Yaklaşık olarak iki yıldan bu yana Türkiye’nin gündemini belirleyen Ergenekon olayı, Onuncu Dalga olarak nitelenen tutuklanmalarla birlikte yeni bir boyut kazandı. Eski "Terörle Mücadele Şubesi Başkan yardımcısı“ ve Susurluk baş aktörlerinden İbrahim Şahin’in evinde ele geçirilen belgelerde, 11 kişiye suikast yapılacağına ilişkin planların bulunduğu, bunların arasında Alevi örgüt yöneticilerinden Ali Balkız ve Kazım Genç’in de ismlerinin olduğu ve oluşturulan suikast timleri ve örgütlenme modellerine ilişkin detaylar açıklandı.
Şimdiye kadar karanlık ve derin devletten en büyük zararı görenlerden biri de Alevilerdir. Tarihsel zulmün yanısıra, Sivas, Maraş, Çorum, Gazi Muhallesi ve diğer saldırıların kimler tarafından yapıldığı, katillerin kimlerce korunduğu tarafımızdan bilinmektedir.
Alevilerin son yıllarda sessizliğini bozmaları, demokrasi, eşit haklar ve temiz bir toplum için örgütlenmeleri ve sokağa çıkmaları derin devletin yanısıra hükümeti de rahatsız etmektedir.
Bu katliam tehdidi ve bunun açıklanış biçimi, tarihsel katliamlar ve mağduriyete rağmen, hiç bir şiddete bulaşmayan Alevilere yönelik iki yanlı bir uyarıyı içermektedir. Bu yöntemle derin devlet Alevilerin yükselen mücadelesini engellemek isterken, AKP Hükumeti de, siyasi islama karşı çıkan Alevi hareketinin bu yönelimini etkisizleştirmek ve siyasi manevrada yedeğine almak istemektedir.
Bu tür hesapları yapanlar amaçlarına erişmeyecektir. Alevi hareketi hiç bir tehdide boyun eğmeyecek ve bunları boşa çıkaracaktır. Bu tür tehditlere karşı cevabını, mücadeleyi daha da yükselterek verecektir. Demokratik Alevi hareketinin tek bir hedefi vardır. O da, çağdaş normların uygulandığı demoratik bir Türkiyedir.
Aleviler taraftır. Darbeler, Susurluk ve Ergenekon tipi örgütlenmelerden en büyük zararı aleviler görmüştür. Bu nedenle, hukukun üstünlüğü normlarına uyularak, sadece darbe teşebbüsünde bulunanlar değil, darbeciler de yargılanmalı, Türkiye bu karanlık güçlerden arınmalııdır.
Aleviler Taraftır. Türkiye’yi ellerindeki tüm olanakları kullanarak, siyasi islamı ve ortaçağ karanlığını egemen kılmaya karşı mücadele edecektir.
Aleviler olarak, egemenler arasında süren bu kavgada birinin tarafı değil, ücüncü taraf olacağız. Bir ülkenin demokratikleşmesi, kitleler katılımadan, demokrasiyi sahiplenmeden gerçekleşmez. Bu nedenle Aleviler, diğer tüm mağdurlarla birlikte “Daha çok Demokrasi”, “Daha çok Adalet” mücadelesini yükseltecektir.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu
Yönetim Kurulu
Alevi.com - 19 Ocak 2009