Söz siyasetten açıldımı, bizim sofiler, biz siyaset yapmıyoruz, İnançsal örgütlenmeyiz, burada siyaset olmaz vs. bir dizi lafı sıraya dizer, karşısındakine kulağını bilincini kapatıp, gardını alır.
Ama bilinmelidir ki siyaset yapamaz isen, her türlü siyasetin oyuncağı olursun..!
Günümüzde olduğu gibi, sadice dert yanarsınız.
Alevilerin siyasal tarihi ve sonuçları üzerine yakın dönem, Cumhuriyet dönemini ele alırsak, günümüze kadarıyla tamamen egemen siyasetin işbirliğine girmiş, siyasetçilerimizin, aslında kendi küçücük hesapları dışında, toplumumuza dönük katkılarının olmadığını, hatta yaptıkları siyasetin sonucunda, dejenerasyon asimilasyonu güçlendirir sonuçlara istemli istemsiz neden olduklarını, söylüyebiliriz.
Bunun tüm vebalini siyasetçiye yıkamak, elbetteki doğru değildir.
Lakin Alevi Toplumunun üretebildiği siyaset siyasetçilerinde, buna neden olduğu, bunun döngüsel bir sonuca doğru gittiğini, görmek durumundayız.
Cumhuriyet döneminde nüfus bakımından %35 lerde olan Alevi nüfusun günümüzdeki karşılığı %20 lerin. altına gerilemesi, aslında sonucu yansıtmaktadır.
Bir varsayım olarak, nüfus aynı oranda dahi olsa, Alevi düşünsel, İnançsal birliğinin, git gide parçalandığı, küçük parçalara dönüştüğünü söylemek insafsızlık olmaz diye düşünüyorum.
Ülkenin şartları içerisinde, kendine siyasal bir alan açamayan Alevilerin, çeşitli siyasetlerin etkisine girmesi, kendi iç bölünmüşlükleri, ile birlikte içe dönük düşmanlığı arttırıyor..!!!
Elbette bunun en önemli nedenlerini sıralamak geniş yer kaplayacağından, durumu tarif etmek kısaca, Alevi Toplumunun yaşadıklarının sonucunda, ortaya çıkan tablo olarak söylemek mümkündür.
Buda beraberinde, iradi zayıflık, kendini ifade edemeyen güçsüz cılız eylem ve söylemlerde görülüyor, milyonlarca nüfusun, Türkiye siyasetinde potansiyel iktidar gücü var iken, devlete üvey evlattan aşağı muamele görmesini buna bağlamak kanımca son derece gerçekçi bir yaklaşımdır.
Keza örgütlenme adına, bol parçalı örgütler ve onların ağalığına teslim olmakta bu siyasetin bir ürünüdür.
Her tüccarın, kendine dükkan açtığı, çeşitli renkler üzerine, pazar kurduğu ortadadır.
"En kötü örgütlülük, örgütsüz olmaktan iyidir "
Lakin, birlikte hareket edebilen, askari müşterek bulmak koşuluyla...!!!
Dağınıklığımızın arkasında, aslında egemen derin mantığın, derin müdahalesi olduğunuda bilince çıkartmak gerekir..!
Bunun en temel hakları talep etmekte bile yan yana durmayı bilmeyecek kadar ayrışan, durumda olmaları, Alevilere sunulan siyasete razı olmasından kaynaklanmaktadır.
Bu siyasetin, temel renkleri, sol görünüyor olsa dahi, Siyasal literatüre uymayan Alevilere özgü bir yaklaşım gibi görebiliriz.
Aslında hem solcudurlar,genel baktığımızda aslında asla genel anlamda solcuda olamamışlardır.
Çünkü asimilasyonucu devlet erkinin, ürettiği siyasetin merkezinde hareket etmişlerdir.
Elbette buradan tek tek kişileri ifade etmiyoruz.!
Bu diğer siyasal alanlar içinde geçerlidir.
Çünkü sürekli kendini bir başka şeye angaje eden, aradığını bulamayan, ne aradığınıda bilemeyen garip bir durumu, son yüzyılın özeti olarak görebiliriz.
Bunun nedenlerinin en temel kilit noktası siyasal ortaklaşmada iradi bir merci yaratamamalarıdır.
Her Aleviyim diyen ile her Alevi örgütlenmesi olarak irade bulan parçaların olmazsa, olmazları, taleplerini ortaklaştıracak iradeye oluşturmaktan geçer
Bu irade Alevi inancına kimliğine kendini ait gören her Can için açık anlaşılabilir, insani hak ve kimlik tanımlanasında, buluşmaları ile mümkündür.
Bu temel hakları mutlaka her Alevi talep edecek noktada olmalıdır..!
En azından yakın yüzyıllarda başımızdan geçen badireleri, bir çok Alevi İnsanı, Alevilerin üzerine yapılan bir çok haksızlık, zulmün olduğunu söyleyebilir durumdadır.
Öyleyse bu bilincin, cevapları olmalıdır.!
Ortak davranma...!!!
Ortak davranabilmenin koşulları fazlası ile mevcuttur.
Bunun önündeki tek engel, bize dayatılan siyaseti red etmek, hangi renk ve düşüncede olursak olalım, Alevi üst kimliği altında birlikte hareket etmektir.
İç tartışma ve fikir ayrılıkları ortak hareket önünde engel olarak konmamalıdır.!
