Namık Kemal KAYA
Aleviler, kendi tarihlerindeki örgütlü mücadelelerini ilk kez 9 Kasım 2008 tarihinde alanlara taşımışlardır. Bunun içindir ki <<9 Kasım 2008 Büyük Alevi Yürüyüşü,>> Aleviler için bir milattır. Alevi – Bektaşi örgütlülüğü için bir milattır. Bu miladın mimarı Türkiye Alevi- Bektaşi Federasyonu ve bileşenleridir.
Aleviler, bu güne kadar sadece Sivas katliamını protesto etmek için alanlarda, bir araya geldiler. Bunun haricinde bir araya geliş nedenleri, gecelerde ve şölenlerde dayanışmanın yanı sıra, genel eğilim olarak Arif SAĞ, Musa EROĞLU, Mahsuni ŞERİF ve Ali Ekber ÇİÇEK gibi ozanları daha yakından dinlemek için bir araya geldiler. Her yıl Hacı Bektaş Veli, Abdal Musa ve Pir Sultan Abdal gibi ulularımızın huzurunda bir araya geliş sebebi ise kültürel etkinliklerden öteye geçememiştir.
Ancak bu miting her yönüyle önemlidir ve değerlidir. Ve bu mitinge hangi perspektiften bakarsak bakalım her yönüyle başarılı olmuştur. Alevilere yakışan bir miting olmuştur. Başladığı güzellikte ve ahenkte de son bulmuştur.
Bu mitingi kıskananlar oldu. Bu mitinge gelmeyenler oldu. Gelmek isteyen Alevilere gelmemeleri için, baskı yapanlar oldu. Bu mitinge gelenlerin Alevi olmadığını söylediler. Mitingi düzenleyenleri kariyer peşinde olmakla suçladılar. Tüm bunlara rağmen Türkiye’nin her ilinden ve Avrupa’dan yüz-bin kadar Alevi can Ankara’da Sıhhiye meydanında, Türkiye Alevi- Bektaşi Federasyonu Yönetim Kurulunun önderliğinde ve Dede Velayettin ULUSOY ‘un huzurunda Dara durdu, Cem yaptı. Kimseyi kırmadı ve incitmedi. Çünkü onlar demokrasi istiyorlardı, insan hakları istiyorlardı ve dahası da eşit vatandaşlık hakkı istiyorlardı. Bunları isterken Alevi gibi istedi. Ve bunları isterken Pir Sultan gibi ozan, Hacı Bektaş gibi bilge, Abdal Musa gibi örgütlü davrandı.
Bu mitingle Aleviler, yaşadıkları coğrafyada başta Türkiye Cumhuriyeti devleti olmak üzere, tüm Dünya Devletlerine karşı siyasal taleplerini ilk kez haykırarak dile getirdiler. Bu talepler insan haklarını esas alan demokrasiden ve laiklikten yana eşit yurttaşlık hakkından başka bir şey değildir. Peki ne istiyor Aleviler;
1) Zorunlu din dersleri kaldırılsın,
2) Cem Evleri ibadet yeri olarak yasal statüye kavuşturulsun,
3) Hacı Bektaş Veli Dergahı gerçek sahiplerine teslim edilsin,
4) Alevi Köylerine cami yapılmasın,
5) Devlet, asimilasyoncu politikalarından vazgeçsin,
6) Diyanet işleri başkanlığı kaldırılarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti Laikliğe kavuşturulsun,
7) Her yönüyle Türkiye’de herkese eşit yurttaşlık hakkı verilsin istiyor.
Bu talepler miladın başlıca ilkeleri olarak kabul edilmelidir. Ve bu ilkeler doğrultusunda örgütlülüğümüz kendini her geçen gün biraz daha inşa ederek büyümelidir.
Bu mitingden sonra herkes artık Alevilerin örgütlü bir güç olduğunu kabul edecektir. Buna bağlı olarak Aleviler de örgütlü olduklarına artık inanmalı ve bundan sonra da hep örgütlü davranmalıdır. Bu örgütlülük Türkiye Alevi- Bektaşi Federasyonu’nun çatısı altında bilinçli bir şekilde büyümelidir. Bu örgütlülük ailelerden başlayarak, şubelerden genel merkezlere doğru, hem ekonomik hem de siyasal anlamda kendini sürekli yenileyerek güçlendirmeyi, bir yol olarak benimsemelidir.
Bu mitingle Aleviler kendilerine güvenmeyi öğrendiler.
Bu mitingle Aleviler gericiliğe karşı Türkiye’de Demokrasinin, laikliğin, insan haklarının ve eşit vatandaşlık hakklarının savunulmasında önder olduklarını kanıtladılar.
Bu miting Alevilerin örgütlenerek siyasallaştığının önemli bir kanıtı ve belgesidir.
Bu miting Türkiye siyasi tarihi için de önemli bir dönüm noktasıdır.
Bu mitingle Türkiye Alevi- Bektaşi Federasyonu bir süreci bitirirken yeni bir süreç açmıştır. Dolayısıyla yolumuz uzun, zahmetli ve daha yapacak çok işimiz var.
Bozatlı Hızır Yardımcımız olsun.!
Namık Kemal KAYA
Alevihaber.com - 10 Kasım 2008