Alevilerin sorunu benim neyim oluyor?

Alevilerin sorunu benim neyim oluyor?Fehmi Koru / YeniŞafakHükümetin 'milli birlik projesi' veya 'demokratik açılım' diye...

Alevilerin sorunu benim neyim oluyor?

Fehmi Koru / YeniŞafak

Hükümetin 'milli birlik projesi' veya 'demokratik açılım' diye adlandırılmasından hoşlandığı 'Kürt açılımı' çıkan kavga-gürültüler yüzünden dikkatleri üzerine çekerken, bir başka açılım menziline doğru sessiz-sedasız yol alıyor: 'Alevi açılımı'... Devlet Bakanı Faruk Çelik'in de sürekli katılımcılarından olduğu 'Alevi Çalıştayları'nın beşincisi, kalabalık bir yazar ve araştırmacı grubuyla, dün, İstanbul'da yapıldı.

Türkiye'de sorunlu alan da, çileli insan da çok. Aleviler ile ilgili konu hem din-devlet ilişkileri -yani lâiklik- gibi olağanüstü çetrefil bir sorun alanına giriyor, hem de şikâyetçiler çok uzun yıllardır mağdur edildikleri kanısındalar... Konunun teolojiden öte tarihî, sosyolojik ve psikolojik yönleri de bulunduğu için, ele alınması bile cesaret gerektiriyor.

Cesur adım hükümet tarafından aylar önce atıldı ve bugüne kadar değişik katılımcıların katkısıyla edinilen görüşlerden hasıl olan birikim, hem umut verici, hem de tedirginlik kaynağı... Çok uzun zamandır üstü örtülü olduğu için ne kadar kapsamlı olduğu anlaşılmayan sorunun göz korkutucu gerçekleri içinde barındırdığı, kapak açılır açılmaz ortalığa dökülüverdi.

Kim olsa ilk girişimden sonra pes edebilirdi.

Süreç içerisinde karşılaşılan zorluklara rağmen adım atmaktan vazgeçilmemesi bu sorunun eninde sonunda çözülebileceğini düşündürüyor. Özellikle de, varolan ihtilâflar üzerinde yoğunlaşmak yerine çözüme odaklı bir yaklaşım sergilenebilirse...

Aylar önce burada üç müstakil yazıyla bu konuya çözümü amaçlayan bir yaklaşımla değinme ihtiyacı duymuştum. Hâlâ umudumu koruyorum. Sebebi açık: Türkiye'nin bugün karşı karşıya olduğu dünya konjonktürü ve konjonktürün kapımıza getirdiği fırsatlar, kimlik eksenli sorunların çözümünü zorladığı gibi kolaylaştırıyor da... Aleviler odaklı sorun lâiklik ve demokrasiyle ilgili; daha doğrusu lâiklik ve demokrasinin bize özgü versiyonlarıyla... Çıtayı bir parmak daha yükseltir, daha fazla lâik ve daha fazla demokrat olursak, sadece Aleviler'den gelen şikâyetleri değil, din-devlet ilişkilerinin çarpıklığından kaynaklanan hemen bütün şikâyetleri sona erdirebiliriz.

Demokrasi, bilindiği gibi, siyasetin 'temsil' üzerinden yürütülmesiyle gerçekleşir; bireyler kendilerini veya çıkarlarını temsil ettiklerine inandıkları partileri iktidara getirmek için varolan örgütler içerisinde yer alırlar demokrasilerde... Türkiye'de Aleviler, şikâyetlerine konu sebepler yüzünden, geleneksel olarak, kendilerinin dertlerine kulak tıkayan bir siyasi partiyi desteklemekteler. Garip, ama gerçek bu...

Eldeki sorun Aleviler açısından tatmin edici bir biçimde çözülürse, “Yüzde 15'e kadar varabilen bir oy depom var nasıl olsa” kolaycılığıyla siyaset yapmak imkânsızlaşır; herkes demokratik bir sistemde olması gerektiği biçimde oy kullanmaya başlayacağı için...

Sözün kısası, siyasetin normalleşmesi ve demokrasinin olgunlaşması için bu sorunun çözümü gereklidir.

Aleviler ile ilgili sorunun üzerine gitmek sadece siyaseti normalleştirmekle kalmaz, Alevi-olmayan vatandaşların din-devlet ilişkilerinin sağlıklı bir zemine oturmamasından kaynaklanan şikâyetleri de azalır, hatta yok olabilir. Kendisini azınlıkta sayanların üzerlerinde hissettikleri baskıyı ve gadre uğramışlık duygusunu yok etmek, çoğunluk gibi göründüğü halde sistemin değişik türde baskılara ve gadre uğrattığı başkalarını da rahatlatmaya yarayacaktır, hiç kuşkunuz olmasın...

Olayın böyle bir konuda 'tarafı belli' kabul edilen Ak Parti'nin demokrasi ve lâiklik anlayışına güveni artırıcı bir boyutu da var doğal olarak...

Dün İstanbul'ta yapılan 5. Çalıştay umutlarımı artırdı.

Fehmi Koru

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy61329 = 'f.koru' + '@';

addy61329 = addy61329 + 'yenisafak' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

var addy_text61329 = 'f.koru' + '@' + 'yenisafak' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';

( '' );

61329 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


YENİŞAFAK - 12 Kasım 2009 Perşembe

Diğer Haberler

Onarılamayan yara Maraş Katliamı 46. Yılında
Honaz Alevi Köyleri
AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Kerbela: Gerçek mi mitoloji mi?
Muharrem Orucu ve Yas-ı Matem Takiyyesi
Alevilik ve İslam farklıdır, Alevilik nedir?
12 imamlar bizden değildir
Minaresiz Camiye benzeyen Cemevleri
Metin Karataş: 'Alevilerin ibadethanesi dört duvar arası değildir!'