Aleviler ve soğuk şakalar

Aleviler ve soğuk şakalarAyhan Bilgen / EvrenselAlevi toplumu mizah ve hicvin en güçlü olduğu kültürel dokuya sahip toplumlardandır....

Aleviler ve soğuk şakalar

Ayhan Bilgen / Evrensel

Alevi toplumu mizah ve hicvin en güçlü olduğu kültürel dokuya sahip toplumlardandır. Bu karakter daha çok baskı altında yaşamaktan kendini baskı altında hissetmekten beslenir.

Anonimleşmiş Bektaşi fıkraları bunun örnekleri ile doludur. Hayat felsefesi olarak ele alınabilecek bir anlayış biçiminin, aşağılama vesilesi haline getirilmesi ise büyük bir kültürel ayıp olarak her seferinde yeniden üretilmektedir.

Star televizyonunda Mehmet Ali Erbil’in sarf ettiği sözler ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Bu aslında bir bilinç altının yansımasıdır. Bu bilinç altı ile yüzleşmeyen, özeleştiri geliştirmeyen toplumların benzer potlar kırması, sıradan bir durum haline gelir.

Bu nevi sözlerin hangi düzeyi yansıttığı ortadadır. Ama bu şaka kültürünün bir de devlet eliyle işlediğini düşündüğünüzde çok daha kırıcı tablolarla karşılaşırsınız. Televizyon şovmenleri hiç olmazsa yaptıkları hatanın farkına vardığında özür dilemeyi beceriyorlar. Siyaset şovmenleri bu erdemi de sergilemekten uzak noktadalar.

Dersim katliamı üzerine sarf edilen sözler ya da Diyanete bağlı bir mezhepler müdürlüğü projeleri bu türden şakalar olarak ele alınabilir. Anlama çabasından uzak tahlil ve teklifler, malum “mum söndü” esprisinden(!) daha hafife alınır nitelikte değildir.

Bu şakacı(!) yaklaşımları bir kenara bıraktığımızda, ele alınması gereken önemli bir gündem, alevi temsilciler eliyle üretilen siyasal irade konusudur. Elbette her toplum kesiminin taleplerinin siyasal iradeye dönüşmesi önemli bir tartışma konusudur. Bu siyasal iradenin ayrı bir parti biçiminde şekillenmesi ya da mevcut merkez partilerinin kanatları altında geliştirilmeye çalışılması, daha önce defalarca denenmiş ama sağlıklı bir kazanım doğurmamış çabalardır.

Toplumsal kamplaşmalara teslim olmuş hiçbir projenin, ezilenler, ayrımcılığa uğrayanlar lehine bir değişime öncülük etmesi mümkün değildir. Ezberleri bozma konusunda Alevi siyasetçiler aynaya bakmadıkça, toplumun diğer kesimlerinin kendilerini anlamasını bekleme hakkına sahip olamayacaklar.

Ormanı kesen baltanın sapının “kendinden olması” hikayesi, tıpkı diğer kesimler gibi Aleviler için de en önemli tehlike noktasıdır. İslami çevrelerin temsilinde “dindarlar” adına siyaset yapanlar, telafisi imkansız tahribata imza atmışlardır. Kürtlerle ilgili planları hayata geçirmek isteyen kimi odakların projelerine uygun Kürt temsilciler araması boşuna değildir.

Aleviler’in ilk genel seçimlerde nasıl bir siyasal tercihe yönlendirilmek istendiğini bu pencereden ele almalıyız.

Kolay olana kaçmayı tercih ettikçe “soğuk şakalara(!)” katlanmaktan başka şansımız olmadığının farkında olmalıyız.

Ayhan Bilgen

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy95199 = 'ayhanbilgen' + '@';

addy95199 = addy95199 + 'yahoo' + '.' + 'com';

var addy_text95199 = 'ayhanbilgen' + '@' + 'yahoo' + '.' + 'com';

( '' );

95199 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


Evrensel - 09.10.2010

Makale Haberleri

Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Ali mi Aleviliği, Alevilik mi Ali'yi yarattı?
Şebnem Korur FİNCANCI yazdı: Aralık 78
Alevi düşmanlığı yapan Rabia Mine'ye PSAKD yöneticisinden cevap
Din ortaklığının kitle kontrol silahı : Korku