinin yanı sıra oldukça güçlü bir El Kaide varlığı var.
BBC Türkçe, altı önemli başlık altında Yemen'de neler olup bittiğini şöyle derledi:
Husiler
Şii mezhebinin Zeydi kolundan olan Husi aşireti, ismini 2004'te ilk isyanı başlatan Hüseyin Bedrettin El Husi'den alıyor.
26 milyonluk Yemen nüfusunun yaklaşık yüzde 30'unu oluşturan Husilerin lideri, 2004 yılında dönemin lideri Ali Abdullah Salih'e karşı ayaklanmıştı. Aynı yıl Yemen askeri birliklerinin operasyonunda öldürülen Hüseyin Bedrettin El Husi'nin yerini kardeşi Abdül Malik El Husi aldı.
Husi hareketi, 2011'de Arap ayaklanmaları ile devrilen Salih'in yerini alan Abdurabbu Mansur Hadi'ye de karşı çıktı. Ülke yönetiminde daha fazla söz sahibi olmak isteyen Husiler, Yemen'i 6 bölgeye ayırmayı öngören anayasa tasarısını reddederek, kendilerine daha fazla söz hakkı doğuracak olan iki bölgeli yapıya geçiş çağrısı yapıyordu.
2014'ün son aylarında Husilerin ayaklanması hızla büyüdü ve başkent Sana'ya kadar ulaştı. Devlet Başkanı Hadi'yi “Batı yanlısı Amerikan piyonu olmakla” suçlayarak görevden aldıklarını ilan eden Husiler, parlamentoyu da feshedip bir “Devrim Komitesi” kurdu. Ancak şu ana kadar uluslararası anlamda Husi hükümeti tanınmış değil.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ülkenin meşru hükümetinin Abdurabbu Mansur Hadi yönetimi olduğunu söylüyor. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği üyeleri dahil çok sayıda ülke Yemen'in başkenti Sana'daki büyükelçiliklerini kapattı.
Halk
Husilerin temsil ettiği kesim nüfusun yarısından az. Ülkedeki Sünni çoğunluk, Şii Husi hareketine kuşkuyla yaklaşıyor. Husilerin başkenti ele geçirmesini protesto etmek isteyenlere ise Husi milisleri izin vermiyor.
Geçen Pazar ülkenin batısındaki Ibb kentinde düzenlenen Husi karşıtı protestoyu milisler göstericilerin üzerine ateş açarak dağıttı.
Olay sırasında bazı protestocuların Husi milisler tarafından alıkonulduğu da belirtildi.
Devlet Başkanı
Ülkenin güneyindeki liman şehri Aden'e kaçan Devlet Başkanı Abdurabbu Mansur Hadi, Sana'da ev hapsinde tutulurken, Ocak ayında açıkladığı istifasını bir ay sonra geri çekti.
Hadi, Husilerle müzakereye hazır olduğunu, ancak öncelikle hala Sana'da ev hapsinde tutulan başbakan ile diğer bakanların serbest bırakılması gerektiğini söylüyor. Şu ana kadar Husilerden gelen sinyaller ise müzakerelerin başlayabileceği izlenimini vermiyor.
Geçen hafta Husi hareketinin lideri Abdül Malik El Husi, ülkenin güneyinde yeni bir harekât başlatma kararı aldı. Başkent Sana'da da çatışmalar devam ediyor. Husi milisleri geçtiğimiz hafta Sana'daki özel harekat ve sahil güvenlik üslerine saldırarak ele geçirdi.
El Kaide
Washington, El Kaide örgütünün en tehlikeli yapılanmasının Yemen'de olduğunu düşünüyor.
Husilerin son ayaklanmasından önce de Arap Yarımadası'ndaki El Kaide olarak bilinen Yemen El Kaide'si bölgede çok sayıda kişinin ölümüne neden olan saldırılar düzenliyordu. Ancak ülkenin büyük bir siyasi karmaşanın içine düşmesi ve devlet sisteminin çökme noktasına gelmesiyle El Kaide'nin Yemen'de daha da güçlenebileceği endişeleri var.
Washington Post gazetesinde geçen hafta yer alan bir analizde Husilere karşı olan Sünnilerin de El Kaide'ye destek vermeye başladığı belirtildi.
Yemen'deki El Kaide yapılanması son karışıklıktan önce de Husi hareketine karşı eylemler düzenliyordu. Örgüt militanları geçen yıl 14 askeri Husi olduğu iddiasıyla başlarını keserek öldürmüştü. El Kaide, Husilerin Devlet Başkanı Hadi karşıtı protestoları sırasında da başkent Sana'da intihar saldırısı düzenlenmiş ve 47 Husi'yi öldürmüştü.
İran, Suudi Arabistan
Husi hareketi her ne kadar kendisini Şii mezhebi üzerinden tanımlamaktan kaçınsa da, oluşumun İran'ın desteğini aldığı iddiaları var. Yemen'in komşusu Suudi Arabistan'ın ise ülkedeki Sünni hareketi desteklediği iddia ediliyor.
İngiltere merkezli düşünce kuruluşu Chatham House'tan Peter Salisbury, Yemen'i ele aldığı bir makalede "Bölgesel etkisini artırmak için birbiriyle rekabet eden İran ile Suudi Arabistan'ın bu yarışı, iki ülkenin çatışan karşıt grupları desteklemesine yol açıyor. Buna Yemen'deki durum da dahil" yorumunu yapıyor.
Hem İran, hem de Suudi Arabistan ise Yemen'deki gelişmelere doğrudan müdahale ettikleri iddialarını reddediyor.
IŞİD
Husilerin başkent Sana'yı ele geçirmesiyle birlikte 2011'de Körfez İşbirliği Komitesi tarafından hazırlanan altı bölgeli Yemen planı neredeyse tamamen çökmüş oldu.
Şimdiyse ülkenin ikiye bölünebileceği endişeleri var. Avrupa Parlamentosu geçen hafta yayınladığı bir Yemen raporunda, tarafların bir an önce görüşmelere başlayarak bir geçiş hükümeti kurmaları çağrısı yaptı.
İktidar mücadelesine İslam Devleti (IŞİD) de dahil oldu. Başkent Sana'da Husilerin gittiği iki camiye düzenlenen ve 100'e yakın kişinin ölümüne yol açan saldırıları IŞİD üstlendi. Bu saldırı IŞİD'in Yemen'de gerçekleştirdiği ilk büyük çaplı eylem olarak da kayda geçmiş durumda. (AS/HK)
Yemen'e Suudi Arabistan saldırısı haberleri
* Suudi Arabistan’dan Yemen’e Hava Saldırısı