EVRENSEL GAZETESİ YAZI DİZİSİ
Esas sorumlular hâlâ yakalanamadı
Olaydan sonra 35 kişi gözaltına alındı. Daha sonra gözaltıların sayısı 190’a çıktı. 190 kişiden 124’ü hakkında ‘laik anayasal düzeni değiştirip din devleti kurmaya kalkışma’ suçlamasıyla dava açıldı, diğerleri serbest bırakıldı.
Sivas davasının ilk duruşması, Ankara 1 No’lu DGM’de 21 Ekim 1993 günü yapıldı. 26 Aralık 1994’te karara bağlanan dava sonucunda, 22 sanık hakkında 15’er yıl, 3 sanık hakkında 10’ar yıl, 54 sanık hakkında 3’er yıl, 6 sanık hakkında 2’şer yıl hapis cezası, 37 sanık hakkında da beraat kararı verildi.
Yargıtay daha sonra DGM’nin kararını esastan bozdu. Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, Yargıtay’ın bozma kararı üzerine yargılamayı yeniden başlattı ve 33 sanık Türk Ceza Yasası’nın 146/1 maddesine göre idama ve 14 sanık 15 yıla kadar değişen hapis cezasına mahkum edildi. Yargıtay 24 Aralık 1998’de hapis cezalarını onadı, 33 idam cezasını ise usul noksanlıkları nedeniyle bozdu. 33 sanık DGM’ce yeniden idam cezasına çarptırıldı. 2002 yılında idam cezasının yürürlükten kaldırılmasıyla idam cezası hükümlülerinin cezaları müebbet ağır hapis cezasına çevrildi.
Olayın kilit ismi olarak nitelendirilen, dönemin Sivas Belediye Meclisi Üyesi Cafer Erçakmak ve Yargıtay’ın 1997’deki bozma kararından sonra firar eden 8 sanık ise halen yakalanamadı. Madımak Oteli’nin yakılması olayına karıştığı gerekçesi ile 2002’de hakkında arama kararı çıkartılan İhsan Çakmak jandarma istihbarat ekipleri tarafından 4 Mayıs 2007 tarihinde yakalandı. Çakmak’ın, 3 yıl İstanbul Belediyesi Ulaşım A.Ş’de memur olarak çalıştığı ortaya çıktı. Sivas Madımak Oteli katliamı Zanlılarından İhsan Çakmak’ın 1996’da tutuklandığı ancak daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edildiği bildirildi.
YARIN: Sivas Barışın ve kardeşliğin şehri olacak
***
ALEVİ SÜNNİ HEP İÇ İÇEYDİK
PERŞEMBE Pazarı’nda dolaşıp pazar esnafına sorduk Madımak’ın müze olmasına nasıl bakıyorlar, Sivas kardeşlik şehri olacak sloganı onlar için ne ifade ediyordu. Etek, pantolon, pijama satışı yapan Sami Alkat “Olay olmadan önce daha iyiydi. Şimdi gidiyoruz mal almaya ‘Sivaslı değil misiniz adam yakanlardan’ diyorlar. Hep üzüntü yani. Yalnız bildiğim kadarıyla Sivaslının bu işle alakası yok. Barış ortamı için ne gerekiyorsa yapılmalı” diyor. Müze yada kültür merkezi yapılmalı mı sorumuza ise “Valla bilemiyorum büyükler ne düşünürler” cevabıyla bitiriyor.
Başka bir pazarcı ise “Sivas’ta 25-30 senelik pazarcıyız. Bütün semt pazarlarına gidiyoruz. Sivas olaylarını ele alacak olursak; yıllardır Sivas’ta Alibaba Alevi ve Sünni’siyle iç içe, kardeş kardeşe yaşanan bir yerdir. Bizim beraber çalıştığımız, gezdiğimiz Alevi arkadaşlarımız var. Ama bu durum hep başkaların kışkırtmasından doğuyor ve yansıyor. Yoksa bizde bir düşmanlık, kalleşlik yok. Bu ülkede Alevi’si, Sünni’si,Türkü, Kürdü, Çerkezi hepsi var bir arada kardeşçe yaşıyoruz. Hep dış güçlerin oyunları bunlar. Madımak Oteli halka faydalı olacak şekilde kütüphane, müze olabilir.
