Aleviler din derslerini boykot etmeye hazırlanıyor. PSAKD Genel Başkanı Fevzi Gümüş, 9 Ekim'de Ankara'da yapılacak 24 saatlik oturma eyleminden sonuç alamamaları durumunda din derslerini boykot edeceklerini açıkladı.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, 2 gün önce verdiği bir röportajda zorunlu din derslerinin kaldırılması için boykota hazırlandıklarını açıkladı. 9 Ekim'de Ankara'da 24 saatlik oturma eylemi yapacaklarını hatırlatan Fevzi Gümüş, sonuç alamamaları durumunda çocuklarının din derslerini boykot edeceklerini belirtti.
Bianet'e açıklamalar yapan Gümüş, "Zorunlu din dersleri boykotunda çocuklar, anadilde eğitim hakkı için yapılan boykottan farklı olarak okula gidecekler, sadece din derslerine girmeyecekler. Boykot kararıyla ilgili bu günlerde Alevi örgütleri ve demokratik kitle örgütleriyle görüşmeler yapıyoruz; bu konuda ortaklaşacağımızı düşünüyoruz" dedi.
Anadilde eğitim hakkı için başlatılan okul boykotu sonrası, Milli Eğitim Bakanlığı'nın okula gelmeyen çocukların isimlerinin bildirilmesi yönünde yayınladığı genelge ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Kürt halkı sıkıntı çeker" yönündeki açıklamalarıyla ilgili Gümüş, şöyle dedi:
"Başlatılacak boykotun tabii ki toplumsal ve bireysel sonuçları olur. Boykot kararı alırsak bunun sonuçlarına da katlanırız. Boykotun demokratik bir hak olduğunu düşünüyoruz. Demokratik ülkelerde bireyler, demokratik sınırlar içinde fikirlerini açıkça beyan edebilir, bu tür sivil itaatsizlik eylemleri yapabilir."
AİHM kararına rağmen din dersi zorunlu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) zorunlu din derslerini hak ihlali olduğu yönünde verdiği karara karşın, Alevi çocukların mevcut uygulamaya göre derslere girmek zorunda bırakıldığını anlatan Gümüş, sözlerine devam etti:
"AİHM kararına rağmen Alevi çocuklar din derslerine girmek zorunda. Derslere girmek istemeyenler okullarına dilekçe veriyor. Okullar da bu dilekçeleri reddettiği için bireyler idare mahkemesine dava açıyor. Bu davalarda Danıştay bireylerin lehine kararlar verdi. AİHM ve Danıştay kararları sonrası hükümetin, zorunlu din derslerini kaldırması gerekir. Ama Adelet ve Kalkınma Partisi bunu yapmıyor, bireyleri tek tek mahkemeye gitmek zorunda bırakıyor."
Boykot ne kadar sürecek, hangi Alevi örgütleri katılacak?
soL'a konu ile ilgili açıklamalarda bulunan PSAKD Genel Başkanı Fevzi Gümüş, boykotun süresini bir hafta olarak düşündüklerini belirtti. Gümüş, çocukların okula gideceklerini ve sadece din derslerine girmeyeceklerini söyledi.
Din dersi boykotunu Alevi Bektaşi Federasyonu ile ortaklaşa düzenlemek istediklerini belirten Gümüş, başta Cem Vakfı olmak üzere diğer Alevi örgütlerini de boykota katılmaya davet ettiklerini belirtti.
Hasan Zengin: Hak verilmez alınır
Çocuğunun din derslerine katılmaması için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dava açan ve kazanan Hasan Zengin ise soL'a yaptığı açıklamada şöyle konuştu:
"Açıkçası ben biraz geç kaldığımızı düşünüyorum. Geçen yıl ve ondan önceki yıl çok büyük mitingler yaptık ama AKP geri adım atmadı. Sonuçta hak verilmez alınır ve keskin eylemler yapmak zorundayız. Geç kaldık ama ben din dersi boykotunu doğru buluyorum."
9 Ekim'de Ankara'da 24 saatlik oturma eylemi
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin açıklamasına göre 9 Ekim'de Ankara Güvenpark'ta saat 12:00'da başlamak üzere "Zorunlu Din Derslerine Karşı 24 Saatlik Oturma Eylemi" yapılacak. 18 Eylül'de yine aynı yerde oturma eylemi gerçekleştirilmişti.
