Elazığ’ın merkeze bağlı Uzuntarla Köyü’nde bulunan bir köy okulu, 2020 yılında yatırım programına girdi. Ancak kentte meydana gelen depremin ardından okulun ağır hasar aldığı söylenerek yıkımına karar verildi. Okulunun tekrar yapımı için TOKİ tarafından ihalesi yapıldı. Elazığ İl Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk tarafından okulun yapımın engellenmeye çalışıldığı öne sürüldü. Uzuntarla köyü muhtarı Ali Özarslan Elazığ İl Milli Eğitim Müdürü Feyzi Gürtürk’ün ‘Alevi köyüne okul yaptırmam’ dediğini iddia etti.
Yaşanan bu olaya başta Alevi örgütleri olmak üzere birçok kesimden tepki geldi. PİRHA’ya konuşan Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkanı İsmet Kurt ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan, bu çağda böyle bir olayın yaşanmasının Kerbela’nın devamı olduğunu ve bunun bir devlet politikası olduğunu ifade ettiler.
“GENEL BAŞKANLAR OLARAK ELAZIĞ’A GİDİP YERİNDE İNCELEYECEĞİZ”
Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Genel Başkanı İsmet Kurt konuya ilişkin yaptığı açıklamada yaşanan bu durumun kabul edilemeyeceğini belirterek, “Tabi ki bunlar doğru bir yaklaşım değil. Bir köyde mevcut sınıf doluluğu varsa oraya Milli Eğitim Bakanlığı’nın hizmeti götürmesi şart. Ama bu bir Alevi köyü denilerek yapımı engelleniyorsa Kerbela’nın devamı demektir. Bu konunun İlçe Milli Eğitim Müdürünün inisiyatifine bırakılmaması lazım. Önümüzdeki günlerde genel başkanlar ile bir araya geleceğiz. Şahsi fikrim bizim bütün genel başkalar ile birlikte bu konuyu Elazığ’da, yerinde görmemiz lazım ve gittiğimizde Milli Eğitim Müdürü ile bu işi konuşmamız lazım. Bu doğru bir tavır değil” diye vurguladı.
“BU OLAY BÖYLE BİR ÇAĞDA KERBELA’NIN DEVAMI GİBİ”
Alevi kurumları olarak duruma dair gerekli görüşmeleri gerçekleştireceklerini kaydeden Kurt, “Eğer insanların ihtiyacı varsa bu eğitim anlamında, sağlık anlamında, sosyal yaşam anlamında fark etmeden ihtiyaçların yerine getirilmesi lazım. Yalnızca bu Aleviliğin veya başka bir inançsal boyutta yaşanan bir şey değildir, kimsenin kimseye zulüm etmemesi lazım. Eğer güç bende ben bunu yapmam diyorsa yanlış bir tutumdur. Hak edilen bir durum varsa herkesin hakkının verilmesi lazım. Bu bir Alevi köyü adı altında gerçekleşiyorsa ki muhtarın açıklaması böyle bu çağda Kerbela’nın devamı gibi geliyor bizlere. O yüzden bu konuda çok üzgünüz. Biz Alevi kurumları olarak da duruma gerekli tavrımızı ortaya koyup görüşmelerimizi yapacağız” diye konuştu.
“ALEVİLER HALA BİR TEHDİT UNSURU OLARAK GÖRÜLÜYOR”
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Gani Kaplan ise yaşanan olaya ilişkin kurum olarak resmi bir açıklamayı daha sonra yapacaklarını belirtti. Alevi köyüne okul yaptırılmamasının devletin bir politikası olduğuna işaret eden Kaplan, “Kurum olarak bu olayın doğruluğunu teyit ettik, muhtarla görüştük. Milli Eğitim Müdürüne ulaşmaya çalıştık ancak henüz ulaşamadık. Yıllardır devletin Alevilere yönelik politikası bu ne yazık ki. Aleviler hala bir tehdit unsuru olarak görülüyor. On yıllardır bu durum böyle. Özellikle Alevi köylerine yapılan yatırımlara baktığınızda bunu göreceksiniz. Hatta geçmiş yıllarda Alman gazeteciler bir bölgeye geliyorlar. ‘Alevi köylerine nasıl ulaşabiliriz?’ diye soruyorlar, orada yaşayanlar da ‘Yolu olmayan eski toprak olan yolları takip edin oralar sizi Alevi köylerine götürür’ diyorlar. Bu bile her şeyi anlatıyor” ifadelerini kullandı.
Kaplan, devletin Alevi köylerine hizmet getirmek için cami gibi şartlar koştuğuna vurguda bulunarak, “Devlet Alevi köylerine yatırım yapmıyor. Eğer yaparsa da şart koşuyor. Cami yaparsanız su getiririm, yol yaparım, elektrik getiririm diyor. Devletin yıllardır Alevilere bakış açısı bu. Bugün Elazığ’da yaşananlarda bunun devamı. Devlet eğitimi her yere, herkese ücretsiz götürmek zorundadır. Devletin asli görevi eğitim ve sağlığı herkese ücretsiz ve eşit bir şekilde sağlamaktır” dedi.
“ALEVİLER SADECE EŞİT YURTTAŞLIK HAKKI İSTİYOR”
Alevi çocuklarının asimile edilmesi için yatılı okullara gönderildiğini ve oruç tutma, namaz kılma gibi dayatmaların yaşandığını hatırlatan Kaplan, “Elazığ’da yapılan bu olay kabul edilebilir bir durum değildir. Şu anda arkadaşlarımız bunu araştırıyor. Bu durum nadir bir olay değildir. Anadolu’daki Alevi köylerinde sürekli yaşanıyor. Anadolu’da Alevi köylerinin %95’inde okullar kapalı, öğrenci olmasına rağmen kapalı. Devlet bizim çocuklarımızı asimile etmek için yatılı bölge okulları kurdu. Bu okullara giden çocuklarımıza zorla oruç tutma, namaz kılma gibi dayatmalar yaptılar. Çocuklarımız çok zor koşullarda okumak durumunda kalıyor. Her türlü baskıya zulme maruz kalıyorlar. Bize bu konuda şikayetler geliyor” şeklinde konuştu.
Kaplan, son olarak Alevilere yönelik ayrımcılığı kabul etmediklerini belirterek olayın takipçisi olacaklarını söyledi.
(HABER MERKEZİ)