Türkiye'deki Alevi sorunlarıyla ilgili AB destekli bilimsel bir projeye imza atan ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğr. Üyesi Erdemir'e göre:
- Açılıma, Alevilerin yüzde 78.8'i inanmıyor
- Son beş yılda ayrımcılık arttı
ODTÜ Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aykan Erdemir, 'Bir Sünni olarak bu araştırmayı yapmaktan mutluluk duyuyorum' dediği AB destekli 'Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik İçin Hareketlenme Projesi'nin sonuçları açıklandı. 'Türkiye'de Alevi olmak' temasının işlendiği araştırmaya göre, Türkiye'deki Alevi vatandaşlar, hükümetin, sorunlarını 'Açılım'la çözeceğine inanmıyor ve son 5 yılda pozitif ayrımcılığın arttığını düşünüyor. Aleviler kendileriyle ilgili talepleri, Diyanet, ordu ve polisin çözemeyeceğini belirterek adres gösteriyor: Çözüm sivil toplum kuruluşları, siyaset kurumları ve uluslararası kuruluşlarda.
BÜYÜK FOTOĞRAF
Yrd. Doç. Dr. Aykan Erdemir başkanlığında yürütülen projenin direktörlüğünü ise Alevi Kültür Dernekleri-Alevi Enstitüsü'nden Cahit Korkmaz üstlendi. Çalışma, Alevilerin gündelik yaşamlarında karşılaştıkları ayrımcılık, dışlanmışlık, ötekileştirme ve nefret söylemlerin araştırılmasını kapsıyor. 18 ay boyunca Alevi vatandaşların yoğun olarak yaşadığı 14 ilde yürütülen proje kapsamında, 10 kişilik ekipler 258 Alevi vatandaşla yüz yüze görüştü. Büyük fotoğrafı çekebilmek için sahada yapılan araştırmaların yanı sıra elde edilen veriler internet ortamında da sınandı. 1672 Alevi ile internet üzerinden yapılan anket sonuçları, sahada elde edilen sonuçlarla da paralellik gösterdi.
Araştırma sonuçlarına göre;
- Türkiye'de Alevilerin çoğunluğu dini inançlarından dolayı ayrımcılığa uğradıklarını düşünüyor.
- Yarısından fazlası inanç, etnik kimlik, cinsel yönelim ve cinsiyet temelli ayrımcılığın son beş yıl içinde daha da yaygınlaştığını belirtiyor.
- Çözüm için adres sivil toplum kuruluşları, siyaset kurumları ve uluslararası kuruluşları. Polis, ordu ve Diyanet İşleri Bakanlığı'ndan çözüm beklenmiyor.
5 YILDA AYRIMCILIK ARTTI
- Katılımcıların, yüzde 78.8'i hükümetin 'Alevi Açılımı'yla sorunları çözemeyeceğine inanıyor.
- Her dört Aleviden üçü son bir yıl içerisinde ayrımcılığa maruz kaldığını belirtiyor.
- Aleviler farklı inançtan, farklı etnik kökenden, engelli veya Roman komşuya sahip olmaktan herhangi bir rahatsızlık duymuyor.
- Mahalle baskısına uğradıkları mekanlar ise apartman, sokak, site ve mezarlık olarak sıralanıyor.
- Her 10 Alevi'den 9'u Türkiye'de inanç temelli ayrımcılığın çok veya oldukça yaygın olduğu kanaatinde.
- Eşcinsel, Roman, engelli ya da farklı etnik kökenden arkadaş sahibi olan Alevilerin oranı ise Türkiye ortalamanın çok üzerinde.
'Evrensel ilkelere aykırı'
Akyan Erdemir, bir sünni olarak Aleviler ile ilgili çalışmaya imza atmaktan mutlu olduğunu belirterek, şunları söyledi: 'İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına ilişkin sözleşmeye göre, herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğüyle tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir. Yine sözleşmenin ek protokolünde, devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir. Türkiye'de Alevi yurttaşların karşılaştığı sorunlar bu anlamda evrensel ilkelere bağdaştırılamaz.'
KENDİLERİNİ NASIL TANIMLIYORLAR?
Araştırmada yer alan 'İnanç anlamında kendinizi nasıl tanımlıyorsunuz?' sorusuna katılımcıların yüzde 37,2'si Alevi, yüzde 28,7'si Alevi-Bektaşi, 4,7'si Kızılbaş cevabını veriyor. Bir kısmı da inanç kimliklerini Alevi-Müslüman, Alevi- İslam, Caferi, Nusayri, Tahtacı olarak tanımlıyor. Bir kısım Aleviler ise Aleviliği kültürel bir olgu olarak kabul ederek, 'dini yok, dinsiz, agnostik' olarak niteliyor.
Bülent ŞANLIKAN / AKŞAM - 27 EKİM 2010, ÇARŞAMBA