TÜRKÖNE’YE TEPKİ
AMASYA - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, AKP’nin düzenlediği ikinci Alevi Çalıştayı’nda Alevilerin sayısal olarak azınlıkta olduklarından, seçimle iktidara gelemeyeceğini düşündükleri için darbecileri destekleme eğilimi gösterdiklerini savunan Mümtazer Türköne’ye tepki gösterdi. Gümüş, “Sağın bütün limanlarında bulunmuş, MHP’nin en karanlık dönemlerinde MHP’li, Çiller’li DYP döneminde DYP’li olan, ‘Bu devlet için kurşun atan da, yiyen de kahramandır’ diyerek Çatlı’ları, Susurluk’ları aklayan, sonrasında ve şimdilerde Fethullahçı ve AKP’li olan Mümtazer Türköne’nin en son laf edeceği toplumsal kesim Alevilerdir” dedi.
Alevilerin darbe ve şeriat değil, demokrasi istediğini vurgulayan Gümüş, “Bugün ne söylerse söylesin sıkı bir 3 K, yani ‘Komünist, Kızılbaş ve Kürt’ karşıtı olan ve son 60 yıldır Türkiye’yi yöneten Türköne zihniyetinin çözüm üreteceğiz iddiası ile toplanan ‘Alevi Çalıştayı’na alınmasını anlamak bile mümkün değildir” diye konuştu.
Türköne’nin yazı yazdığı Zaman gazetesinin 2 Temmuz Sıvas katliamı için “2 Temmuz 1993’te gerçekleştirilen Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında Madımak Oteli’nde yangın çıkmış, aralarında otel görevlilerinin de bulunduğu 37 kişi ölmüştü” diye yazdığını anımsatan Gümüş sözlerini şöyle sürdürdü:
“Katliama, katliam diyemeyenlerin, içindeki insanlarla birlikte yakılan bir oteldeki katliamı görmezden gelenlerin söyledikleri hiçbir şey inandırıcı olamaz. Türkiye’de Alevilerin, solcuların demokrasi talepleri için yaptıkları mücadeleyi ispata gerek yoktur. Dün darbeci olan bugün demokrasi kahramanı kesilenlerin önce Maraş, Çorum ve Sıvas katliamıyla yüzleşmeleri, hangi çirkin yüzle karşılaşmaktan korkmadan aynaya bakmaları ve bütün Türkiye’den özür dilemeleri gerekir. Gerisi lafı güzaftır” diye konuştu.
Alevilerin demokratik mücadelelerinde hiçbir zaman darbeden, şeriattan yana olmadığını, eşit yurttaşlık hakkından, demokratik, laik bir Türkiye’den yana olduklarını vurgulayan Gümüş, tüm faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasından, Deniz Feneri gibi yolsuzlukların su yüzüne çıkarılmasından, çokkültürlülüğün ayrışma değil, zenginlik olarak kabul edilmesinden yana olduklarını belirtti.
MEHMET MENEKŞE - Cumhuriyet 13.07.2009