Biçimsel bir ibadet türü olarak namaz, İslam’ın en temel beş şartından biri ve Müslümanlar tarafından zorunlu olarak yapılması gereken bir ritüelidir.
İslam’ın tüm mezheplerinde namaz olmazsa olmaz bir ibadet biçimidir.
Alevilik’te ise namaz kılma gibi bir ibadet biçimi yoktur çünkü Aleviliğin İslam ile bağlantısı çok kısıtlıdır ve kendini koruma temelli biçimseldir. İslami / Arabi bazı olgular Aleviliğin içine girmiş veya sızmış olsada Alevilik ve İslam apayrı iki farklı inanış / yoldur.
Genel olarak Alevi felsefesi zaten batıni öğretisi gereği biçimsel ibadete karşıdır.
Bu felsefe, “insanın kıldığı namaza ihtiyaç duyan tanrı ol(a)maz” gibi tutarlı bir mantıktan hareketle, namazı ve bu tarz biçimsel ritüelleri komple reddeder.
”İbadet namına kalkıp oturma, çağırma tepinme göğsüne vurma
Allah Allah deyi köpürüp durma, zikri hak hazm için geviş değildir”
(Rıza Tevfik)
”İnan ki sözlerim haktır, din iman güzel ahlaktır
İbadetin şekli yoktur, türlü şekil göstermişler”
(Aşık Ali Metin)
”Hakiki ibadetin hiçbir vakit, kayıt ve şartı yoktur”
(Şeyh Bedreddin)
”Bütün evren semah döner, aşkından güneşler yanar
Aslına ermektir hüner, beş vakitle avunmayız”
(Hüdayi)
”Diz çöküp yerlere dinlemem vaazı,
kıble denen taşa etmem niyazı
Peçeli sarıklı kara yobazı,
Arap çöllerine süresim gelir”
(Mahmut Erdal)