Aleviliğin Avusturyada Mahkemelik olma konusu

Danimarka Alevi Federasyonu eski Başkanı Feramuz Acar Avusturya sürecini değerlendiyor..

“Daha Allah ila Cihan Yok iken” diye, kendi tarihini VARLIĞA, VAROLOŞ felsefesine dayandıran Aleviliğin, somut inanç öğreti köklerini, yukarı Mezopotamya/Anadolu’da 12 bin yıldan bu yana Urfa Göbeklitepe ’den bu yana, Aleviliğin diyalekttik evrimini adım adım sürmek mümkündür. Fakat bildiğim kadarı ile Alevilik tarihte; Danişmendli Beyliği (1071-1178), asimilasyon amaçlı Osmanlının Alevi dedelerine şecere dağıtması, İran Safevilerin Alevileri şiirleştirme çabaları ve Arnavutluk’un bağımsızlığını destekledikleri için “Bektaşiliğin” Arnavutluk’ta resmen kabul görmesi dışında. Alevilik kendine özgün resmi inanç toplumu olarak kabul edilmemiş, bu yönde bir devlete başvuruda olmamıştır.

Alevi toplumu kurumları dünde bugünde ‘’DEVLETİN ALEVİSİ OLMAYACAĞIZ’’ görüşünü dile getirmektedir. (Çünkü devlet köleci toplumla birlikte ortaya çıktığı günden buyana sömürücü sınıfların çıkarını gütmüştür.) Aleviler olarak yaşadığımız ülkelerin yasal olarak tanıdığı bazı haklar vardır. Güncel bu yasal hakları almakta genel anlamda bir sakınca yoktur çünkü bizlerde vergi veriyoruz.. Fakat Aleviler olarak sürekli tam laikliği, ve her inancın kendi kendini yönetmesini ve kendi kendini finansa etmesini savunuyoruz ve yaşadığımız her ülkede bunu savunmalıyız.

ALEVİLİK KENDİNE ÖZGÜN BİR İNANÇ OLARAK İLK DEFA 25 EKİM 2007 TARİHİNDE DANİMARKA'DA KABUL EDİLDİ

Almanya Alevi Federasyonu bir eyalette Alevilik dersleri verilmesi için 2004 yılında başvurmuş, 2 ayrı bilirkişi raporunda Aleviliğin Alman anayasası uyarınca inanç toplumu olduğu vurgulanmış, buna dayanarak 2007 yılında bazı eyaletlerde Alevilik dersleri başlamıştır. (Okullarda Alevilik dersleri ve içeriği ayrı bir tartışma konusu.) Ve bildiğim kadar ile Almanya AABF Aleviliğin kendine özgün bir inanç toplumu olarak kabul edilmek için özel bir başvuru yapmamış ve bu anlamda kabul onay almamıştır. Çeşitli eyaletlerde antlaşmalar olduğunu biliyoruz.
2006 yılında bir AABK toplantısında Almanya’da olduğu gibi diğer Avrupa ülkelerinde de Alevilik dersleri verilmesinin araştırılması başvuru yapılması gündeme gelmiştir.

O zaman başkanı olduğum Danimarka Alevi federasyonu, DABF Danimarka yasalarını araştırmıştır. Danimarka’da din/inanç dersleri seçmelidir. Resmi inanç toplumu olarak kabul edilen inançlar hakkında okullarda GENEL anlamda eğitim verilmektedir, özel eğitimi her inanç kendi kurumunda vermektedir.. Aleviliğin halen resmen tanınmadığı Türkiye’ye baskı yapmak, Danimarka devletinin yasal inançlara tanıdığı haklardan yararlanmak için. Danimarka Alevi Federasyonu Alevi kendine özgün olarak tanınması için yukarıdaki 14 şart maddeye cevap veren başvuru, DABF adına bir kurul tarafından hazırlayıp, HBV dergahına sunulmuş , AABK inanç kurulu yazılı onayı ve DABF ye bağlı AKM’ler ve Federasyon genel kurullarında oy birliği ile onaylanıp, ilgili bakanlığa vermiş ve 25 Ekim 2007 tarihinde; Alevilik Dünyada ilk kez bir ülkede, Danimarka’da kendine özgün bir inanç toplumu olarak resmen kabul edilmiştir.

