AKP’nin sevgisi buysa...
Sabah işe giderken gözüme bir afiş takılıyor. “Sevgide Buluşalım 2. Aşure Etkinliği”. Hemen afişi incelemeye koyuluyorum. Etkinlik AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenleniyor. Bu afişe imza atanlar da Derince-Esentepe Cemevi, Darıca Cemevi vb. AKP daha önce de Alevileri yedeklemek için Reha Çamuroğlu’nu devreye sokup bir iftar yemeği düzenledi. Ama pek başarılı olamadı. Çünkü çok sayıda dernek ve kuruluş bu iftara katılanları düşkün ilan ederek tepki gösterdi.
Mademki AKP sevgiye bu kadar önem veriyor. Neden her sabah kalktığımızda zamlarla karşılaşıyoruz. Neden Alevi öğrencilere zorunlu din dersi okutuluyor. Neden Kürt halkının barış isteklerini görmezden geliyor? Neden bu kadar insanın ölmesine göz yumuyor?
Eğer AKP’nin lafızda bahsettiği sevgi ve huzur ortamı sağlanacaksa ülkenin demokratikleşmesi şarttır. Silahların susması ve diyalogla barışın tesis edilmesi gerekir. İşçi ve emekçilerin ücretlerin iyileştirilmesi, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alınması gerekir. Ve daha birçok şey… AKP sevgiden bahsediyorsa bunlar olmazsa olmazdır.
AKP şimdi de SSGSS Yasa Tasarısı’nı Meclis’ten geçirmek istiyor. Bu yasayla kadınlar için 58 erkekler için 60 olan emeklilik yaşı 65’e, prim gün yasası 7.000’den 9.000’e kadar çıkarılıyor. Emekli maaşları yüzde 23-33 arasında düşüyor. Yasa devlet hastanelerinin zamanla özelleşmesini, sağlık ocaklarının kapatılmasını öngörüyor. (Derince Devlet Hastanesi’ni görmemiş olanlara duyurulur! Bir görseniz; sanırsınız özel hastane. Çok lüks olmuş. Devlet yaptı/yaptırdı. Belki de yakın bir zamanda şimdilerde yarı-ücretli girdiğimiz yerde özel bir hastaneye girebiliriz.)
İşte AKP’nin sevgi dediği şeylerden bir kısmı bunlar. AKP sevgiden bunları anlıyor. Oysa ben sevgi deyince; insanların kardeşçe yaşadığı, birbirine saygı duyduğu, düşüncelerini özgürce ifade ettiği, parasız eğitim ve sağlığın olduğu, işyerlerinde ölmediğimiz, savaşların olmadığı barış türkülerinin dile geldiği bir ülke anlıyorum. Biz sevgiden bunları anlıyoruz. Ve sizin sevginizi istemiyoruz. Enver Gökçe’nin bir şiiriyle bitirmek istiyorum:
Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm;
Biz olmasak üzüm göz, kömür göz, ela göz;
Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak;
Biz olmasak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday;
Ayın onbeşi;
Biz olmasak Taşova’nın tütünü, Kütahya’nın çinisi
Yani bizsiz;
Anne dizi, kardeş dizi, yar dizi;
Güzel değildir.
Ersin Vural - KOCAELİ / EVRENSEL - 6 Mart 2008