Adının İsmail olduğunu öğrendiğimiz başka bir pazarcı ise “Madımak olayı büyük acıdır. Böyle olayların olmasından ya da tekrarlanmasından yana değiliz. Millet şurada can ciğer arkadaş olarak geçiniyor. Mesela ben satıyorsam öbürü gelip alışveriş yapıyor, öbürü satıyorsa bir başkası gelip alışveriş yapıyor. Yani eski şeyleri hatırlamak bile istemiyorum. Bu olayları Sivas dışından burayı karıştırmaya gelen insanlar yaptı. Ve bunu Sivaslının üzerine yıkmaya çalıştılar. Üzerinden yıllar geçti olayın insanlar birbirlerine kin kusmadılar çünkü dışarıdan yapıldığını biliyorlar. Barış ortamı sağlanacaksa müze olsun”diyor.
Mevlana Caddesi 2 Temmuz anmalarında son iki yıldır takip edilen güzergah. Miting yürüyüşleri de bu güzergahtan caddenin sonunda bitiyor. Bu nedenle cadde üzerindeki esnafa ve halka soralım diyoruz. Birkaç girişim kabul görmüyor. Bir pastacı başka zaman gelin çay içelim sohbet edelim diyor. Kasap uzunca bir tanışmadan sonra başım ağrıyor konuşmayalım diyor ve en sonunda ayakkabı tamircisi Hasan Coşkun “Ben Ankara’dan göçtüm buraya” diyerek başladığı konuşmasını “Orada da soruyorlardı: yakanlardan mısın yoksa yananlardan mısın diye. Çok acı bir durum. Emniyet güçleri yeterli değildi ve devlet isteseydi önlerdi olayın olmasını. Kurtuluş Savaşı’nda hep beraberdik. Aramızı dışarıdan bozmak istiyorlar” diye konuşuyor.
Belediye çarşısı esnaflarından giyim malzemeleri satan bir esnaf ismini vermiyor ama sorularımızı da birer birer yanıtlıyor; “2 Temmuz olayları olmadık biçimde abartılıyor bence. Provokatörlerin yapmış olduğu bir şey bir Sivas’a ya da Türkiye’ye mal olamaz. Lütfen herkesi sağduyuya davet ediyorum” diyerek Türkiye’de yıllarca birlik olarak yaşandığını bunların Türkiye’yi bölmek isteyenlerin işi olduğunu söylüyor ve “Biz de bir Türk olarak bunu kesinlikle böldürtmeyeceğiz. Alnımız ak, yüzümüz ak, başımız dimdik Türk bayrağına sahip çıkacağız her zaman” diyor. Sivas’ın kardeşlik şehri olması için ne düşündüğünü sorduğumuzda ise “Ben barış ortamının olduğunu düşünüyorum bir sorun görmüyorum. Benim ailecek görüştüğüm Alevi, Ermeni, Süryani arkadaşlarım var. Bir avuç suda fırtına koparmaya çalışıyorlar. Bence bu olayın gerçek suçluları içerde değil dışarıdadırlar. Bir Madımak Olayıyla Sivas yargılanamaz” diye konuşuyor.
ÇOK ŞÜKÜR OTEL DIŞINDAKİ ‘HALKIMIZ’ ZARAR GÖRMEMİŞTİR!
Sivas Katliamı’ında yetkililerin umursamazlığı polis telsizlerine yansıdı. İşte dönemin Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner ile bir polis arasında geçen diyalog;
*(polis) Taş atıyorlar, saldırıyorlar, ne yapalım?
*(Sivas Emniyet Müdürü Doğukan Öner) Anlaşıldı, müdahale etmeyin…
35 insanın yakılarak katledildiği bir ortamda Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel; “Halkla güvenlik güçlerini karşı karşıya getirmeyiniz” diyerek ilgilileri uyarıyordu. Cumhurbaşkanının ‘halk’tan kastettiği ise oteli kuşatan, 35 insanı diri diri ateşe veren saldırganlardı.
Başbakan Tansu Çiller ise, “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diyebiliyordu.
Ülkenin iç asayişinden sorumlu yetkilisi İçişleri Bakanı Mehmet Gazioğlu, otele yapılan saldırıyı, “Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleri sonucunda halk galeyana gelerek tepki göstermiştir” şeklinde yorumladı.
Olaylarda saldırganların daha fazla galeyana gelmesine sebep olan açıklamaları ile katliamda 1.derecede rol oynayan Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu, daha sonra milletvekili oldu.
DYP-REFAH koalisyonunda bir dönem Adalet Bakanlığı yapan Şevket Kazan, ise Sivas katliamını gerçekleştiren grubun avukatlığını yaptı.
EVRENSEL - Sevil Erdoğan / Eylem Lodos / Özkan Kuru - 4 Temmuz 2009