28 Yıldır süren Sivas Katliamı davasında firari üç sanık Eren Ceylan, Murat Sonkur ve Murat Karataş’ın yargılandığı23. duruşmaya 20 Ocak’ta, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilecek.
Avukatlar, 35 kişinin yaşamını yitirdiği katliam dosyası dahilinde kimi yeni isimlerin de ‘sorumlu kişi’ sıfatı ile dinlenmesini talep edecek. Ayrıca Hollanda Büyükelçiliği, Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren Hollandalı Carina Cuanna nedeniyle 20 Ocak’taki duruşmaya gözlemci olarak katılacak.
“FAİLLERİN İADESİ İSTENSİN”
Alevi kurum yöneticileri ise davanın tüm toplum tarafından sahiplenilmesi gerektiğine bir kez daha vurgu yaptı.
Alevi Dernekler Federasyonu (ADFE) Başkanı Celal Fırat, Sivas Katliamı davasının 2012 yılında zaman aşımına uğratılmasına işaret ederek, “Bir katliamın zaman aşımı nasıl mümkün olur?” diye sorarak şunları söyledi:
“Bu topraklarda Pir Sultan’ın düşüncesine, gelenek ve göreneklerine karşı maalesef kindar ve dindar bir nesil var. Pir Sultan dizelerini veyahut onlar gibi nice ozanlarımızın söylemi, Şah Hüseyin’den bahsetmemiz sebebiyle hep katliamlara maruz kaldık. Davanın zaman aşımına uğraması ardından ülkenin şu anki başkanı ‘Hayırlı olsun’ demişti.Bu çok acı bir durum. Katliamın failleri olan yurtdışındaki o zalimlerin iadeleri devlet tarafından istenilmeli. Bizim en çok yüreğimizi yakan bu meseleler. Bize ‘üvey evlat’ muamelesi yapmaktalar. Zalimlere hep beraber tepki vermemiz lazım.
Celal Fırat, Alevi örgütlerinin Sivas Katliamı davasını sahiplenmek konusundaki duruşunu da değerlendirerek şöyle devam etti:
“Alevilerin her anlamda bu davayı yeterince sahiplendiklerine inanıyorum. Bazıları yeteri kadar görmeyebilir ama her dönem bizler vardık. Birçok kurumumuz, hepimizi temsilen her davada oradaydılar. Daha önceden Ankara’ya gittiğimizde, yoğun katılım sağladığımız dönemlerde de zalimce bir mantıkla karşılaştık. Bizleri coplayıp, gazladılar ama oradaki insanlara o oteli ateşe verenlere aynı zalimliği yapmadılar. Herhangi bir girişimde de bulunmadılar. Alevilerin artık bu zihniyeti iyi tanınması gerekiyor. Maraş’ta, Çorum’da, Dersim’de onlarca katliamlar yaşatıldı ve halen de yaşatılıyor.”
“DAVAYA SAHİP ÇIKMAZSAK BAŞKA KATLİAMLAR YAPABİLİRLER”
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez de davaya katılım çağrısı yapan bir diğer isim oldu. Geçmez, Sivas Katliamı’nın, ülkenin en büyük utançlarından biri olduğunu söyleyerek şunları aktardı:
“Madımak Katliamı davası yıllardır devam ediyor. Süreci deyim yerindeyse katilleri affetmek noktasına getirdiler. Bu davaya sahip çıkamazsak bu katliamı yapanlar, kendilerini başka katliamlara hazırlayabilirler. Onun için 20 Ocak’ta Ankara’daki davaya bütün canları davet ediyorum.
Türkiye, uluslararası sözleşmelere aykırı hareket ediyor. Adalet Bakanlığı zaman aşımını ısrarla istiyor. Çünkü bu dava devam ettiği sürece daha sonrasında milletvekili, bakan, belediye başkanı olanlar bu davaya dahil olmak zorunda kaldılar. Onun için davanın zaman aşımına uğramasını isteyip, Almanya hükümetine iadeler ile ilgili herhangi bir başvuruda bulunmuyorlar.”
“ALEVİ ÖRGÜTLERİ NE YAZIK Kİ DAVAYI UNUTTU”
Ercan Geçmez, ‘Alevi kurumları yeteri oranda davanın arkasında durabildi mi?’ sorumuza ise “Ne yazık ki unuttular” cevabını vererek şunları söyledi:
“Bu dava yıllar geçtikçe ilk zamanki gibi ne yazık ki Ankara’daki Alevi örgütlerine bırakıldı. Belli başlı dernekler haricinde geride kalan Alevi örgütleri ne yazık ki davayı unuttular. Bu da aslında düşündürücü bir durum.”
“YETERLİ TEPKİYİ GÖSTEREMEDİĞİMİZ BİR GERÇEKTİR”
Sivas Katliamı davasına günler öncesinden katılım çağrısı yapan DAD Eş Başkanı Musa Kulu ise “Bizler sadece Sivas Katliamı değil; Roboski, Suruç ve diğer katliamlarla da yüzleşilsin istiyoruz” diyerek 20 Ocak’ta görülecek mahkemede olacaklarını söyledi.
Musa Kulu, “Devlet bu katliamlarla yüzleşmediği sürece ülkede barış, demokrasi ve bir arada yaşama imkanı olmayacak” diyerek Alevi örgütlerinin sorumluluklarına şu sözlerle dikkat çekti:
“Tabii ki sahiplenme anlamında eksiklikler var. Bir bütün olarak her birimizin eksiklikleri vardır. Davanın takibi konusunda yeterli tepkiyi gösteremediğimiz bir gerçektir. O nedenle Ankara’da görülecek davaya ilişkin çağrımızda ‘bir bütün olarak toplumun, bu tür davalara sahip çıkmasının ülkedeki demokratik mücadeleye katkısı olacağını düşünüyoruz’ dedik.
“MİLLETVEKİLLERİ YETERLİ ÇABA SARFETMEDİLER”
Milletvekillerinin de bu konuda günahkar olduklarını kabul etmeleri lazım. Gerçekten toplum adına Mecliste toplumu temsil ettiğini söyleyenler, kendileri ile yüzleşmesi lazım. Bu konuda çok da fazla çaba sarf ettiklerini düşünmüyorum.
PİRHA/ ANKARA