Aleviliğin Ali'si zülfikarını zındıklara, rafızilere, mürtetlere, mülhitlere çalan bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si, "Devekuşu yavrusunun annesinin peşinden ayrılmaması gibi bir an olsun Hz. Muhammed'in peşinden ayrılmadım," diyen bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si çok eşli bir Ali değildir. Şehvet ummanında yüzen, hevası coşkun nehirler gibi gümrah akan bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si Fedan Hurmalıklarına sahip bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si oğullarını Maveraünnehir'in öte yakasına akınlar düzenlemeye tembih ve teşvik eden bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si, "Cihat (harp) İslam'ın en yüce rüknüdür (temel direği)" diye buyuran bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si fetihçi, müteşerri islamın, yani şeriat merkezli islamın başat simge şahsiyeti olan Ali değildir.
Alevilerin Ali'si Nehc'ül Belaga'da da ifade ettiği gibi: "Biat’ten dönenlerle savaştım, gerçekten sapanlarla mücadele ettim, dinden çıkanları kahrettim,” diyen bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si “(…) benim sözlerimi duydukları halde itaat etmeyip isyan edenlere, öleceğim güne kadar yürür de yürürüm, vurur da vururum," diyen bir Ali değildir.
Alevilerin Ali'si halifelik ve imamlık vazifesi ifa etmemiş, kendi kuytusunda, uzletgahında rindmeşrep, ruh cömertliği içinde yaşamış bir ulvi kişiliktir.
Alevilerin Ali'si, ", “Sakın kadınlarla danışma, onların reyleri zayıftır, azimleri gevşektir," diyen bir Ali değildir.
Aleviliğin Ali'si camiye gitmeyen, ramazan orucu tutmayan, Hac'ca gitmeyen, sadaka ve zekat vermeyen (çünkü bölüşen, dayanışan), haremlik-selamlık bilmeyen, mezhep bilmeyen (yol, yolak bilen) bir Ali'dir.
Aleviliğin Ali'si tarihsel Ali değildir. Alevi teolojisinin, mistisizminin, mitolojisinin var kıldığı insan-ı kamildir. Yani bir insanda bulunması arzu edilen bütün erdemlerin bir yekunudur o. Yücelerin yücesidir, üstün insandır. Hristiyanlar için İsa neyse Aleviler için de Ali odur. Yani o hunhar ve kahhar bir Ali değildir. Anadolu ve Kuzey Mezopotamya Alevileri, tarihsel Ali'yi alıp "cemhane"lerinin şahikasına koymuş, baş tacı yapmış, kırklar meclisinde ona en müstesna payeyi vermiştir.
Alevilerin Ali'si cana kıymayan, bilakis cana can katan, tene hayatiyet üfleyen bir yüce şahsiyettir. Mazlumun, madunun, mağdurun yoldaşı, haldaşı, sırdaşıdır.
Alevilerin Ali'si dost kelamını, nefesleri, deyişleri ayet bilir. Dosta ziyaret Kabe'yi ziyarettir Alevilerin Ali'si için. Dostun didarı kıblesidir.
Alevilerin Ali'si müşkül hale gark olmuşların imdadına yetişmek aşkıyla her an hazır ve nazır bir halaskardır (kurtarıcı).
Serdar Taş