Sevilay YÜKSELİR / Sabah
Şu bizim Ankara büroya bayılıyorum. Müthiş çalışıyorlar. En baba kulisleri onlar alıyor, en fazla gündem yaratan Ankara haberlerini onlar yakalıyor. Alevi Açılımı'nın sorumlusu Devlet Bakanı Faruk Çelik'in ağzından aktarılan Zübeyde Yalçın imzalı haber de aynen öyle bir şeydi işte.
Büyük bir bombaydı zannımca.
Çünkü AKP hükümetinin Alevilerle buluşma çabasında gelinen noktayı bir cümle ile özetliyordu.
"Alevi çocuklar din eğitimlerini cemevlerinde alsın!"
Faruk Çelik'in bu açıklamasını pazartesi sabahı manşette görünce gözlerime inanamadım. İster istemez, "Bu mudur yani aylardan beri sürdürülen Alevi Açılımı'nda gelinen nokta?" dedim kendi kendime...
Sünni vatandaşların çocukları devletin belirlediği öğretmenlerin eliyle din eğitimi almaya devam edecek, Alevi çocuklar ise varsa mahallede yoksa şehrin bir başka yerinde çoğunun kim olduğu, ne bilip bilmediği bile tartışmalı cahil cühela dedelerin insafına bırakılacak öyle mi?
Pessss!!!!
Çok yakında bu önerisini desteklemek ve pekiştirmek için Bakan Çelik'in, "Sünni çocuklar da dini eğitimlerini camilerde ya da kuran kurslarında alsın" derse sakın şaşırmayın! Çünkü ben Bakan Çelik'in bu önerisini, son derece safiyane, iyi niyetli duygularla söylediğine inanıyorum. En azından öyle olduğuna inanmak istiyorum.
Ancak ne olursa olsun, bir devlet adamı olarak, bu önerisini gündeme taşımadan evvel, söylediklerinin kimlere ve nerelere hizmet edeceğini de iyi düşünüp, tartmalıydı bakan Çelik!
Elbette dedeler arasında gerçekten inançları doğrultusunda toplumuna hizmet vermeye çalışan, Aleviliğin ritüellerini sadece ezberlememiş, aynı zamanda kendisine yol edinmiş sorumluluk sahibi insanlar var.
Ama bir o kadar da tıpkı camilere, Kuran kurslarına doluşan üçkâğıtçı zevat gibi, uydurduğu efsanelerle kendilerini Alevilerin önderi gösterip, kurduğu cemevi, vakıf ya da derneğin başına geçmiş, tek derdi siyasi rant ve de maddi kazanç sağlamak olan sahtekârlar da var!
Özetle...
Faruk Çelik'in bu önerisi bir baştan savma girişimidir.
İyiiceee ötekileştirmek ve farklılaştırmaktır. Alevilere açılalım derken, projeyi rafa kaldırıp tamamen kapatmanın üstü örtülü biçimidir!
Sevgili okurlarım. Ülkesini, insanları seven, her Allah'ın kulunun eşit olduğuna inanan, ayrımcılığı reddeden ve demokrasiye gönül bağı olan bir yazar, bir yurttaş olarak Bakan Çelik'in bu önerisini şiddetle reddediyorum!
"Bir sünni yurttaş için evladının alacağı dini ve ahlaki eğitim ne kadar önem arzediyorsa, Alevi yurttaş içinde aynıdır. Tüm dedelerin çok iyi niyetli ve gerçekten ritüellerini bire bir uygulayabilen insanlar olduğunu varsaysak bile küçücük çocukların eğitimini onların psikolojisinden bihaber kişilere emanet edemezsiniz. Onları bu konuda emanet edecek kişiler, sünni yurttaşların çocuklarının emanet ettiklerinden farklı olamaz. Nasıl ki sünni kökenli çocuklarımız İlahiyat Fakültesi mezunu, pedogojik formasyon derslerinden tam not almış Türkiye Cumhuriyeti'nin kadrolu öğretmenlerine teslim ediliyor. Alevi kökenli çocukların da teslim edileceği kişiler aynıdır. Sadece bu öğretmenlere Alevilik ve ritüelleri konusunda objektif yaklaşımla hazırlanmış artı bir eğitim verilsin yeter!"
Sabah - 7 Nisan 2010