Alevi açılımı ve düşündürdükleri

Alevi açılımı ve düşündürdükleriŞENOL KALUÇ*Türkiye'de Alevi sorunu ile ilgili olarak Ak Parti hükümetinin...

Alevi açılımı ve düşündürdükleri

ŞENOL KALUÇ*

Türkiye'de Alevi sorunu ile ilgili olarak Ak Parti hükümetinin başlattığı açılım son çalıştay ile yeni bir boyuta taşındı. Ankara'daki çalıştay gerek Alevilik ve gerekse devletimiz açısından artık geri dönülmez bir yola girilmesini sağlamıştır. Bu sürecin sonu ne olursa olsun, ister başarıya ulaşsın isterse yarım kalsın artık "Alevilik" bir Türkiye gerçeği olarak Devlet tarafından resmen tanınmış bir problem olarak karşımızda duracaktır. Ak Parti sonrası gelecek hükümetler bu sorunu çözülmesi gereken bir mesele olarak kucaklarında bulacaklardır. Bu sebeple bazı partiler Alevilerin oylarına ambargo koyma şansını artık kaybedeceklerdir. Çünkü Alevi sorununa olumlu katkı sağlayamayan partiler Alevilerin büyük çoğunluğundan destek bulmayacaklardır.

Bu süreç uzun vadede belki de etkisini en fazla sol siyasette gösterecektir. Yıllardır Aleviliği sadece bir oy deposu olarak gören Kemalist-sol söylem yeni süreçle Avrupa'daki örneklerinde olduğu gibi gerçek anlamda "sosyal demokrat" bir çizgiye yönelmekten başka çare olmadığını görmek zorundadır. Kamplaştırıcı politikalar yerine bütünleştirici politikaların sergilenmesi, ulusalcılık ve içe kapanmacı politikalar ile Türkiye'nin önünün kapatılmaması gerekmektedir. Aleviler bu yeni süreçte nasıl bir yol izleyeceklerine karar vermelidirler. Yıllardır kendilerini oyalayan siyasi yapılanmaların ya değişmesini sağlamalıdırlar ya da artık alternatif yollar üretmelidirler.

İLK ADIM ÇALIŞTAYDA ATILDI

AK Parti Hükümeti belki kısa vadede bu açılım nedeni ile oy kaybına uğrasa bile bu süreçten en karlı çıkacak taraf olacaktır. Türkiye'deki din ve vicdan özgürlüğünün önündeki engel ancak Alevilerinde içinde bulunduğu bir ittifak ile aşılabilir. Ancak bu noktada çok sabırlı olmak gerekmektedir. Alevilerden bir günde yıllardır sahip oldukları reflekslerden kurtulmaları istenmemelidir. Alevilerdeki yaralı bilincin sağalması için öncelikle Alevilere güven verilmesi gerektiği kabul edilmelidir. 3 Haziranda Ankara'da yapılan toplantının bu yönde ilk adımı oluşturduğunu görmek gerçekten sevindiricidir. Artık tarafların bundan sonraki süreçte daha yapıcı ve çözüme yönelik arayışlar içinde olmaları büyük önem taşımamaktadır. Ankara'daki toplantıda ayrılıklardan ziyade ortak noktaların ön plana çıkarılması gerçekten önemlidir.

