Alevilik tartışmasında son

Alevilik tartışmasında sonSahnelenmesine ara verilen Yedi Tepeli Aşk oyunu hakkında konuştuğumuz yazar Seray Şahiner,"Yerel seçimler yaklaştı....

Alevilik tartışmasında son

Sahnelenmesine ara verilen Yedi Tepeli Aşk oyunu hakkında konuştuğumuz yazar Seray Şahiner,"Yerel seçimler yaklaştı. Alevilerden oy alabilmek için Alevilik tartışması yaratıyorlar" dedi

Geçtiğimiz günlerde Milliyet gazetesinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda (İBBŞT) sahnelenen Yedi Tepeli Aşk oyununda Aleviler'i incitici ve rencide edici ifadelerin yer aldığına yönelik bir haber yayımlanmıştı. Söz konusu haberlerin ardından çıkan ve gittikçe şiddetlenen tartışmalar neticesinde oyunun sahnelenmesine ara verildi. İBBŞT'dan konu hakkında yapılan açıklamada, Milliyet'te 3 ocak günü yayımlanan haber ile "İBBŞT'nın nesnel anlamda tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bir provokasyon ortamına çekildiği, tiyatroyu, seyirciyi ve oyun ekibini korumak maksadıyla oyunun sahnelenmesine ara verildiği" belirtildi.

Nezihe Meriç, Ayşe Kilimci, Seray Şahiner, Evrim Yağbasan ve Melisa Gürpınar'ın öykülerinden uyarlanan oyundaki tartışma yaratan bölümün adı ise Gelin Başı. Gen yazar Seray Şahiner’in kaleme aldığı öyküde bekaretini kaybetmiş Alevi bir kızın, Sivaslı Alevi bir erkekle evlenme hazırlığı içindeyken bakire olmayışı yüznden duyduğu endişeler anlatılıyor. Ersin Umulu'nun yönettiği Yedi Tepeli Aşk oyununa ara verilmesiyle ilgili olarak Gelin Başı öyküsünün yazarı Seray Şahiner, İBBŞT’nın Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sanat Danışmanı Kenan Işık ve tiyatro eleştirmeni Dikmen Gürün'le konuştuk.

"Seçim yaklaştı. Aleviler'e şirin görünmek istiyorlar"

Gelin Başı öyküsünün yazarı Seray Şahiner Yedi Tepeli Aşk oyununda üç öyküsünün kullanıldığını ve bunlardan birinin de Yedi Ağlı Don olduğunu söyledi. Yedi Ağlı Don'da 15 yıl önce İstanbul'un Fatih ilçesinde, bir tarikatın etrafında gelişen olayların anlatıldığını ve asıl bu bölüme tepki geldiğini söyleyen Şahiner, Milliyet gazetesindeki haberin yayımlanmasından evvel Gelin Başı ve Alevilik’le ilgili herhangi bir eleştiriye maruz kalmadığını vurguladı. "Yerel seçimler yaklaştı. Aleviler'den oy alabilmek için Alevilik tartışması yaratıyorlar" diyen ve kendisinin de Alevi olduğuna temas eden yazar, Aleviler'e ayrımcılık yapmayı aklından bile geçirmediğini söyledi. Sorumuz üzerine öykülerinin sahneye aktarılmasıyla ilgili bir rahatsızlık da duymadığını belirten Şahiner, "Benim yazdığım metnin aynısı sahneye aktarılmış. Sadece öyküler biraz kısaltılmış. Oyunda beni rahatsız eden bir şey yok" yanıtını verdi.

Oyunun provokasyona yol açabilecek bir içeriği olmadığını ve kendisine bugüne değin konuyla ilgili herhangi bir tepki gelmediğini vurgulayan Şahiner, "ancak Milliyet'te çıkan haber provokasyona yol açabilecek nitelikteydi" dedi ve sözlerine şöyle devam etti. "Oyunla ilgili haber, Sivas katliamı ve Cem Vakfı'la ilgili haberlerin yanındaydı. Sadece bu bile rahatsız edici bir durum."

Şahiner son olarak, öyküsünde namus kavramını sorgulayan bir kızı anlattığını ve Alevi sözünü kesinlikle ayrımcılık yapmak için kullanmadığını vurguladı.

"Aleviler'i incitecek bir şey yok"

Yedi Tepeli Aşk oyununun repertuvar kurulundan oy birliğiyle geçtiğini söyleyen İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya, "Milliyet'teki haber çıkıncaya kadar bize konuyla ilgili herhangi bir şikayet gelmemişti" dedi. Oyunun hâlâ repertuvarda olduğunu, ortam yatıştıktan sonra yeniden sahneleneceğini söyleyen Alkaya, Yedi Tepeli Aşk'ın artistik açıdan eleştirilebileceğini ancak Alevililer'i incittiği yönündeki ifadelere kesinlikle katılmadığını söyledi. Alkaya sorumuz üzerine İstanbul Belediyesi'nden ve belediyenin sanat danışmanı Kenan Işık'tan oyunun kaldırılması yönünde kendilerine herhangi bir talebin gelmediğini dile getirdi.