Oturma eyleminin çağrısında şu ifadelere yer verildi:
"Anayasa metnini irdelediğimizde; anayasanın yine 24. maddesi herkesin din ve vicdan özgürlüğüne sahip olduğunu belirtmektedir. Böyle bir özgürlük varsa herkes dini inanç özgürlüğüne sahipse ve hiç kimse dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanıp suçlanmayacak ise, din kültürü adı altına yapılan din eğitimi, neden ilköğretim okullarında ve ortaöğretim okullarında zorunludur? Anlamak olanaklı değildir. Sahte bir laiklik anlayışı ile gözler boyanmak istenmektedir. Laiklik ilkesinin Anayasa'nın korumasında olmasına rağmen, yine Anayasa'nın 24. maddesi ile din kültürü adı altında konulmuş olan zorunlu din dersleri ile, Anayasa'nın 2. ve 4. maddelerine aykırı davranılmaktadır. "
"Aleviliğin zorla devlet eliyle öğretilmesine de karşıyız"
Ankara'daki oturma eyleminin çağrısında ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"Din kültürü dersinde, dinler hakkında bir genel kültür verilmemektedir. Din kültürü adı altında sünnilik eğitimi ve öğretimi yapılmaktadır. Bu eğitim üstelik, 10 yaşındaki çocuğa zorla verilmektedir. Çünkü Anayasa'nın 24. maddesi din kültürü eğitimini zorunlu dersler arasında saymaktadır. Yine AKP hükümetinin göz boyamak ve kendisini AB’ye karşı savunabilmek için din derslerinin sayfalarının arasına serpiştirdiği sözde Alevilik bilgileri de Alevileri ve Aleviliği asimile etme amacına dönük şekilde yazılmıştır. Bizler, Aleviliğin de zorla devlet eliyle okutulmasına karşıyız.
Din kültürü adı altında, zorla yaptırılan bir inancın öğretilmesi, ülkemizde nüfusu 20-25 milyonu bulan Alevi-Bektaşileri asimile etmeye yönelik bir uygulamadır.
"AKP tüm yargı kararlarına karşı direnç gösteriyor"
Açıklama da, verilen yargı kararlarında da dikkat çekilerek "12 Eylül askeri darbesinin ürünü olan ve ülkemizi bugün, şeriatçı zihniyetin bağnaz düşüncelerine ve uygulamalarına mahkum hale getiren zorunlu din dersi uygulamasına yönelik, yargının hemen hemen her alanından, red kararları verilmekte ama AKP iktidarı, tüm yargı kararlarına karşı direnç göstermeye devam etmektedir.
12 Eylül Anayasa’sının 24. Maddesindeki 'Din kültürü ve ahlak öğretimi ilk ve orta öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır.' Hüküm nedeni ile, yıllardan beri Alevi inanç sahibi yurttaşlarımızın çocuklarına, 'din kültürü ve ahlak bilgisi adı altında, zorunlu din dersi' olarak dini eğitim verilerek, bu yol ile Aleviler asimile edilmektedir" denildi.
AİHM ve Danıştay kararları
Çocuğunun zorunlu din derslerine katılmasını istemeyen ve Türkiye’deki iç hukuk yollarından sonuç alamayan Hasan Zengin isimli bir Alevi yurttaşın başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2006 yılında verdiği kararla Alevilere, Sünni İslam bilgileri içeren zorunlu din dersini din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bulmuştu. Kararda, "Farklı inançların kendi dinlerini öğrenme hakkı ortadan kalkıyor" denilmişti.
2001 yılında 7. sınıfa giden kızı E.Z.’nin Alevi bilgilerin yer almadığı din derslerine girme zorunluluğunun kaldırılması için önce İstanbul Valiliği’ne, ardından İstanbul İdare Mahkemesi’ne ve son olarak Danıştay’a başvuran, tümünden de olumsuz yanıt alan Hasan Zengin’in Türkiye’de iç hukuk yollarını tükettikten sonra AİHM’ye yaptığı başvuruda, din kültürü ve ahlak derslerinin zorunlu olması, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin, din ve vicdan hürriyetini güvence altına alan 9. maddesine aykırı olduğunu belirlenmişti.
Danıştay 8. Dairesi ise, iki velinin, çocuklarının, zorunlu olan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf olması amacıyla açtığı davaları 2008 yılında karara bağlamıştı. Bu içerikte zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini hukuksuz bulan Danıştay 8. Dairesi, gerekçesinde “Devletin, eğitim ve öğretimle ilgili olarak üzerine düşen görevleri yerine getirirken, müfredatta yer alan bilgilerin nesnel ve çoğulcu bir şekilde aktarılmasına dikkat etmesi ve ebeveynlerin dini ve felsefi kanaatlerine saygı göstermesi gerekmektedir” ifadesine yer vermişti.
(soL - Haber Merkezi) - 23 Eylül 2010