Aleviler bazı istekleri konusunda oldukça dikkatli olmaları gerekmektedir. Özellikle örgün eğitim konusundaki isteklerini çok iyi belirlemeleri gerekmektedir. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine haklı olarak karşı çıkmaktadırlar. Ancak bu ders kaldırılmadığı taktirde içine girme konusunda çok dikkatli olunmalıdır. Bu derslerde aleviliğin tanımlanması yönündeki her türlü adıma şiddetle karşı çıkılmalıdır. Alevilik tanımlanmak yerine alevilik ile ilgili bir takım bilgiler alevi büyüklerin hayatlarından ve eserlerinden yola çıkılarak anlatılmalıdır. Çünkü alevilik sünnilik gibi teolojisi herkes tarafından kabul edilmiş ve oturtulmuş değildir. Farklılıkları kendi içerisinde beslemesi nedeniyle güçlüdür. "Yol bir ama sürek bin"dir. Alevilik öğretisi okullarda değil yaygın eğitim kurumlarında Cemevleri vb. mekânlarda verilmelidir. Devlet, Cemevlerine yasal statü tanırken, Cemevleri'nin birer eğitim kurumu olarakta faaliyet verme istekleri konusunda gereken desteği vermek zorundadır. Bu süreç Aleviliğin yeniden inşası açısından önemlidir. Elbetteki bu süreç bazılarını rahatsız edecektir. Herkes kendi Aleviliğinin daha doğru olduğunu iddia edecektir. Ancak doğal süreçte bireyin ve toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilenler ayakta kalırken diğerleri kaybolup gidecektir. Başlangıçta karşılaşılacak kargaşadan korkmamak gerekir. Önemli olan Aleviliğin yeniden inşası yönünde adım atılabilmesinin sağlanmasıdır.

ADIMLAR KARŞILIKLI OLMALI

Alevi STK'ları artık bundan sonra sadece aş vermek, kurban kesmek, cenaze kaldırmak dışında asli işlerine de yönelmelidirler. Alevilik başıboş görünümden kurtarılarak, sistemli bir şekilde aktarımı gerçekleştirilmelidir. Yine Alevi örgütleri kendi entelijansını oluşturma konusundaki körlükten kurtulmalıdır. Eğer aleviler kendi entelektüellerini yetiştiremezler ise kendilerini başkalarından dinlemek zorunda kalmaya devam edeceklerdir. Alevi örgütleri kendi tarihsel kaynaklarına da hiçbir ön yargıya kapılmadan ulaşmak ve yeni nesillere aktarmak zorundadırlar. Aleviler, Aleviliğin yeniden inşasında ister tarihi verileri uygularlar, isterse kendi dünya görüşlerini yansıtırlar bu onların bileceği iştir. Ancak Aleviliği orijinaline sadık olarak yaşamak isteyenlerinde dışlanmaması gerekir.

Alevi açılımı projesi başarılı olduğu taktirde bugün mecburiyetten ve dış tehdit nedeniyle bir arada duran pek çok grup kendi yoluna gidecektir. Bu gidiş Aleviliğin hayrına olacaktır çünkü özü itibari ile Alevilik ile ilişkileri farklı boyutlarda olan kişilerin kendilerini asıl ifade etmeleri gereken yerlere gitmeleri sağlanacaktır.

Alevilerin özgürleşmeleri ve demokratik düzenin parçası haline gelmeleri kendileri ile birlikte pek çok grubun da özgürleşmesinin önünü açacaktır. Tabii ki Alevilerin kendilerini koruma refleksi ile demokrasiyi tehdit olarak algılayan gruplardan kopmaları gerekmektedir. Bu süreç kolay olmayacaktır. Ancak AK Partinin açtığı yol olumlu sonuçlar doğurmaya başladığında Aleviler de üstlerine düşeni yapmaya başlayacak ve tabanlarının demokratikleşmesi yolunda olumlu adımlar atacaklardır. Eğer varlıklarını devam ettirmek ve korumak istiyorlarsa.

* LDT Alevi Bektaşi Araştırmaları Merkezi Direktörü

YENİ ŞAFAK - 21.06.2009

Diğer Haberler

AABF’ye karşı ‘hakkını arayan’ Beyhan İpek’ten çağrı!
Ölümsüz bir analiz olarak: Büfeci İslamı - Ufuk Güldemir
Kerbela: Gerçek mi mitoloji mi?
Muharrem Orucu ve Yas-ı Matem Takiyyesi
Alevilik ve İslam farklıdır, Alevilik nedir?
12 imamlar bizden değildir
Minaresiz Camiye benzeyen Cemevleri
Metin Karataş: 'Alevilerin ibadethanesi dört duvar arası değildir!'
İzmir Kınık Alevi Köyleri
Alevi Köyleri Listesi