"Sansüre Karşıyım"

Tiyatro eleştirmeni Dikmen Gürün oyunu izleme fırsatı bulamadığını ancak sansüre kesinlikle karşı olduğunu söyledi ve "Bu sansürün bir biçimidir ve tasvip etmem mümkün değil" dedi.

"Sanatsal açıdan da eleştirdim"

Kenan Işık ise konu hakkında şöyle konuştu: "Oyunla ilgili çok sayıda şikayet geldiğini biliyorum. Seyirciler hem gazeteleri, hem de bizzat tiyatroyu arayarak şikayetlerini iletmişler. Benim belediyenin sanat danışmanıyım. Ancak ne belediyenin, ne de benim Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen eserlere müdahale etme gibi bir yetkimiz yok ve etmedik de. Ben oyunu izledim ve İBBŞT'nın Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya benim uzun süredir tanıdığım yakın bir arkadaşım olduğu için konu hakkındaki düşüncelerimi kendisine ilettim. O da bazı noktaları kaçırmış olabileceğini söyledi ve ardından 'Sivas' sözü metinden çıkarıldı.

Ben oyunun Aleviler'i incitici ve ötekileştirici bir niteliği olduğunu düşünüyorum. Burada öyküye bir şey demiyorum ama oyunlaştırılmasında bir sorun var. Ayrıca estetik olarak da başarılı bir uyarlama değil. İnsan Şehir Tiyatrosu'nda müsamere düzeyinde bir oyun izleyince üzülüyor. 'Namus', 'kızlık zarı' gibi kelimelerin bolca sarf edildiği bir oyun "Biz Sivaslıyız. Aleviyiz" sözleriyle bitiyor. Bu, söz konusu durumun Aleviler'e özgü bir şeymiş gibi algılanmasına neden olur. Oyunu savunanlar, metinde sadece bir kez Alevi sözcüğünün geçtiğini söylüyorlar. Shakespeare'nin Jul Sezar oyunununda da "Sende mi Brütüs?" cümlesi bir kez geçer ama herkes bu cümleyle bilir o oyunu. Oyuna 10 yaşın üzerindeki izleyiciler de alınıyor. Bu da ayrı bir sorun. Bakın ben Marques de Sade'ın Sodom'unu kütüphaneme alırım ama çocuğum 18 yaşına gelinceye kadar onu okumasına izin vermem. Bu oyun hakkında bir çok insan şikayette bulunuyorsa bu bir realitedir ve bu şikayetlerin gözönüne alınması gerekir.

Burada öyküden tiyatroya uyarlama söz konusu. Bir öyküyü tiyatroya uyarlarken çok özen göstermek gerekir. Rejisörün de Alevilik hakkında derinlemesine bilgi sahibi olması şarttır. Ben oyunun Şehir Tiyatrosu'nun repertuvar kurulundan nasıl olup da geçtiğine şaşırmıştım. Sonra öğrendim ki bu bir gençlik oyunuymuş ve gençlik günleri kapsamında sahnelenmiş. Gençlik oyunları repertuvar kuruluna girmez. Sonra bu sezonun başında oyun, repertuvara alınmış. Oyunu yöneten de profesyonel rejisör değil. Namus meselesi her sosyal ve etnik grupta görülebilecek bir şey. Bunu 'Alevi' lafının içine hapsetmek doğru değil.

Oyunun sahnelenmesine ara verilirken ifade edilen provokasyon endişesi lafına anlam veremedim. Kim provake edecek oyunu? Aleviler mi? Aleviler hiçbir zaman böyle bir tutum içine girmediler Türkiye'de. Oyun metninden 'Sivas' lafı çıkarıldı sonradan. Demekki bir sorun yaratacağı tahmin edildi. O zaman önleminizi baştan almanız lazım. Orhan Alkaya böyle bir şey yapıp sonra 'provokasyondan korkuyorum' diyorsa bunda bir sorun var. Bu meseleyi yerel seçimlerle ilişkilendirenler oldu. Buna kesinlikle katılmıyorum. Ben baştan beri oyunun estetiğini, ideolojisini tartışma taraftarıyım. Burada Aleviler'i incitici çok şey var bana göre."

Taraf/ÖZLEM ERTAN - Istanbul - 06.01.2009

Basında Aleviler Haberleri

Can Dündar: Aleviler tarih yazıyor!
Hilal Nesin’e sistematik saldırı
Alevi Kadınların ilk ve tek dergisi PELGÜZAR