SÜLEYMAN YAĞIZ
AKP Hükümeti, “açılım”ı çok seviyor! Ama hiçbir “açılım”ı tam açmıyor ve tamamlamıyor. Örneğin “Alevi Açılımı” ile ilgili olarak çok sayıda çalıştay düzenledi; fakat bir türlü bir sonuca varamadı. O kadar ki, Aleviler’in en doğal ve en vazgeçilmez istekleri olan cemevlerinin ibadet yeri sayılması konusunu bile çözüme kavuşturmadı.
Yine Aleviler’in en önemli talepleri arasında bulunan Madımak’ın müze yapılması konusunu da askıda bıraktı. Madımak Oteli’ni kamulaştırmasına karşın bu konuda ne yapılacağını henüz netleştirmedi. Yine Aleviler’in en vazgeçilmezleri arasında yer alan zorunlu din derslerinin kaldırılması veya tercihli okutulması konusunda da AKP Hükümeti adım atmadı.
Bu arada öğrendik ki, Diyanet İşleri Başkanlığı, Aleviler’in zorunlu din derslerinin kaldırılması talebini, “kurumun varlığını tehdit eden unsurlar arasında görüyor”muş!
Haberi, Radikal’de çıktı… Doğrusu önce inanamadım… Zira, olacak şey değildi… Ama olmuştu… Diyanet’in internet sitesine girip ben de bizzat tanık oldum… Buna karşın, acaba Diyanet’ten bir itiraz, bir açıklama geldi mi, diye merak ettim… Haberi yazan Enis Tayman’a telefonla sordum; “Hayır, herhangi bir açıklama gelmedi” yanıtını aldım.
***
Ben de bunun üzerine 25 Kasım 2010 Perşembe günü, Başbakan’ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na bir yazılı soru önergesi verdim. Dedim ki:
“Radikal Gazetesi’nden Enis Tayman’ın 22 Kasım 2010 tarihli haberinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde yayımlanan Stratejik Plan Analizi’nde ‘kurumun varlığını tehdit eden’ unsurlar arasında, ‘Kimi çevrelerce zorunlu din öğretiminin kaldırılması taleplerinin olması’nın da yer aldığı belirtilmekte ve Aleviler’in buna tepki gösterdiği ifade edilmektedir. Bu bağlamda sormak istiyorum:
- Enis Tayman’ın dile getirdiği gibi “zorunlu din derslerinin kaldırılmasını istemek”, sizce de Diyanet İşleri Başkanlığı’na yönelik bir tehdit unsuru olarak görülebilir mi? Böyle bir algılamanın haklı bir nedeni olabilir mi? Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını, bilindiği gibi Aleviler istemektedir. İstekleri tehdit unsuru olarak algılanan Aleviler’in, yoksa kendileri de mi tehdit olarak görülmektedir?
- Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde hâlâ duran ve Aleviler’i inciten bu ifadenin kaldırılması için bir girişiminiz olacak mıdır? Haberin yayımlanmasından bu yana Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından herhangi bir açıklama yapılmamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Zorunlu din derslerinin kaldırılmasını veya seçmeli ders olarak okutulmasını, seçmeli okutulacaksa Aleviler’in de inisiyatiflerinin derse yansıtılmasını istemek Aleviler’in en doğal ve demokratik hakları değil midir?
- Zorunlu din dersleriyle ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Danıştay’ın kararları doğrultusunda bir adım atılacak mıdır? Bu konuda bugüne kadar herhangi bir çalışma yapılmaması, hükümetinizin Alevi Açılımı ve öngördüğünüz ileri demokrasi anlayışı ile çelişmiyor mu?”
***
Evet, bunları sordum… Fakat yanıt konusunda umutlu değilim… Yanıt niyetine bir şeyler yazılıp gönderilse bile esasa girileceğine pek ihtimal vermiyorum… Çünkü, Başbakan, muhalefetin denetleme görevi yapmasından hiç mi hiç hoşlanmıyor! Mümkün olsa, yazılı-sözlü önerge işine de son verecek!
Tayyip Bey, yarattığı “korku imparatorluğu”nu pek sevdi! Bunu, ömür boyu sürdürmek isteyen bir görüntü veriyor! Gerçi bu görüntüyü üzerinden atmak ve güven vermek için zaman zaman, "Biz, neysek, oyuz. Biz, Hazreti Mevlana'nın ifade ettiği gibi, olduğu gibi görünenlerden, göründüğü gibi olanlardanız. Hiç bir gizli ajandamız, hiç bir gizli niyetimiz yok ve olamaz” deme gereksinmesini duyuyor.
Ama Tayyip Bey’in çok ciddi çelişkileri var! Bu yüzden kendisine hep kuşkuyla bakılıyor! Geçmişteki bazı sözleri de kendisine güven duyulmasının önünde engel oluşturuyor! Doğrusu, sonunda haklı çıkan taraf olmak istemem!
Alevihaber.com - 30 Kasım 2010