DSP İstanbul Milletvekili Süleyman Yağız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a "Türkiye'de "Bir insanın Alevi olması' veya "Bir ordu komutanının, cemevleri ile Alevi köylerine olan ilgisi nedeniyle meşrep olarak kendini Aleviliğe yakın hissetmesi' suç mudur? Böyle bir tutum ve hissedişe, bir iddianamede, suçmuş gibi yer verilebilir mi? Veren savcının tarafsızlığından ve bağımsızlığından söz edilebilir mi?"
Yağız, Başbakan Erdoğan'ın yazılı olarak yanıtlanması istemiyle Meclis Başkanlığına bir soru önergesi verdi. Yağız, önergesinde Erzincan'da irticayla mücadele eylem planının uygulamaya konulduğu iddiasıyla hazırlanan iddianamenin bir numaralı şüphelisi olan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk'in, Alevi köylerine olan ilgisinin iddianameye yansımasını Meclis gündemine taşıyarak, Erdoğan'a şu soruları yöneltti:
"Türkiye'de "bir insanın Alevi olması' veya "bir ordu komutanının, cemevleri ile Alevi köylerine olan ilgisi nedeniyle meşrep olarak kendini Aleviliğe yakın hissetmesi' suç mudur?
Böyle bir tutum ve hissedişe, bir iddianamede, suçmuş gibi yer verilebilir mi? Veren savcının tarafsızlığından ve bağımsızlığından söz edilebilir mi?
Yine bir ordu komutanının, "Alevi köyleriyle yakından ilgilenmesi', "bu köylerin ihtiyaçlarını gidermesi' ve "bu tutumu nedeniyle Alevi köylüleri ile dedeleri tarafından sevilmesi' suç sayılabilir mi?
Aynı ordu komutanının, "Alevi köylerini ziyaret ederken eşinin de kendisine eşlik etmesi' suç olarak gösterilebilir mi?
Yine aynı ordu komutanının, "Sünni köylerle ilgilenmediği' gibi ifadeler, iddianamelerde kullanılabilir mi?
Bir iddianamede "Sünni liderler'den söz edilmekte ve ordu komutanının "bu kişilerle ilgilenmediği' iddia edilmektedir. Dinimizde "Sünni liderlik' diye bir kurum, bir sıfat var mıdır? Varsa bu "Sünni liderler' kimlerdir?
Bir ordu komutanı bu kişilerle görüşmek zorunda mıdır? Komutanın görüşmemesi, iddianamede neden suç unsuru gibi gösterilmektedir?
İddianamelerde mezhep ve meşrep ayrımcılığı yapılabilir mi? Cumhuriyet savcılarının böyle bir ayrımcılık yapmaya hakları var mıdır?
İddianamelerde bu tür ayrımcılıkların yapılması durumunda ne tür yaptırımlar uygulanmaktadır?
Mezhep ve meşrep ayrımcılığı, Anayasa'nın eşitlik prensibi ile evrensel temel hak ve özgürlük ilkelerine aykırı değil midir?"
KAYNAK : Haberx.com - ANKA - 11.03.2010