2002 seçimlerinde AKP’nin iktidar olmasıyla birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla Alevilere yönelik bir kampanya başlatıldı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu 2002 seçim sonuçları açıklandıktan hemen sonra “Alevi yardımcım olsa iyi olur. Aleviliği araştırıyoruz” gibi söylemlerle Alevi AKP’si yaratma girişimlerini başlatmıştı. Bu girişim o dönem Alevi örgütlerinden gelen tepkiler nedeniyle geri çekilmişti. Ama 22 Temmuz seçimleriyle birlikte AKP bu kez Alevi milletvekillerini de içine alarak bir çözümü içeren bir hedef belirlenmiş şekilde egemen politikanın Hızır Paşalığına soyunan Alevi milletvekili Reha Çamuroğlu ile birlikte çok ciddi bir saldırı başlattı.
22 Temmuz akşamı Başbakan Erdoğan’ın seçim zaferi dolayısıyla yaptığı konuşmada “Tunceli’yi istiyorum” demesi Alevilere yönelik saldırının ipuçlarını vermişti. 2008 yılının 11 Ocak’ında başlayacak olan Muharem ayı dolayısıyla Alevilerin önderlerini dedelerini toplayıp iftar yemeğinde buluşma planları yapan Tayyip Erdoğan, Alevi dedelerine maaş bağlayacağını söyleyerek Alevileri hatırladığını, sadece Sünnilere değil Alevi dedelerine de bundan sonra maaş bağlanacağı, cemevlerinin su elektrik vs. giderlerinin devlet tarafından karşılanacağını söyleyerek Alevi toplumunda ciddi tartışmalara yol açmıştır.
AKP’nin bu sözde çözümüne Alevi örgütleri temkinli yaklaşırken, kimi Alevi örgütleri de cepheden karşı çıkmaktadır. Dedelere maaş bağlanması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nda Alevilerin tanınması ve yeni bir Alevilik tanımı yapılmak istenmesi yıllardır Alevileri oy deposu olarak gören CHP’nin elini kolunu bağlamış, AKP’nin yıllardır yok sayılan, horlanan Alevilere böyle şeyleri sunması Aleviler açısından bir çözüm, en azından ileri bir noktadan kazanım olarak görünmektedir. Oysa AKP dini devletin daha çok içine katıp laiklik propagandası yapan asker sivil bürokrasiyi CHP ve ADD gibi kurumların elini kolunu bağlamayı, Aleviler üzerinde politika yapanların manevra alanını daraltıp etkisizleştirirken Alevilere de “yıllardır CHP’nin peşinden gittiniz ama CHP sizin sorunlarınızı çözmedi, ben çözmek istiyorum” demeyi hedeflemektedir.
AKP bu saldırıyla alevi toplumu içindeki diri güçleri pasifize etmeyi en azından Alevilerin birliğini bölüp parçalamayı amaçlamaktadır. 2008’deki yerel seçimleri düşündüğümüzde en azından Alevileri kazanmak için en önemli adımı atmaktadır. Bu saldırı aynı zamanda dinin bütün toplum yaşamına daha fazla girmesi demektir. AKP’nin Hızır Paşa operasyonunu durdurmak Alevilerle sınırlı bir çalışmayı değil ama toplumun bütün kesimlerinde laisizm mücadelesini sürdürmek Alevileri bu konuda uyanık tutmak ve AKP’nin asıl hedefini anlatmak hayati bir öneme sahiptir. Aleviler AKP’nin bu rüşvet kokan girişimini kabul etmeyecektir.
Sinan Danacı (Maltepe / İSTANBUL)
EVRENSEL - 2 Ocak 2008