Danimarka Alevi İnanç başvurusunda özetle; Aleviliğin Vahdeti mevcut varlığın birliği Enel-Hak insanı tüm varlığı HAK olarak algıladığı belirtilmiş. İkrarnamesi ""Elime dilime belime sahibim, kamili insanlık yoluna talibim rıza şehrine girmektir dileğim olsun cemi cümle canlar şahidim"". Ritüeli sazlı sözlü semahlı kadınlı erkekli lokmalı 12 hizmetli Cem erkanı olduğu. Ve Temel etik kurallar olarak Kendine reva görmediğini başkasına görme 72 millete aynı nazarla bakmak 4 kapı 40 makam öğretisi olarak belirtilmiştir. Danimarka başvurusunda ayrıca Aleviliğin sentezi bir inanç olduğu, bazı Ehlibeyt, Muhammed-Ali, Hüseyin Kerbela gibi İslami terimlerin sembolik olarak kullanıldığı fakat Aleviliğin bunlara İslam dışı bir yorum anlam verildiği, yoksa Aleviliğin İslam’ın tanrı anlayışı ibadet ve şartlarının hiçbirine uyulmadığı açıkça belirtilmiştir. Buna dayanarakta Danimarka’da kendine özgün bir inanç olarak kabul edilmiştir.

(Bugün sadece Devrimci Aleviler Birliği DAB bu tür sembolik tüm İslami söylemlerin Alevilikten tamamen çıkartılmasını gündeme getirip savunmaktadır. Çünkü bu söylemler bir arada anılınca doğal olarak İslam’ı çağrıştırmakta ve Aleviliğin temel felsefesi öz değerleri ile çelişmektedir, insanlarda bizi İslam Müslüman olarak algılamaktadır. Alevilik bu İslami söylemlerden kurtulmadan bu çelişki devam edecektir.)

AVUSTURYA ALEVİ İNANÇ TOPLUMU BAŞVURUSU

Aleviliğin Danimarka’da kendine özgün inanç toplumu olarak kabul edilesinin ardında, istek üzerine Danimarka’nın bu başvurusu diğer Avrupa ülke Alevi federasyonlarına ve Avusturya Alevi federasyonuna gönderilmiştir. Diğer ülkelerde sorun yaşanmazken, Avusturya federasyonuna bağlı Viyana Alevi Kültür Derneğinden sinsi hınzır bir grup, bu başvuruyu çalıp, Aleviliğin kendine özgün inanç olarak tanınmasını engellemek için, başvurunun içeriğini ve başlığını AVUSTURTA ALEVİ İSLAM İNANÇ TOPLULUĞU olarak değiştirip, Avusturya federasyondan habersiz gizlice, 23 Mart 2009 tarihinde Avusturya devletine başvurmuştur. Ardından Avusturya Alevi Federasyonu da “Alevi İslam geçmeyen” “Avusturya Alevi inanç toplumu” adıyla benzeri bir başvuruyu 11 gün sonra 4 Nisan 2009 tarihinde bakanlığa vermiştir. Avusturya devleti, ilk başvuru yapanları dikkate almış, onları İslam inancı altında bir altına cemaat (mezhep) olarak İslam yasası altına almıştır. İlk başvuruyu yapanlar daha sonra isimlerinde “İslam” kelimesini çıkartmışlar “Avusturya Alevi İnanç Toplumu‘ adını almışlardır. Bu şekilde Avusturya Alevi federasyonunun resmi olarak tanınmasının önünü kesmişlerdir, aynı zamanda da İslam kurumu altında kalmışlardır. 11 Mayıs 2015’te Avusturya Federasyonunun başvurusu 2 defa red edilmiştir. Federasyonda buna ihtiraz davası açmıştır, bu dava 25 Ocakta görülecektir. (Bu arada 23 Ağustos 2013 tarihinde‚ “Kadim Alevi İnancı‘ adıyla FEDA’ya bağlı Kürt Alevi Derneği de yasal statüye kavuşmuştur.)

