Sivas'ta, Madımak Oteli'nin yakılması ve 35 kişinin öldürülmesine ilişkin açılan ana davadan, dosyaları ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı davanın görülmesine, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. 2 Temmuz 1993'ten bu yana devam eden davanın bir sonraki duruşması 22 Şubat 2011'de.
Duruşmayı,Toplumsal Bellek Platformu üyeleri de izledi. Platform adına Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu, basın açıklaması yaptı.
ANKARA - Sivas'ta, Madımak Oteli'nin yakılması ve 35 kişinin öldürülmesine ilişkin açılan ana davadan, dosyaları ayrılan 7 firari sanığın yargılandığı davanın görülmesine, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Duruşmaya sanıklardan İhsan Çakmak'ın avukatı Gökhan Öztürk ile müdahil avukatları Şenal Sarıhan, Mehdi Bektaş, Süleyman Ateş ve Fevzi Gümüş katıldı.
Mahkeme Başkanı Hasan Şatır, "Fransa'da bulunduğu" öne sürülen, Sivas'ta 35 kişinin öldürülmesi davasının "Kırmızı Bülten" ile aranan sanığı, eski Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak hakkındaki yokluğunda tutuklama müzekkeresinin infaz edilemediğini açıkladı.
Müdahil avukatlarından Sarıhan, Erçakmak'ın yakalanması için yeniden detaylı bir müzekkere yazılmasını, diğer sanıklar yönünden de dosyanın ayrılmasını istedi.
Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Erçakmak hakkındaki yokluğunda tutuklama müzekkeresinin infazının beklenilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, delil durumu ve dosya kapsamı ile atılı suçun vasıf ve mahiyetini dikkate alarak, Erçakmak hakkındaki yokluğunda tutukluluk kararının devamını kararlaştırdı.
Erçakmak hakkında, yokluğunda tutuklama müzekkeresinin infazı için daha önce yazılan müzekkerenin akıbetinin sorulmasını da kararlaştıran heyet, di ğer sanıklar yönünden dosyanın ayrılması talebinin ise gelecek celse değerlendirilmesine karar vererek, duruşmayı 22 Şubat 2011'e erteledi.
Müdahil avukatlarından Şenal Sarıhan, duruşma sonrasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Sivas katliamı davasının 2 Temmuz 1993'ten bu yana devam ettiğini söyledi.
Olayla ilgili yakalanan ilk sanıkların, yargılamaları sonucu çeşitli cezalara çarptırıldığını anlatan Sarıhan, Sivas katliamının sadece 120-130 kişi tarafından gerçekleştirilmediğini, çeşitli örgütlerin talimat ve yönlendirmesiyle binlerce kişinin toplu bir eylemi olduğunu iddia etti.
Bu örgütlerin bugüne kadar açığa çıkmadığını söyleyen Sarıhan, "Örgütlerin tespiti konusundaki ihmal, ne yazık ki çok belirgin kimi sanıkların yakalanması noktasında da karşımıza çıktı" dedi. Sanık Erçakmak'ın yakalanamadığını anımsatan Sarıhan, Erçakmak ile ilgili, Adalet Bakanlığından, Fransız makamlarından ve diğer ilgili makamlardan gönderilen cevapların olumsuz olduğunu belirtti.
Sarıhan, Madımak Oteli'nde hayatını kaybedenlerin yakınlarının, Alevi derneklerinin ve kitle örgütlerinin bugüne kadar davayı özenle izlediğini, bundan sonra da izlemeyi sürdüreceğini söyledi.
Duruşmayı, yakınlarını siyasi cinayetlerde kaybedenlerin oluşturduğu Toplumsal Bellek Platformu üyeleri de izledi.
Platform adına hazırlanan ve gazeteci-yazar Uğur Mumcu'nun kızı Özge Mumcu'nun okuduğu basın açıklamasında, Sivas'ta 33 insanın katledilmesine ilişkin olarak bugüne kadar yalnızca 160 sanığın yargılandığı anlatıldı ve tutuklanan sanıklar dışındakilerin yakalanması yolunda çaba harcanmadığı kaydedildi.
Toplumsal Bellek Platformunun, 11 Şubat 2010'da TBMM'de çeşitli yetkililerle görüştüğü, görüşmelerde siyasi cinayetlere ilişkin geniş yetkili araştırma komisyonu kurulmasını ve siyasi cinayetlerde zaman aşımının ortadan kaldırılmasını talep ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Meclis'te görüştüğümüz her kişinin bu kayıplardan derin üzüntü duyduğu ve bu karanlık geçmişin aydınlatılmasında pay sahibi olmak istediği izlenimini almamıza rağmen, önerimiz tam iki kere Meclis Genel Kurulu'nda reddedildi.
Şimdi, devleti görevini yapmaya çağırmak için hangi yollara başvurabileceğimizi belirlemeye çalışıyoruz. Hukuka, yaşama hakkının kutsallığına, bu hakkın ortadan kaldırılmasının affedilmez bir insanlık suç u olduğuna inanan, vicdan sahibi tüm toplum kesimleriyle birlikte ülkemizi bu ayıptan kurtarmak istiyoruz. Karşımıza konulan tüm engelleri er geç ortadan kaldırılacağına, zaman aşımına uğramış dosyaların yeniden açılarak, bugüne kadar karanlıkta bırakılmış siyasi cinayetlerin aydınlatılabileceğine inanıyoruz.
İnsanlarımızı katledenlerin hukuk sistemi tarafından 'korunmayacağı' bir ülkede yaşamak istiyor, yakınlarını siyasi cinayetlerde kaybedenler olarak Sivas katliamında da yaşamını yitiren canlarımız için adalet arayışımızı sürdüreceğimizi bilmenizi istiyoruz."
Türkiye Gazetesi - AA - 5 Ekim 2010 Salı