İslam dininin zorunlu kıldığı beş temel ibadetin sonuncusu da hacca gitmektir. Hacca gitmek Müslümanlar için olmazsa olmaz nitelikte bir ibadettir.
Alevilik'te ise hacca gitmek gibi bir ibadet bulunmamaktadır. Alevi felsefesi; ''yüzünü hacca, kabeye, Mekke'ye dönmek yerine, insana dönmeyi'' doğru bulan bir mantık üzerinden, haccı reddeder. Bu felsefe 'insanı en kutsal kabe' olarak adlandırır. Durumu daha net kılabilmek adına, bu felsefenin ve Anadolu Aleviliğinin en önemli yapıtaşı olarak bilinen Hacı Bektaş'a kulak kabartalım:
''Ellerin kabesi var, benim kabem insandır''
''Ateş nardadır sacda değildir
Keramet hırkada tacda değildir
Ne arar isen kendinde ara
Kudüs'te Mekke'de hacda değildir''
(Hacı Bektaş)
Seyit nesimi ise şöyle demektedir:
''Al yezit seccadeni, git mescidinin yoluna
Pir eşiği benim kabem, kıblegahım kime ne''
(Seyit Nesimi)
Yunus Emre ise şöyle der:
''Sorun bana aklı olan, gönülmü iy kabe mi iy
Ben aydırım gönül iydir, gönüldedir hak durağı''
(Yunus Emre)