Bu davada temelde usulen bir yanlışlık vardır. Federasyona bağlı Viyana AKM kendi başına gidip Avusturya Alevi toplumu adına bir başvuru yapamaz. Alevi yolu açısından da tüm Alevilerden rızalık alması (genel kurullarda üyelerin başvuruyu onaylaması) gerekir. Aynı şekilde Avusturya ilgili bakanlığının, Federasyon varken ona bağlı bir alt kurumun (Avusturya’da Alevi toplumunun onayını almamış) başvurusunu kabul etmesi de hukuken tutarsızı ve geçersiz olmalıdır. Umarım dava ile ilgilenen hukukçu arkadaşlar bunun bilincindedir. Ayrıca mahkemeler mahkemeye sunulan savunma, tanık, ifade ve somut belge bilgiler ışığında karar verir. Dışarıdan baskı yapmanın alınacak karara pek etkisi olmaz. İlgili hukukçu arkadaşlar avukatlar davaya iyi hazırlanmalıdır. Ayrıca Aleviliğin İslam’dan ayrı bir inanç öğretisi olduğu açık net belgelerle ortaya konulmalıdır. Yoksa ancak İslami bir cemaat olarak kabul edilir. Aleviliğin diğer Avrupa ülkelerinde kendine özgün, İslam’ın vs. dışında kabul edildiğine dair belgeler sunulmalıdır. Doğru olan Avusturya’daki tüm Alevi kurumlarının ortak hareket edip, Ortak bir Alevilik onayı/yasası çıkarmak için çalışmasıdır, fakat İslamcı-Alevilerin buna yanaşacağını sanmıyorum.

Avusturya yasalarını ve mahkemeye sunulan belgelerin tam bilmediğimiz için, 25 Ocakta ne gibi bir karar çıkar öngörmek kolay değil. Mahkeme Avusturya’da Alevileri temsil yetkisini AABF federasyona verebilir. Veya Federasyonu da ayrıca tanıyabilir. Tüm Alevi kurumlarına gidin aranıza anlaşın ortak bir başvuru ile gelin de diyebilir. Bu mahkeme kaybedilirse, AABF tamamen İslam’dan arındırılmış öz alevi değerleri ile yeni bir başvuru yapılabilir.

Ne yana çevrilirse çevrilsin aslında konu; Aleviliğin İslam olmadığı, Alevilerinde Müslüman olmadığı, Alevilerin bunu bilip benimseyip kabullenmesinde, İslam’ı terk etmesinde ve Alevi kurumlarının Alevi toplumunu bu yönde bilinçlendirmesinde düğümleniyor.

Kardeşim 1400 yıldır İslam’ın hiçbir şartına uymamışsın, 1400 yıldır seni katliamlardan geçirmişler, Ne sen camiye gitmişsin, ne de seni zorla camiye götürememişler. Daha ne uğraşıyorsun İslam’la. Kaldır at İslami olan her şeyi bir kenara, kendi hayatını inancını yaşa yaşat.

(Feramuz Acar - 8.1.2019)

Alevi Kurumlarından Haberleri

Osmanlı’dan bu yana en büyük Alevi kırımının adı; Dersim 38!
Avusturya devleti 'Aleviliği' tanıdı !
Bir 'Alevi Dede'si düşünün...
Müslüm Doğan'ın Aleviler içindeki karşılığı Çin'de devrilen bir çuval pirinç kadardır!
Alevi kadınlar mutfaktan çıkıp devrim yaptı