Alevi vatandaşların yaşadığı Erzincan Refahiye Kürelik Köyü ve mezrasına devlet tarafından 20 sene önce iki cami yapıldı ve iki de imam görevlendirildi. 20 sene sonra köyde ve İstanbul’da yaşayan Alevi vatandaşlar köylerindeki imamların geri çekilmesi için imza kampanyası başlattı. Kampanya sonunda 508 imza toplandı. Toplanan imzalar kaymakamlığın kabul etmemesinin ardından Erzincan Valiliği tarafından kabul edildi ve işleme konması için dilekçe İl Müftülüğü'ne sevk edildi. Refahiye Kaymakamı dilekçenin valiliğe hitaben yazıldığını belirterek buna rağmen kendisinin yardımcı olduğunu, bundan sonra da köylülerin talepleri doğrultusunda yardımcı olacaklarını söyledi.
Kürelik Köyü Kalkındırma ve Güzelleştirme Derneği Başkanı Ünal Nergiz ise köyde tamamen Alevi vatandaşların yaşadığını ve 20 sene önce yapılan caminin kullanılmadığını söyledi. Nergiz ilk olarak iki imamın geri çekilmesi için imza topladıklarını belirterek, “Bizler taleplerimizin dikkate alınmasını istiyoruz. Dilekçe işleme konulduktan sonra Cemevi taleplerimizi de dile getireceğiz. Bize 1 aylık bir süre içerisinde gelişme yaşanabileceği söyledi. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz“ dedi. Kürelik Köyü sakinleri ise şimdi dilekçenin yerine getirilmesini ve köylerinde bulunan iki imamın geri çekilmesini bekliyor.
ALEVİ DEDELERDEN BİLDİRGE
Bu arada 29 Kasım 2008 tarihinde gerçekleştirilen Alevi Dedeler Toplantısı’nın sonuç bildirgesi açıklandı. Alevi yol önderlerine maaş ya da benzeri biçimlerde düzenli ödeme yapma planının, devletin önderleri bir tür imam gibi değerlendirdiği anlamına geldiğinin belirtildiği bildirgede, “Alevilikte yol önderliği, belli kurallar çerçevesinde, hizmeti alanla hizmeti veren arasındaki rıza ilişkisine dayanır. Bu rıza ilişkisine, ilgili taraflar dışında hiç kimse müdahale edemez” denildi.
Bildirgede, “Biz Alevi yol önderleri, her ne şekilde ve hangi uygulamalarla olursa olsun Aleviliğin Aleviler dışında yeniden inşası, tanımlanması, partileştirilmesi, hükümetleştirilmesi ya da devletleştirilmesine karşı duracağımızı kamuoyuna bir kez daha duyuruyoruz” ifadesi yer aldı. Kimlerin yol önderliğine layık olduğunun yalnızca Alevilerin sorunu olduğunun belirtildiği bildirgede şunlar kaydedildi: “Alevilerin, Alevilik içinden koydukları ve geliştirdikleri ölçütler dışında, hiç kimse herhangi birinin yol önderliğini sorgulayamaz, ‘dedelik’ ve ‘babalık’ hizmetini herhangi bir ön şarta ya da yeterliliğe bağlayamaz. Yol önderliğini ‘soy şartı’ gibi, ‘icazet’ gibi ve en temelde ‘rıza’ gibi başka ölçüler üzerinden tanımlama ve devlet kontrolüne sokma girişimleri siyasi iradenin kendi gereksinimleri doğrultusunda yeni bir Alevilik inşa etme girişimidir.” Hükümetin ve devletin şu ya da bu dini kayırıcı, kollayıcı, yayıcı ve inşacı uygulamalardan ve buna dönük kurumsallaşmalardan derhal vazgeçmesinin istendiği bildirgede şunlar kaydedildi: “Laik olduğu kabul ve iddia edilen bir devlette, yalnızca belirli bir biçimde inananlara hizmet götüren din görevlilerinin ücretleri, o dine mensup olmayanlara karşı da borçlu ve sorumlu durumda olan devlet tarafından ödenemez. Belirli din hizmetlerinden yararlananların aldıkları hizmetin karşılığını kendilerinin ödemesi esastır. Burada devletin rolü yalnızca eşgüdüm ve denetimle sınırlıdır.”
TÜRK- İSLAM SENTEZİ
AKP Hükümeti’nin konuyu ‘Alevilik sorunu’ olarak görmekten vazgeçtiğini göstermesinin istendiği bildirgede şöyle denildi: “Hükümet cemevlerini ibadethane olarak tanımalıdır. Cemevlerinin ve bu mekanlarda hizmet verenlerin niteliğini sorgulamak kimsenin haddine değildir. Alevilerin sorunlarının merkezinde inananı inanmayanı, Alevisi Sünnisiyle bütün yurttaşlarımızı demirden bir cendereye sokan, bütün çocuklarımız için baştan beri bir zulüm makinesi gibi işleyerek insanlarımıza gizlenmeyi dayatan zorunlu din dersleri gibi uygulamalarla Türk-İslam Sentezci zihniyet duruyor.”
BİRGÜN - 3 Aralık 2008