PSAKD Ataşehir Şubesi tarafından gerçekleştirilen ‘Alevilerin Hak Mücadelesinde Yeni Yol ve Yöntem Arayışları Çalıştayı’ ikinci gününde devam ediyor.
‘Alevi hareketinin bugünkü durumu ve geleceğin örgütlenme durumu’ başlığı altında yeni dönemde nasıl bir mücadele hattı ve nasıl bir örgüt modelinin uygulanması gerektiği konuları konuşuldu.
Çalıştayın ikinci gününde PSAKD Genel Başkanı Gani Kaplan, AABK Onursal Başkanı Turgut Öker, Demokratik Alevi Dernekleri Üyesi Zeynel Kete, PSAKD Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe, PSAKD Tokat Şube Başkanı Muharrem Erkan ve PSAKD Ataşehir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Gülüm konuşmacı olarak katılım gösterdi.
“CEMEVLERİ, ALEVİLERİN ŞEHİRDEKİ KALESİDİR”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan yaptığı konuşmada, PSAKD’nin çalışmalarına değindi.
Kaplan, şöyle konuştu:
“Sahada çok belirgin mücadele verdik ancak o üç tane büyük mitingin örgütlere dönüşünü sağlayamadık. Çok sığ tartışmalar çerçevesinde Aleviler siyasete müdahalede bulunuyor başlıkları altında maalesef o çalışmalar heba etti. Alevilerin hak mücadelesi durup dururken beş kişiyle olmadı büyük Alevi kurultayları sonucu şekillendi.
Büyük mücadeleler verdik büyük bedeller ödedik. O zamanki Alevi kadroları ve Pir Sultan Abdal kadroları gerçekten özveriyle çalıştılar.
Hepimiz hata yaparız. Örgütü yönetirken herkes hata yapmıştır insan oğluyuz. Ama bile bile hata yapmayacaksın. Sokaktan Alevilerin çekilmelerini sokaktaki örgütlerimizin sokağa çıktıklarında yanındaki mahalleden birinin gelmesinin nedeni Aleviler sınıf değiştirdi. Buna göre örgütlenme yapılmalı.
Cemevleri konusu 1996 yılına kadar yeterince tartışıldı. Şehir koşullarında Alevilik, cemevlerimiz ne getirir ne götürür tartışıldı. Bu tartışmanın sonucunda Cemevleri Alevilerin şehirlerdeki kalesi olabilir, yapılmalıdır, yapan örgütlere destek verilmelidir.
Cemevlerimiz kalelerimiz olabilir. Ama sorunlarımız var. Cemevlerimizin sokak hayatı kesildi. Açıklamaları cemevi bahçesinde yapıyoruz. Cenaze erkanı, hayır yemekleri için gelenleri biz Alevi örgütleri sayıyoruz. Oysa cemevlerine baktığımızda mahallede, sokakta neler oluyor haberimiz yok.”
“AMAÇLARIMIZI BELİRLEMEMİZ GEREKİYOR”
AABK Onursal Başkanı Turgut Öker ise, yaygın dergilerde Aleviliğin bitişi diye Alevilik sönmüş diye manşetler atayım derken her şeye rağmen şu anda tüm dünyada Ali ve örgütlenmesi var dünyada Alevilerin örgütlü olmadığı Alevilerin kendini tanıdığı bir coğrafya yok ama biz şimdi geldiğimiz noktada sağlıklı bir şekilde birbirimizin kör etmeden bu gidişat nasıl bir gidişattır amaçlarımız bu muydu bizim, bu gidişat üzerinden bir soru sorarak amaçlarımız bu muydu dememiz gerekiyor” dedi.
Öker, “Hangi Cemevini alırsak alalım ikinci eleştirdiğimiz noktalar olmakla birlikte 30 yıl önce burası 1 Mayıs bu bölge Alevilerin yaşamı açısından huzur içerisinde mutluluk içerisinde değildi. Bugün en azından bugün en azından yanlış gördüğümüz ne olursa olsun her şeye rağmen bundan önceki yıllarda daha da avantajlı bir noktadayız medeni şekilde başımızı sokabileceğimiz, medeni bir şekilde Alevi değerlerini yaşatabileceğimiz toplumsal örgütlenme var” diye konuştu.
“YENİ BİR ÖRGÜTLENME TARZINA İHTİYAÇ VAR”
Yeryüzünde tüm toplumsal kesimlerin sorunların olduğunu belirten Öker, “Alevi dünyası toplumsal noktalardan bağımsız değil toplumsal muhalefet anlamında bir geri çekilme durumu bütün dünyada yaşanıyor. Cemevi avlularında açıklama yapmak zorunda kalıyoruz sokağa neden çıkmıyoruz. Bu bir geçiş süreci, eleştirel yaklaşımlar varsa eleştiriler bir tarafa kendi değerlerimizi ayaklar altına alınacak yaklaşımlara karşı da duruş sergilememiz gerekiyor. Bir dönem örgütlenmesi yaşantı amacına ulaştı ve şimdi de yeni bir örgütlenme tarzına ihtiyaç var. 30 yıllık çalışmalarımızda gelecek 30 yıla aktaracak çalışmamız yok o anlamda katılıyorum bu Aleviliğin bitişi olmayacak, yeryüzünde son bir haftada yaşananlarla önümüzdeki yıllarda neler yaşanacağını söyleyebilir misiniz söyleyemezsiniz” diye konuştu.
