ALEVİ AÇILIMININ YOLU MADIMAK OTELİNİN ÖNÜNDEN GEÇER. BU İSE SİYASİ CESARET İSTER.
AKP’li Reha Çamuroğlu, SKY TURK kanalında, Alevilerin değerlerini, inançlarını ve acılarını hafife alan söylemi ve tavrı ile AKP’de durumunu sağlama almak, başbakanın gözüne girmek için partinin önemli görevini yerine getirdi. 4 yıl önce genel başkanın sansürünü destek çıkan açıklaması ile Madımak katliamı karşısında sorunu umursamayan tavrı benimsedi.
Alevilerin derin acılarından biri olan Madımak katliamını, Madımak otelinin hiç birşey olmamış gibi birkaç ay sonra hizmete sokulmasını, alt katındaki restaurantın da et lokantasına dönüştürülerek işletilmesini hafife aldı. “Tarihimizde bir sürü üzücü olay var. Her üzücü olay için müze mi yapacağız? Ömrümüz müze yapmakla mı geçecek?” gibi ifadelerle, Alevilerin madımak katliamı sonrasından başlayarak, burasının utanç müzesine dönüştürülmesi talebine açıkça karşı çıkıp, bu insani talebi anlamsız bulduğunu ifade etti.
AKP’li Çamuroğlu’nun bu tavrı, Alevi değerleriyle bağdaşmadığı gibi, en temel insani değerlerinde uzağındadır. Çamuroğlu, Madımak’ta yakılan ülkemizin yüzakı aydınların başta ailelerinin, sevenlerinin, Alevilerin ve çağdaş yaşam özleminde olanların acılarını da çoğaltmıştır. Madımak katliamlının failleri, kışkırtıcıları ve arka çıkan ortadadır; Çamuroğlu, bu katliama arka çıkan siyasi yapıyı destekleyen açıklama yapıyor. Onlara cesaret veriyor.
Çamuroğlu sadece Madımak’ın müze olmasına karşı çıkmasıyla sınırlamıyor yapacaklarını. Alevi değerlerini tahrip etmeye yeminli gibi davranıyor. Yıllardır, Alevilerin asimilasyonuna karşı duran, hak ve kimlik mücadelesini ağır bedeller ödeyerek sürdüren Alevi kurumlarını yok sayıp, Alevileri AKP’ye ve Diyanete yedekleyecek bir Alevilik için sipariş usulü bir federasyon kurdurmaktan da geri kalmadı. Çanta içinde dernek ya da federasyon kurarak AKP hükümeti karşısına çıkarmaya çalıştığı sanal temsiller, biz Alevi-Bektaşi toplumu ile uzaktan ve yakından ilişkisi olmayan birkaç kişisel ihtiras tutkunu rantçıdan ibarettir. Temsil gücü bizin açımızdan ise sıfırdır.
Yerel seçimler öncesi bal ve parmak öyküsüne döneceği tecrübelerle sabittir. Alevilerin kurumlarının ve onların üst örgütü ABF’nin randevu talebine yanıt vermeyen, Alevi çocukların zorunlu din dersi uygulamalarından çektiği zulmü görmezden gelen, Alevi kurumlarının genel bütçeden pay isteyen taleplerine kulaklarını tıkayan, Cemevlerinin ibadet yeri olarak tanınmayan ve bu talebe ulema sıfatıyla karşı çıkan Diyanet karşısında dili tutulanların, anti laik uygulamaları ile Alevileri devletleştirme stratejileri ve “Açılımları” Alevilerden, demokrasiden ve laiklikten yana olmayan türdendir.
ABF olarak biz son 15 yılda içerisinde, beş kez “Alevi Açılımı” projesine tanık olduk, hepside Alevileri oyalamak, onurlarını incitmek ve güvenini sarsmak amacı taşıyordu. Bu beş “Alevi Açılımı”nın ortak özelliği ise, “Türk İslam Sentezi” bakış açısına sahip olması ve bu projelerin her birinin Alevisiz bir bakışla kamuoyuna sunulmasıydı. Diğer ortak özelliği ise, demokratik değildi. Hukuk dışıydı. Anti laik özelliğe sahipti. Bu projelerin sahipleri yoktu. Sonuç ise, bir sonraki seçim arifesinde kullanılmak üzere siyasilerin kampanya rafına kaldırıldı.
Tek yol var. Alevilerin taleplerini. Alevilerin temsil gücü olan kurumlarıyla diyalog içerisinde, hukuksal ve siyasi zeminde buluşarak çözmektir.
Saygılarımızla
ALEVİ BEKTAŞİ FEDERASYONU
Turan Eser, Genel Başkan
19 Aralık 2007