Oray Eğin / Akşam
Türkiye'nin gizli gündemi, Anadolu'da sokak sokak dolaşılarak seçmene işlenen en önemli mesaj 'Alevifobi'dir. Referandum sonucunun belirlenmesinde bu stratejinin etkili olmadığını kim söyleyebilir? Önce AKP'nin medyadaki uzantılarının bir-iki sene öncesinden yazmaya başladığı 'Yargıyı Aleviler ele geçiriyor' söylemlerini duyduk... Ardından bu söylem kalemlerinden Başbakan'ın diline sıçradı... Dedeler, soy-sop meselesi... Eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'a operasyon...
Ve sonunda bu iş 'Hayır'cı MHP seçmeninin referandumda AKP'yle gizli işbirliği yapmasına uzandı.
Referandumda belirleyici olacağı düşünülen birkaç konu vardı...
Mesela terör... Ya da yolsuzluklar...
Hiçbiri 'Sünni İslamı İttifakı' kadar etkili değilmiş meğerse... Belli ki 'dedeler' söylemi karşılığını bulmuş ve karşı kamptaki Alevi figüre karşı birleşilmiş, Alevifobi galip gelmiş ve terörü de, yolsuzlukları da unutturmuş.
Meğer en büyük korku bir Alevi figürün, bu durumda da Kılıçdaroğlu'nun güçlenmesiymiş...
Bugünlerde Alevifobi'nin giderek bir devlet politikasına dönüştüğünü nasıl görmezden gelebiliriz?
Alın işte Cumhurbaşkanı'nın Londra yolunda gazetecilere söylediği bir cümle: 'Alevi rektör de atadım!'
Gündelik ırkçılığın en bariz yansıması... İnsanları 'ben ve öteki' diye bölen bir zihniyetin dile gelmesi...
Demek ki o rektör Cumhurbaşkanı'nın zihninde 'Alevi' diye damgalanmış ve onunla ilgili ilk tanımlayıcı kod Alevilik'miş.
Cumhurbaşkanı Gül'ün bu sözleri kendisinin ne kadar adil olduğunu kanıtlamak için sarf etmeye çalıştığını biliyorum; ama ben içselleştirilmiş, bilinçaltına yerleşmiş bir Alevifobi'den bahsediyorum. Ve böylesi bir ırkçılık böyle zararsız gibi gözüken cümlelerle büyüyüp meşruiyet kazanıyor.
Nitekim, Anadolu'da CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu aleyhine gizliden gizliye yürütülen 'O bir Alevi' kampanyası da gücünü böyle gündelik ırkçı söylemlerden alıyor.
Siyaset çok kirli bir oyun. Ve öyle anlaşılıyor ki önümüzdeki seçime kadar Kılıçdaroğlu'na karşı Alevifobi kartı oynanmaya devam edecek. Ne yazık ki Anadolu'nun karanlık kesimlerindeki Alevilik algısı yüzlerce yıldır kuşaktan kuşağa gelen önyargılar, yanlış bilgiler ve hurafelerle örülü. Yüzlerce yılın inşasını yıkmak için seçime kadar olan yedi ay da yetmeyecek.
Aleviler'in üzerine oynamak, onlardan bir korku figürü yaratmak hurafelerle birleştiğinde çok kolay ve garantili sonucu olan bir oyuna dönüşüyor.
Kemal Kılıçdaroğlu böylesi bir ortamda, Alevifobi'nin resmi söyleme sızdığı bir Türkiye'de ne yaparsa yapsın kazanamayacak.
Bu tehlikeyi bugün açık açık ve yüksek sesle konuşmalıyız. Alevifobi'nin belirleyiciliğini ve baskınlığını görmezden gelemeyiz; odada bir 'fil' yokmuş gibi davranamayız daha fazla. Türkiye seçmenini, nasıl yönlendirildiğini biliyoruz.
Ve gizli propaganda makineleri bu oyunu oynayacaktır.
Ne Önder Sav... Ne tüzük... Ne parti içi muhalefet...
Kılıçdaroğlu'nun en büyük engeli Anadolu'daki içselleştirilmiş Alevifobi'dir.
Oray Eğin
<!--
var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';
var path = 'hr' + 'ef' + '=';
var addy27861 = 'oray.egin' + '@';
addy27861 = addy27861 + 'aksam' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
var addy_text27861 = 'oray.egin' + '@' + 'aksam' + '.' + 'com' + '.' + 'tr';
( '' );
27861 );
( '' );
//-->n
<!--
( '' );
//-->
<!--
( '' );
//-->
Akşam - 08.11.2010