İnanç noktasında, kesinlikle aya güneşe tapma gibi bir hadise de yoktur.Ama sünni İslamla birebir aynıdır demek de mümkün değildir.
İslam’ın yayılış sürecinde Emevi milliyetçiliğinin etkisi ve yeni bir inanç biçimine geçişte eski alışkanlıkların alttan da olsa devam etmesi sebebiyle bildiğimiz anlamda Alevilik daha çok Türkler arasında yayılmıştır.Hatta inanış odur ki Türkler arasında sünnilik yerleşik yaşama geçtikçe yayılmış ve ibre sünnilik lehine dönmüştür.Dönem koşulları içinde ,eski tarz inanış biçimlerinin bazı İslami öğelerle harmanlanması çok belirgindir bu inançta.
Şekli anlamda ele alırsak, Alevilikte 5 vakit namaz yoktur. Oruç Muharrem ayında tutulur ve ramazan orucuna benzemez.(12 gün boyunca süren bir matem havası şeklindedir, sabuna dokunulmaz,bıçak kullanılmaz,su içilmez gibi). Çoğu insanın çekinerek ama merak etmekten de geri duramadığı şeyi de belirteyim boy abdesti gibi bir kavram da yoktur Alevilikte. Cemler perşembeyi cumaya bağlayan gecelerde dedenin idaresinde yapılır.
Şimdi, yazdıklarıma karşı çıkacak,çevresinden örnek verecek arkadaşlara öncelikle şunu belirtmeliyim ki ülkemizde bir çok Alevi, köyünden kasabasından göç etmiştir. Göçün etkisiyle Alevilerin hatırı sayılır kısmı geleneksel Alevilik yaşantısı ve ibadet şeklini gittiği yerde ilk zamanlarda devam ettirememişlerdir.Bunun dışında farklı ibadet şekillerini uygulayan ve böylece tamamıyla sünnileşen Alevi kesimler de bulunmaktadır.Aslen Alevi olduğunu belirtip sünni inanış biçimini uygulayan kimselerin durumu buna örnektir.Bu kesimleri ölçüt alarak Alevilik esasları hakkında fikir edinmeniz sağlıklı olmayacaktır.Genelde böylesi hatalı bir yol izlendiği için elli çeşit Alevilik varmış gibi algılanır.
Şunu da önemle belirtmeliyim ki yazdıklarım Anadolu Aleviliği için geçerlidir. Arap Aleviliği olarak tabir edilen Nusayrilik ise ne sünniliğe ne de Anadolu Aleviliğine tam olarak benzemeyen bir inançtır.