ÖDP'li Uras'tan Ergenekon eleştirisi
ANKARA (ANKA) -ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, Ergenekon davasının ‘devlet kurumları ve sivil toplum açısından yıllardır hesabı verilmeyen ve vicdanları ezen ağırlıklardan kurtulma fırsatı” olduğunu belirterek “Ancak Ergenekon ve benzeri örgütlenmelerin tasfiyesinin nasıl yapıldığı en az tasfiyenin kendisi kadar önemlidir. Bu tasfiye hukuk içinde, demokratik yollarla yapılmalı, yeni hukuksuzluklar yaratılmamalı” dedi.
Uras Ermenistan ile ilişkilerde cesur adımların atılması ve güçlendirilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini kaydederek “1915 ortak acısının 94.yılında sınır kapılarını açalım ve tarih ve kültür bakımından bir çok şeyi paylaştığımız Ermenistan'ın kardeş halkıyla yeniden kucaklaşalım” dedi. Uras, Azerbaycan'la da ilişkilerin güçlendirilmesi için çaba harcanmasını istedi.
Uras, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, TBMM'nin halk iradesinin tecelli ettiği kurum olduğuna dair ortak bir söylemin kabul gördüğünü ancak bu yetkilerin layıkıyla kullanılabildiğinin hala tartışmalı olduğunu söyledi. Bu dönemde, milletvekilleri ve siyasi partiler olarak Türkiye'nin siyasal tarihinde anlamlı bir iz bırakılmasının, Anayasayı değiştirmekten geçtiğini ifade eden Uras, “Anayasa değişikliği denilince ilk akla gelen, siyasal rejimin her türlü vesayetten kurtarılmasıdır. Türkiye demokrasisinin kendine hak bir yönü olduğundan söz edilecekse bunun de ne yazık ki bir vesayet demokrasisi olduğunu artık kabul etmeliyiz. Meclis'ten beklenen kararlılık ve cesaret bu noktada gösterilmelidir” dedi.
-“ETNİSİTEYİ İMA ETMEYEN BİR ANAYASAL VATANDAŞLIK TANIMI GETİRİLMELİ”-
Uras, mevcut anayasada, Kürt sorununun demokratik ölçüler içinde eşitlik temelinde ve barışçıl çözümüne hiçbir katkı sağlamadığını ifade eden Uras, herhangi bir etnisiteyi ima etmeyen bir anayasal vatandaşlık tanımı getirilmesi gerektiğini kaydetti. Uras, “Artık Kürt ve Alevi yurttaşlarımızın kültürel talepleri ve hakları insanlık tarihinin bu konudaki kazanımlarına denk gelecek şekilde düzenlenmelidir” dedi.
-“KÜRT SORUNU ADLİ BİR MESELE HALİNE GETİRİLMEMELİ”-
Konuşmasında DTP'ye yönelik operasyonları da değerlendiren Uras, “Diyarbakır'ı, ‘fethetmeye' girişmek, bölgedeki seçim sonuçlarını, ‘Ermenistan sınırına dayanmış bir risk' olarak yorumlamak ne kadar hatalıysa, Kürt sorununu adli bir mesele haline indirgemeye devam etmek de o kadar hatalı olacaktır. Kürt sorununun çözümünde son derece önemli bir partner, bu çatının altında şu sıralarda oturuyorken, konuyu savcılara, askere, ABD'ye havale etmek, aklın, vicdanın ve siyasal mantığın kabul edebileceği bir şey değildir” diye konuştu.
-ERGENEKON ELEŞTİRİSİ-
Ergenekon davasıyla ilgili de değerlendirmelerde bulunan Uras, davanın kapsamını görevli savcıların çizeceğini belirtirken şunları söyledi:
“Bu dava devlet kurumları ve sivil toplum açısından, yıllardır hesabı verilmeyen ve vicdanları ezen ağırlıklardan kurtulma fırsatıdır. Ancak Ergenekon ve benzeri örgütlenmelerin tasfiyesinin nasıl yapıldığı en az tasfiyenin kendisi kadar önemlidir. Bu tasfiye hukuk içinde, demokratik yollarla yapılmalı, yeni hukuksuzluklar yaratılmamalıdır. Meclis iradesi, bu tür dönemlere ve girişimlere yol vermeyecek kararlılığı ve yaratıcılığı bugün mutlaka göstermeli, bu konuları örtbas etme yerine araştırılmasına önayak olmalıdır.”
-“ERMENİSTAN SINIR KAPISI AÇILMALI”-
Ermenistan ile ilişkiler konusuna da değinen Ufuk Uras, cesur adımlar atılması ve güçlendirilmesine ağırlık verilmesi gerektiğini kaydetti. Uras, “1915 ortak acısının 94'ncü yılında sınır kapılarını açalım, tarih ve kültür bakımından bir çok şeyi paylaştığımız Ermenistan'ın kardeş halkıyla yeniden kucaklaşalım” dedi.
Uras, Azerbaycan'la ilişkilerin güçlenmesi ve geliştirilmesi için de çaba harcanması gerektiğini kaydetti. (ANKA)
MYNET HABER - 23 Nisan 2009