Kent koşullarına, metropol yaşamına kendini uyarlamayan, ortaya çıkan bilimsel gelişmeleri iyi okuyamayan, yeni dünya dengelerinden bihaber Aleviliğin yaşama şansı yok. Gerçeği görüp, “Gerçeğin demine Hü” demenin vakti geldi, geçiyor.
Evet asimile oluyoruz. Belediye meclis üyesi, Belediye Başkanı, Milletvekili olurum diye Siyasi partileri Kıblegâh gören siyasetçilerimiz, Konserde söylerim deyişimi, alırım paramı diyen sanatçılarımız, “Erken öten Horozun başını keserler.” korkusuyla susan aydınlarımız, Yöneticilerimiz, kimseyle aram bozulmasın diye köşeye çekilen İnanç Önderlerimiz bilin, görün artık. Kar gibi beter eriyoruz.
Aleviliğin İslam olmadığını, İslam söylemiyle, Aleviliğin biteceğini ne zaman anlayıp haykıracaksınız?
Bir sözümde geleneksel Alevilik içinde kalan ve bizde İslamız diyen canlara: Bizim büyüklerin bahsettiği İslam, tarihte hiç olmadı. Öyle bir İslam yok. Sadece biz Alevilerin hayal dünyasında vardı. Bu gün Alevilerin İslam ablukasına alındığı, ihanetin kol gezdiği süreçte, hayallerle bu saldırıları püskürtmek, bunlara direnmek imkansız. Siz ne derseniz deyin, ne yaparsanız yapın? İslamız dediğinizde İran Şiiliği, Tayyip, Cüppeli Ahmet Hoca Sunniliği bir yolunu bulur, içinize girer ve sizi siz olmaktan çıkarır. Eğer Aleviliği yaşatmak istiyorsanız. İslamin içinde görseniz dahi, Alevilik İslam değil deyin. Deyin ki kurtarasınız kendinizi.
Düşünün, bir kez daha düşünün. Sağınıza, solunuza, komşunuza, Pirinize, Talibinize, çocuklarınıza, torunlarınıza bakın. Ne kadar Aleviler, ya da Alevilik ne kadar yaşamlarında yer alıyor.
Bu güzel, kadim, doğal, felsefik inancı yaşatmak istiyorsak bir araya gelmeli, sorunları tespit etmeli, çağı, değişen yaşam koşullarını dikkate alarak, ortak değerler üzerinden anlaşarak toplu bir uyanışı başlatmamız şart.
Güneşe yüzünü döndü büyüklerimiz, büyüdüler, hayat buldular. Biz güneşe sırtımızı dönerek eriyor, yok oluyoruz. Yazık, çok yazık.
23.05.2019
Metin Mat