İsmail Cem ÖZKAN
Aleviler üzerine yazılar yazmamaya çalışıyorum, fakat aleviler adına hareket edenlerin çıkarcı davranışları ve her duruma göre renk değiştirmesi üzerine kalem de yerinde durmuyor, çünkü haksızlığa karşı gelmek alevi inancının içinde yer alan bir duruştur.
AKP iktidarı döneminde, AKP tarafından organize edilen ve ‘alevi açılımı’ içinde yer alan bir çok etkinlik oldu. Bu etkinliklere bir bölüm alevi katılırken, bir bölümü bunu protesto etti. Protesto edenlerde, katılanlarda kendilerince haklılık paydalarını kamuya duyurdular. Bir duruş sergilediler. Alevi örgütlenmelerinde ve diğer örgütlenmelerde önemli olan duruşunu koruyabilmektir. Yoksa ciddiye alınmazlar, duruş değiştirenler ve her renge giren örgütlerden kaçı ayakta kaldı bugüne kadar?
Bazı örgütler ve örgütleri temsil edenlerin açıklamaları ve yazdıkları önemlidir. Dün ne yazdığına ve nasıl durduğuna bakılır. Sonra, davranışları dikkatlice incelenir. Şehirleşen Alevilik geçiş sürecini yaşamaktadır, bu sürecin bir çok hataları olması kadar doğal bir şey olmaz, çünkü alevi inancı duruşu itibari ile heterojendir, bir çok değişik davranış özelliği gösterebilir. Bu zaman içinde mücadele içinde biçimlenecek ve yoğrulacaktır. Bu bileşenler belki ileride ayrı kollar olarak kendilerini ifade edeceklerdir. Çünkü homojenleşme sürecinde bu tip ayrılıkların olması kadar doğal bir şey yoktur.
Alevileri temsil ettiğini söyleyen AABF, yayın organı Alevilerin Sesi dergisi eski genel yayın yönetmeni, YOL TV genel yayın yönetmenliğini yapmış ve Alevilik konusunda yıllardır Birgün Gazetesinde köşe yazısı yazan Necdet Saraç, 30 Mayıs 2009 tarihinde kaleme aldığı yazısında, kendisi ve geçmişi ile çeliştiğini görmekteyiz. O yazıda AKP tarafından organize edilen bir etkinliğe sahiplenmek vardır. Bu yapılan etkinlik güya kendilerinin mücadelesi sonucu olmaktadır. AKP içinde yer alan ve AKP ile diyaloglarını canlı tutan aleviler adına mı konuşuyor? Yoksa muhalif özelliğini gösteren ABF ve Pir Sultan Abdal Dernekleri adına mı? Nasıl bir mücadele yaptılar da, AKP ile aynı çatı altında toplanma kararı aldılar?
3 Haziran’da yapılacak olan toplantıya kimler katılmaktadır, ne amaçlanmaktadır? Başbakanlık Alevi Açılımı Koordinatörü Necdet Subaşı; “Benim toplantılardaki rolüm moderatörlük. Ama genel irade hükümet tarafından şekillendirilecek.” demektedir. AKP görüşlerini ortaya koymuştur, Aleviliğe nasıl baktığını saklamıyor, bu kurultayda ikna kurultayı olacaksa, kim ya da kimler ikna edilecektir?
Geçmişte muharrem orucu nedeniyle yapılan yemeğe katılmayı ret edenler, katılanları düşkün ilan edenler bu konuda yapılacak etkinliğe katılırken hangi gerekçeleri ortaya getireceklerdir. Muharrem sohbetleri zamanı içinde, AKP yemeğine katılanlar Aleviliği, İslam dini içinde bir mezhep olarak gördüğünü ilan etmişlerdir. Bugüne kadar Alevilik mezhep değil, inançtır diyenler nasıl oluyor da, yapılan etkinliği büyük başarı olarak görüyor. Benim bilmediğim son dönemde alevi yürüyüşü mü oldu, protestosu mu oldu da AKP durduk yere bu etkinlik yaparak aleviler ile kucaklaşmaya kalkıyor? (Alevilik, AB ve ABD istekleri sonucu mu kucaklanıyor? Onların istekleri başarı olarak gösterilemez!)
AKP, yıllardır AKP Milletvekili Çamuroğlu tarafından biçimlendirilen ‘Alevi Açılımı’ içindedir. Kendi bakış açıları içinde ‘alevi sorunu’na bir çözüm aramaktalar. Bu çözüm arayışına yeni katlımlar mı sağlamaktadır? Nedir bu, durduk yere AKP etkinliği Alevilerin başarısı olarak sunulması?
Aleviler, Türkiye topraklarında kendilerini ortaya koymuşlardır ve hakları için demokratik yoldan mücadeleye devam etmekteler. Bu mücadele yöntemleri örgütlerin dünyaya bakış açıları ile orantılı olarak sürmektedir.
Yazıdan anladığım kadarı ile yazar, duruş ve mücadele yöntemi konusunda büyük bir değişim yaşamaktadır. Girdiği bu yolda kimleri temsil ettiğini ise zaman gösterecektir. Bir mücadelede duruş çok önemlidir, eğer duruş sürekli zemin değiştiriyorsa, orada başka şeylere bakmakta fayda vardır.
Alevihaber.com - 30 Mayıs 2009