Bu talepleri birlikte tespit etmek, ortaklaştırmak için ilk adım, ortak Alevi meclisi kurmaktır.
Bilinen, etkin, yetkin, örgüt yöneticileri, Pirler, inançsal sorumlular, akademik çaba ve çalışma içinde olanlar, yazarlar, sanatçılar, hukuk insanları, siyasetçiler vs. en geniş anlamda birliğe hizmet edecek her Can davet edilmelidir.
Bu ortaklaştırma birlikte hareket meclisinin çağrıcısı, ABF, AABK, ev sahipliği, Ülkede İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Dersim olmalıdır...!!
Bence şu taleplerin etrafında ısrarla durulur ise gerçekleşebilir.
1. TALEP
Yasal mevzuat hükümlerine bakılmaksızın
Alevilerin çocuklarına, zorunlu herhangi bir din dersine girme mecburiyeti dayatmasına karşı ortak davranışları, eylemleri göze almak..!! Bunu sonuç alıncaya kadar sürekli kılmaktır.
Zorunluluğu iptal ettirmek,genel eğitim veren okullarda din dersinin iptali için her türlü, vatandaşlık hakkını kullanmaktır.
2. TALEP
DİYANET işleri başkanlığı kesinlikle kaldırılmalıdır..!
3.TALEP
Hangi gerekçeyle olursa olsun, Alevilere yönelik ayrımcı davranışlara karşısında, ortak irade beyanı, eylemselik, tüm örgütlerimizin mutlaka, olmazsa olmazıdır.
Kamuda, özel alanda, teşhir edilerek son verilmesi sağlanmalıdır.
4.TALEP
Devlet tüm inançlar karşısında nüfus çoğunluğuna bakmaksızın eşit davranmalıdır.
Hiç bir inanç, yada din görevlisi veyahut din, inanç mabedi devlet tarafından finanse edilemez..!!
Herhangi bir gerekçe ile imtiyaz sağlanamaz..!!
"Ortak taleplerini bence bu
Şeklinde yorumlamak mümkündür."
Elbette bunlar önermelerdir.
Buna hizmet eden her davranışın desteklenmesi, güçlendirilmesi Alevi örgütlerinin görevi olmalıdır.
Aleviler adına siyaset yapan herkes mutlaka her fırsatta bunu dile getirmeli, toplumsal siyasal bilinci bu yönde güçlendirir çalışmalar içinde olmalıdır.
Alevilerin desteğini alacak, yada alan siyasal parti, yada yapıların, bu talepler ile barışık olması gerekir.
Bu talepleri sahiplenmeyen hiçbir siyasi Alevi Toplumunun en ufak desteğini almamalıdır.
Adı Alevi siyasetçi olanlar, mutlaka Alevi Toplumunun öncelikleri üzerinde enerji harcamalıdır.
Günümüzde, bunlardan kısmen az sayıda bir kaç insanın dışında siyasetçi Alevi önceliği yoktur.!
Kaçamak Alevilik yapan, sadice oy zamanı toplumu manipüle eden etiketi Alevi siyasetçilere asla destek verilmemelidir.
Kişilerin değil, gerçekten ortak iradenin ve kollektif aklın bir çok sorunumuza doğru çözüm ve önerme sunacağı muhakkaktır.!
Kendi iç demokrasisini barışını sağlamayan ne demokrasiden, nede barıştan söz edebilir..!!.
Alevilerin meclisi tüm toplum nezdinde ortalama itibarı edinmelidir.!
Keza Alevi dostları, laik demokratik, tüm kesimler, ezilen horlanan, öteki sayılan cümle canlarla buluşma çaba, birlikte davranma iradesi göstermesi, hasret kaldığımız, ağır bedeller ödediğimiz demokratik eşitlikçi insan haklarına saygılı düzene elbette doğru bizi hızla yaklaştıracaktır.!!
Aleviler artık suskunluğu bir kenara bır
bırakıp, Siyasal olarak sisteme müdahale edecek mekanizmalarını en sağlıklı şekilde kurmalıdır.
İşbaşındaki iktidar, hem laik seküler yaşam yanlılarının, hem her türlü çağdaşlığın aleyhinde, kolay elde edilmiyecek alanları gasp etmiştir.
Tüm gerici ırkçı yanları ile bariz şekilde ortaya çıkmış, bütün boyası dökülmüştür.!
Ahlakında akla gelinmedik, her türlü hile ve yalan mevcuttur.
Sadice Alevi Toplumunun değil, kendi gibi düşünmeyen herkese düşmanlık üretmektedir.
Alevilerin mevcut siyasal partiler onların programı vs ile kendini oylaması aldatmacadır. Bunun defalarca hayal kırıklığını yaşamış bir toplum olarak, iş başa düşmüştür.
Bu siyasal yapılara etki etmek için Alevilerin hak ve çıkarlarını dolayısıyla toplumsal barışın, adaletin eşitlikçi yaklaşımın doğru müdahalesini sağlamak için her rengimizi temsil eden, meclisi kurmak iradi olarak birliktelik sağlamak için geç bile kalınmıştır.
Bireylerin değil toplumun çıkarı, kişilere rütbe değil halka, İnsana dolayısıyla YOL için hizmet ve mücadelede samimi olan cümle Canların gül cemallerine...
Gerçeklerin demi devranına..
Aşk ile...
Binali ipek
07.08.2020