Kars Sarıkamış’a bağlı Aşağısallıpınar Köyü’ne cami yapılması köylülerin tepkisine neden oldu. Kaymakam tarafından tehdit edildiklerini belirten köylüler cemevi yapılmasını istiyor.
Aşağısallpınar Köyü Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Candan, köylüler istemediği halde köye dayatmayla cami yapıldığını belirterek “Alevi köylerine cami yapıp Sünnileştirmek isteniyor. Köyde bir iş yapılacaksa bizleri ararlardı. Ama cami yapılırken sorma gereği duymadılar. Köyümüze cemevi yapılmasını istiyoruz, yapılsaydı bütün herkes yardım edecekti” dedi.
“KAYMAKAM MUHTARA, CAMİ YAPILIRSA HİZMET GELİR DEMİŞ”
Köylülerden Hasan Yalçınkaya ise “Alevi köylerine cami projesi Kenan Evren-Fethullah Gülen projesidir. Amaç asimile etmektir. Köyümüzün dokusunu bozmak istiyorlar. Kaymakam, köye altyapı, yol yapılmasını isteyen muhtara cami yapılması karşılığında bu hizmetlerin geleceğini söylüyor. O bölgede tek cami olmayan köy bizim köyümüzdür” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’ten Mehmet Menekşe’nin haberine göre köyün asıl ihtiyacının ziraat ve kooperatif olduğunu dile getiren köy sakinlerinden Ziyattin Kocalar da “Bizim kapımız cemevidir. Ben Alevi olarak doğdum Alevi olarak ölmek istiyorum. Sünnileşmek istemiyorum” dedi.
Aşağısallıpınar Köyü Muhtarı Kutlay Emelet konuşma talebini geri çevirirken, köylülere, “Köye hizmet gelmesi için cami yapılmasına göz yumacağız” diyerek ikna etmeye çalıştığı öğrenildi.
“ALEVİ KÖYÜNE CAMİ PROJESİ 1982 ANAYASASINDA VAR”
Köylerinde yapımı devam eden cami inşaatına dair bilgilendirmede bulunan Aşağısallpınar Köyü Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği Başkanı Hüseyin Candan, 1913 yılından beri köylerine cami yapılmasının diretildiğini ancak buna karşı sürekli direndiklerini dile getirerek, şunları söyledi:
“1913 yılından beri köyümüz var. Bu yıldan itibaren baskı ve zulme karşı gelen muhtarların hepsi dik durmuştur. Cami yapılmamıştır. Biz bu saatten sonra asimile olmak istemiyoruz. Caminin yapılması ile asimilasyona başlanacak. Hoca zoru ile çocuklarımız kuran kursuna gönderilecek. Bu proje 1982 Anayasasından beri var. Alevi köylerine cami yapıp sünnileştirmek isteniyor. Köyde bir iş yapılacaksa bizleri ararlardı. Ama cami yapılırken sorma gereği duymadılar. Köyümüze cemevi yapılsaydı bütün herkes yardım edecekti” diye konuştu.
KAYMAKAMIN CAMİ KARŞILIĞINDA HİZMETTE DİRETMESİ
“Daha önceki kaymakamlar da köye altyapı, yol yapılmasını isteyen muhtara cami yapılması karşılığında bu hizmetlerin geleceğini söylüyor” diyen Aşağısallıpınar köylülerinden Hasan Yalçınkaya, cami projesinin amacının köyün Alevi dokusunu bozmak olduğuna vurgu yaptı. Alevilere karşı fetvalar verdiğini söylediği Diyanet’in kapatılması gerektiğine de değinen Yalçınkaya, bu hatadan bir an önce dönülmesi çağrısında bulundu. Yalçınkaya şunları ifade etti:
KÖYDE AKP BİRİNCİ PARTİ SEÇİLMİŞ
“Bizi sünnileştirmek isteyen zihniyete karşıyız. Köyümüz bir ağaç ve bizler de dallarıyız. Köyümüze ihanet edildi. Alevi köylerine cami projesi Kenan Evren-Fethullah Gülen projesidir. Amaç asimile etmektir. Köyümüzün dokusunu bozmak istiyorlar. Kaymakam, daha önceki muhtara cami yapılmasını teklif ediyor ama muhtar kabul etmiyor. Köye altyapı, yol yapılmasını isteyen muhtara cami yapılması karşılığında bu hizmetlerin geleceğini söylüyor. O bölgede tek cami olmayan köy bizim köyümüzdür. Bu projeyi istemiyoruz, karşıyız. Diyanet’in kaldırılmasını istiyoruz. Diyanet demek şeriat üretmek demektir. Aleviler hakkında da çok sağlıklı düşünmüyorlar. Alevilerin yeri camidir, diyorlar. Gezi’deki Alevi çocuklarının ölümünde eli kanlı olanlar köyümüzde birinci parti seçiliyor. Köyümüzde bir ümmet toplumu yetiştirmek istiyorlar. Umarız en kısa sürede köylülerimiz aklı başına gelir ve onurlu davranarak bu hatadan geri dönerler.”
