AKP Alevi oylarının peşinde, ama somut ve kapsayıcı bir politika ortada yok
AKP "Alevi açılımı" projesine devam ediyor. Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, "Aleviler de Müslüman, gerisi teferruat" diyerek, muğlak ifadelerle bu kesimi "kazanma" politikalarına örnekler sundu.
soL (HABER MERKEZİ) AKP'nin Alevi vatandaşlarda büyük tepki uyandıran "açılım" politikaları doğrultusunda Bugün gazetesine konuşan Devlet Bakanı Sait Yazıcıoğlu, Alevi ve Sünni arasında bir fark olmadığını, her iki kesimin de Müslüman sayıldığını, bu yüzden ayrıntılara takılmamak gerektiğini söyledi. Aleviler gibi "farklı algılayıştaki" insanların da mutlu ve huzurlu yaşama hakkı olduğunu belirten Yazıcıoğlu, bu yaklaşımın somut olarak ne anlama geldiğini açıklayamayacağı, Alevilerin kendilerini Müslüman olarak kabul ettikleri için bu kesimi Müslüman sayarak, bunun gereğini yerine getirecekleri gibi, muğlak ifadeler kullandı.
Kuşadası örneğinden ötesi yok
Yaptığı açıklamada, Kuşadası Belediyesi'nin "cem evini ibadethane sayarak, camilerde olduğu gibi ücretsiz su kullandırmasını" olumlu bir gelişme olarak yorumlayan Yazıcıoğlu, kendilerinin de bu konuda çalışmaları olduğunu, bunu yıllardır söylediklerini dile getirdi. Kuşadası Belediyesi'ne başvuran Kuşadası Cemevi yönetimi, "cem evinin ibadethane kabul edilerek, diğer ibadethanelere uygulanan su tarifesinin kendilerine de uygulanması"nı talep etmiş, belediye de bunu oy birliğiyle onaylamıştı. Bakan Yazıcıoğlu, AKP'nin "Alevi açılımı"yla ilgili ayrıntılı bilgi vermediyse de, sunduğu örnekten hareketle, bu kesime yönelik "kazanma" politikalarının, camilerde olduğu gibi cem evlerinin de elektrik ve su parasının karşılanması, Alevi dedelerine ve cem evlerinde çalışanlara maaş bağlanması gibi düzenlemeler içerdiği düşünülüyor.
Zorunlu din dersine devam
Demecinde, zorunlu din dersinin gerekli olduğunu da belirten Yazıcıoğlu, bunu, "dersin seçmeli olmasının zararının görüldüğü"yle gerekçelendirdi. Milli Eğitim Bakanlığı'nın konuyla ilgili gerekli çalışmayı yapacağını söyleyen Yazıcıoğlu, asıl amacın, yaşadığı toplumun dini inançlarını, geleneklerini, örfünü bilen gençler yetiştirmek olduğunu ifade etti. "Türkiye realitesi içinde, devletin din eğitimini kontrolünün en geçerli yol olacağı"nı belirten Yazıcıoğlu, gerekirse başka inançlarla ilgili düzenlemeler de yapılabileceğini söyledi.
SOL HABER - 04.10.2008