AİHM gündeminde bugün Türkiye ile ilgili 11 dava vardı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye'de nüfus cüzdanlarında din ibaresinin yer almasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin din ve vicdan özgürlüğüyle ilgili 9. maddesine aykırı olduğuna hükmetti.
Mahkemenin bu kararı, Sinan Işık'ın 2005 yılında kimliklerdeki din hanesi aleyhinde yaptığı başvuruya yanıttı.
Strasbourg'daki mahkeme, kararını açıklarken kişinin din ve inancını açıklamak zorunda olmadığını belirtti.
Türkiye hükümeti savunmasında 2006 yılından itibaren isteğe bağlı olarak din hanesi boş bırakılabildiğine dikkat çekti.
Ancak AİHM bu savunmayı yeterli bulmadı ve kişinin din ve inancıyla ilgili değerlendirmenin devletin görevi olmadığını kaydetti.
Başvuru sahibi olan Işık, talepte bulunmadığı için maddi tazminata gerek görülmedi.
İzmir'de yaşayan Işık, 2004 yılında nüfus cüzdanındaki din hanesine ''Alevi'' yazılması istemiyle mahkemeye başvurmuştu.
İzmir Mahkemesi, Diyanet İşleri Başkanlığından aldığı görüş doğrultusunda, Aleviliğin başlı başına bir din olmadığı gerekçesiyle başvuru yapan kişinin şikayetini reddetmişti.
Bunun üzerine Işık, konuyu din özgürlüğü, adil yargılanma ve ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili maddelere dayanarak AİHM'ye götürdü.
AİHM konu hakkında sadece Diyanet'e başvurulmasını da eleştirdi.
Mahkemenin gündeminde bugün Türkiye aleyhinde açılmış toplam 11 dava vardı.
Kimlikte q,w,x kullanmamak hak ihlali değil
Mahkeme heyeti bugün kimlikler konusunda değerlendirdiği ayrı bir davada ise, nüfus cüzdanlarında sadece Türkçe alfabede yer alan harflerin kullanılması uygulamasının bir hak ihlali içermediği görüşüne vardı.
"Kemal Taşkın ve diğerleri" adı altında görülen davada, Kürt kökenli sekiz kişinin farklı zamanlarda adlarını mahkeme kararıyla değiştirmek ve seçtikleri Kürtçe isimleri, Kürtçe'de yazıldığı şekliyle nüfus cüzdanlarına geçirmek talebiyle yaptığı başvurular birleştirilmişti.
Başvuru sahiplerinin almak istedikleri isimler arasında Dilxwaz (istenen), Xoşewist (saygın), Berxwedan (direniş) bulunuyordu.
Türkiye'deki çeşitli mahkemeler, Türk alfabesinde yer almayan bu harflerin nüfuz cüzdanlarında kullanımını kabul etmemişti.
AİHM, de isimlerin istenen şekilde yazılmaması ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin aile ve özel yaşama saygıyla ilgili 8 ve ayrımcılığın yasaklanmasıyla ilgili 14. maddelerinin ihlal edilmediğine karar verdi.
Mahkeme heyeti konuyla ilgili kararında, 'birlik sağlamaya yönelik olarak' devletlerin devlet belgelerini kendi kuralları uyarınca düzenlemesine dayanan uluslararası teamülleri gerekçe gösterdi.
Ayrıca, başvuru sahiplerinin isimlerini değiştirmesi söz konusu olduğundan, koşullarının "adı bir başka devletin hazırladığı belgelerde farklı şekilde yazılanlar" ile aynı olmadığını ifade etti.
Türkiye AİHM'de en sık dava edilen ülkelerden birisi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, geçen hafta 1959-2009 yılları arasında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni en çok ihlal eden ülkenin Türkiye olduğunu bildirmişti.
Kaynak: bbc.co.uk - 02 Şubat 2010