“CEMDE DIŞARI GÖZCÜ KOYARDIK UNUTTUNUZ MU ?”
Aşağısallıpınar köyünden olan ve uzun süre köyünde öğretmenlik yapan Şerafettin Dağdevir, köyün ihtiyacının cami değil altyapı ve yol olduğunu ifade ederek, “Bu köye cami yapılması tasvip edilecek bir durum değil. Cemevi Alevilerin örgütlendiği, ibadetini yaptığı bir mekandır. Köye yollanan hoca 3-4 bin lira maaş alacak. Bizim köyümüz hayvancılıkla uğraşır. Oraya ziraat mühendisi yollansa çok daha iyi olur. Caminin topluma bir faydası olmayacak. Cami yaptırmaktansa köye veteriner, ziraat mühendisi göndersinler” dedi.
Köyün yaşlılarından olan Rıfat Özdemir ise pirleri olan Babamansur Ocağı’ndan Heyrani Dede zamanında cem yapmak için köy dışına nöbetçi koyduklarını hatırlatarak, bu projeye sessiz kalan köylülerine, ‘Bunları unuttunuz mu?’ sorusunu yöneltti.
“BU DAYATMAYI KINIYORUZ”
Avrupa’da yaşayan ve Alevi kadın hareketi içerisinde hizmetler yürüten Lale Yalçınkaya, köyün kaderinin çıkarcı birkaç kişinin siyasetine kurban edilemeyeceğini vurguladı. Köylerine, Alevi yol ve erkanına uygun cemevi yapılması istendiğini ifade eden Yalçınkaya şunlara dikkat çekti:
“Köyümüze cami yapılması hepimizi üzmüştür. Uzun yıllardan beri cami köye enjekte ediliyordu. Bundan önceki bütün muhtarlar bu projeye karşı durdu. Dede soyundan gelen köy muhtarını şiddetle kınıyorum. Bu köy çıkarcı birkaç kişinin korkak siyasetinin yeri değildir. Çocuklarımızı aydınlık ve güzel günler için yetiştirmek istiyoruz. Biz bu Alevi köyünde cami değil, kendi inancımıza göre cemevinin yapılmasını istiyoruz. Bu yıllardan beri bize bunu dayatılan ve asimile eden zihniyete karşıyız. Köylülerimizin büyük çoğunun cami istemiyoruz, cemevi istiyoruz demesine rağmen bu dayatmayı kınıyoruz.”
Yaz mevsimini köyde geçiren bir diğer Aşağısallıpınar köyü sakini ise köyde bir devlet ve kaymakam baskısı olduğuna değindi. Köy sakini, “Bu yaz köydeydim ve caminin temeli atıldı. Kimsenin duymadım demesine hakkı yoktur. Bir önceki muhtara belli miktar oy verilmesi ve cami yapılması karşılığında ancak hizmetin getirileceği söylenmiştir. Ama geçen dönem ki muhtar bunu kabul etmediğini söylemişti. Bu dönem ise köyde AKP’ye 40-50 arası oy çıktı. Burada devlet baskısı, kaymakam baskısı var” ifadelerini kullandı.
“KÖYE CAMİ DEĞİL ÖĞRETMEN LAZIM”
“Kaymakam hiçbir partinin baskısını Alevi bir köyün üstünde uygulayamaz” diyen Neşe Kahraman da şöyle konuştu:
“Kaymakam devlet memurudur. Alevi bir köyün üstünde baskı uygulayamaz. Yapmak istiyor ise köyün alt yapısını yapsın. Köyde öğretmen yok, öğretmen göndersin. Cemevi yapılacak bir yere cami yapmak kimsenin haddi değildir. Önce vatandaşın fikri alınmalı. Aleviler yıllardan beri iki dağ arasına sıkışıp kalmışlar. Hep kaçmışlar. Gizli, saklı yerlerde ibadetlerini yapmışlar. Biz bu düzene boyun eğmeyeceğiz.”
“ALEVİ OLARAK DOĞDUM VE ALEVİ ÖLMEK İSTİYORUM”
“Ben Alevi olarak doğdum Alevi olarak ölmek istiyorum” diye konuşan Ziyattin Kocalar, köyün asıl ihtiyacının ziraat ve kooperatif olduğunun altını çizdi. Kocalar sözlerine, “Bizler o köyde büyüklerimizin geleneklerine bağlı olarak yetiştik. Özgürlük, demokrasi diyerek kimseyi kimseden ayırmadık. Bu köy bugüne kadar böyle yürümüştür. Zulümler, baskılar olmuştur ama Aleviler direnmiştir. İnancından vazgeçmemiştir. Köye cami yapacaklarına ziraatçiliğe, kooperatifçiliğe önem versinler. Cami bizim kapımız değildir. Bizim kapımız cemevidir. Ben Alevi olarak doğdum Alevi olarak ölmek istiyorum. sünnileşmek istemiyorum” diye sonlandırdı.
Ersin ÖZGÜL / İZMİR / PİRHA