“ALEVİ ÖRGÜTLERİNİN SİYASETLE DOĞRU İLİŞKİ KURMASI GEREKİR”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tarsus Şube Başkanı Cuma Erçe, “Her türlü toplumsal muhalefetin dibe vurduğu bir noktadayız. Ama biz de dipteyiz. Buradan çıkmanın yol ve yöntemlerini bulmak zorundayız. Örgütlerin, özellikle Alevi örgütlerinin siyasetle ilişkisini doğru kurması gerekmektedir. Derneklerimiz siyasi partilerin arka bahçesi olmamalıdır ya da yükselme tahtasına dönüştürülmelidir. Ama dernekler siyaset yapmaları gerekiyor. Aleviliğin siyasetini yapmalıdırlar. Biz bir siyaset merkezi haline gelmek durumundayız, siyaset üreten bir yer haline dönüşmeliyiz. Fakat birilerinin siyasetini değil bir yerlerden medet uman değil, siyaset üreten siyasette belirleyici rol oynayan bir noktada olmalıyız. Ne yazık ki birilerinin belediye meclis üyesi olabilmesi için Alevi kurum başkanları imza verdi. Bu bizim anlattığımız siyaset tarzı değil. Çözümsüz değiliz, çözüm kendi ellerimizde” diye konuştu.
“İLETİŞİM AĞLARINI GÜÇLENDİRMEK GEREKİR”
Alevi örgütlenmesinde iller ve bölgeler arası iletişimin hızlandırılması gerektiğini savunan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Tokat Şube Başkanı Muharrem Erkan, “İletişim ağlarını güçlendirmek gerekir. Ortak etkinlikler yapma alışkanlığını bu örgüt üstlenmelidir. Mesela bu girişim önemlidir” dedi.
Erkan şöyle devam etti:
“Alevi gibi yaşayıp Sünni gibi de cenazemiz oluyor. Örneğin, Cenazenin namazı olmaz dendiği zaman en çok tepkiyi Alevilerden alıyoruz. Bununla ilgili Kardeniz’de çalışma başlattık. Uzun sürüyor ama güzel dönüşleri oluyor. Bunun için en önemli şey gidip görmek, sorunları yerinde incelemek ve yanında olmak.
Alevilikte rızalık kavramına önemli olduğunu söyleyen Erkan, Alevilerde ortaklaşa kültürünün varlığından bahsetti.
“BUGÜNÜ İYİ DEĞERLENDİRMEYE İHTİYAÇ VAR”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Ataşehir Şube Başkanı Hasan Gülüm, sürecin artık değişmesinin gerekliliğine ilişkin şu aktarımlarda bulundu:
“Alevi örgütlerinin yaşadığı problemlere ilişkin herkes söz söylüyor. Diğer konuşmacılarında belirttiği gibi 30 yıllık bir geçmiş var ve bu sürecin artık değişmeye ihtiyacı var. Bu değişim yolda yeni bir değişim değil aslında bu güne kadar yürüttüğümüz kent kır ilişkisini yeniden belirlemeye ihtiyacı var.
30 yıl önce buralara gelip bu kurumlarımızı kurduk, şimdi bu süreç içinde bir suru sorun oldu. En temel sorun kadın sorunudur. Kadınalrın yönetimlerden uzaklaştırılması sorunu en temeldir. Yeniyi tarif ederken bugünü iyi değerlendirmeye ihtiyaç var.”
“DİYANET İLE GÖRÜŞMEYE TEPKİ: BU ÇİZGİ ALEVİLER TEMSİL ETMİYOR”
Gülüm, eleştirilerini şöyle dile getirdi:
“Örgütümüz son birkaç yıldır demokratik mutevadan uzaklaştırıldı. Bu uzaklaştırma bizim tespitimize göre örgütün rotası kırıldı. Bu devletin aklı her yere müdahale ettiği gibi Alevi örgütlerine de müdahale etti. Nasıl oldu bu süreç Doğan Demir’in AKP ile iş birliği içinde olduğunu İç İşleri Bakanı ile görüştüğünü herkes biliyordu ama ben duymadım, görmedim meselesine geldi durum.
Sonra ABF İnanç Kurulu Başkanı Diyanet ile görüştü. Ben görüşürüm dedi ABF başkanımızda görüşürüm dedi. Öncelikle bu çizgi kendini mahkum edecek. Bu çizgi Alevileri temsil etmiyor. Bahsettiğimiz yönetsel meseleler tamda buradan uzaklaşarak buraya geldik.
Örgütlerde oluşan tıkanıklar örgütlerimizin olumsuz olduğu anlamına gelmez. Bugün eşit yurttaşlık meselesi artık hiç konuşulmuyor. Alevilik bir kimlik meselesidir diyenler buradan uzaklaştı. Bir şekilde içten asimilasyonun geliştiği bir hale geldik. Çözüm nasıl olacak. Birincisi seçim meselesi değişmelidir. Alevilerin olduğu her yerde seçim bölgesel olmalıdır. Alevi örgütleri her şeyi kendi gibi görme şeklinden uzaklaşmalıdır. Alevi demografisinin değiştiğinden yanayım. Aleviler kentten kırlara ve köylere geri dönüyor.
Gülüm, Alevi Dergahları meselesi, eşit yurttaşlık ve kimlik meselesi, katliamlarla yüzleşme meselesi, iki dönem kuralı konularının gündeme getirilmesini talep etti.
Çalıştay katılımcıların görüşlerini dile getirmesiyle son buldu. PİRHA/İSTANBUL