Alevilik Araştırma Merkezi Başkanı Ali Yıldırım, yargıda mezhepçi bir yapılanma olduğu iddialarına sert tepki gösterdi.
Alevilik Araştırma Merkezi Başkanı Ali Yıldırım, yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti: Danıştay’ın katsayı kararı sonrası gerici çevrelerin tekrar Alevileri hedef aldığını, gerekçelerinin ise ilkel bir yaklaşıma dayandığını ifade ederek “Kararı veren Danıştay dairesindeki üyelerin birisinin adı Ali, birisinin babasının adı M. Ali, birisinin kayınpederinin adı H. Ali, birisinin; ailecek doğum yerleri, Ali ile özdeş ilimiz,diğerinin Ali’ye bağlılığı da deşifre edilmiş bulunuyormuş. Yani bu üyeler Alevi imiş. Alevi olduklarına göre de adil bir karar vermezlermiş. Karar yanlı ve ideolojik imiş. Adı Ali ise Alevidir. Alevi ise yargıç olamaz. Oldu ise verdiği karar geçersizdir. 500 yıl önce de bunları dedesi Ebusuud Efendi aynı sözleri söylüyordu"
Yıldırım, şunları kaydetti: “Bu dinci gerici çevrelerin ‘Alevilere hayat hakkı tanınmamalıdır’ beyanı aslında resmi yaklaşımın bir başka ifadesidir. Eğer bu ülkenin 81 ilinin bir tekinin bile Valisi Alevi değilse, eğer bu ülkenin 81 ilinin bir tekinin bile Emniyet Müdürü Alevi değil ise o zaman gerici yobazın o halde yargıç da olamazlar feryadı temelsiz değildir. Kamudaki atama, görevlendirme ve yükselmelerde Alevilere yönelik ayrımcılık son bulmadıkça, başarı ve liyakat tek ölçü olmadıkça Aleviler toplumsal yaşamda da hayat hakkı bulmakta zorlanacaklardır."
“MUAVİYEN’İN KILICI BELGE”
Yargıda mezhepçi bir yapılanma olduğu iddiasının yalnızca dinci gerici çevreler tarafından gelmediğini belirten yıldırım, "Murat Belge gibi sözde solcu aydınlar"ın da böyle bir algıda olduğunu söyledi. Yıldırım şöyle konuştu: "Alevilerin yargıçlık yapmalarına bile tahammül edilmiyor. Yapılanın adı Muaviye’nin kılıcını alıp Alevi yargıçların üstüne yürümektir. Yargı kararlarının evrensel hukuk ilkeleri çerçevesinde değil de kararı verenlerin inançlarına göre değerlendirmek cehaletin vicdansızlığın had safhasıdır."
Birgün - 08 Aralık 2009