Parlamenter sistemi yıkmak ve meşru olmayan Başkanlık sistemiyle
sultanlığını ilan etmek uğruna 7 Haziran seçimlerinde 400 milletvekili
isteyen Erdoğan, bunu başaramayınca o çılgın projesini devreye soktu.
Saltanatını engelleyen kim varsa, kim muhalefet yapıyorsa, kim karşı
çıkıyorsa yok etmek için devletin tüm imkanlarını seferber etti. 7
Haziran’da emellerine ulaşamayan diktatör mazlum halklara karşı savaş
ilan etti. Bu savaş birçok masum insanın, çocuk, kadın, yaşlıların
katledilmesine kadar vardı. İşte bu bir diktatörün, kendi çıkarlarını
koruyabilmesi için yapabileceği en çılgın projesi oldu. Diktatör
durdurulamazsa daha büyük felaketlerle, acılarla karşı karşıya
gelineceği çok aşikârdır.
7 Haziran seçimlerinde, “seni başkan yaptırmayacağız” diyen başta
Kürtler olmak üzere, Alevilere, Sosyalistlere, tüm masum ve mazlum
halklara yönelik diktatör ne yapması gerekiyorsa onu yapmaya başladı.
Haksız tutuklanmalar, gözaltına alınmalar, basına yapılan baskın,
işverenlere yönelik tehdit ve şantajlar, sivil toplum kuruluşlarını ve
yöneticilerini hedef göstererek baskı altına almak adına her türlü
işkence, Saray tarafından uzaktan kumandayla yönlendirilen hükümsüz bir
hükümet tarafından bizzat acımasızca uygulanmaya başlandı.
13 yıldır durmadan, usanmadan, bıkmadan Erdoğan ve AKP’ye
güvenilmemesi, çok dikkatli olunması gerektiğini her fırsatta, her
platformda dile getiren Avrupa Alevi Hareketi, 7 Haziran seçimlerinde
AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelleyecek en doğru ve en gerçekçi
yol ve yöntemin 4. bir partinin %10 barajını aşarak meclise girmesiyle
mümkün olacağı gerçeğinden yola çıkarak, HDP ile stratejik işbirliği
yapma kararı aldı. Alevilerle birlikte birçok toplumsal dinamik HDP’nin
barajı aşabilmesi ve ilkesel bir düzlem yakalanabilmesi için tüm gücüyle
destek verdi. HDP’nin barajı aşmasıyla meclis 4 partili bir döneme
girmiş oldu. Bu sonuç AKP’nin tek başına iktidar olmasını engelleyen tek
güç olmuştur.
Erdoğan’ı çıldırtan da budur. Bu sonuçtan dolayı silahların sustuğu
bir süreci buzdolabına kaldırarak, yine kirli savaşı başlattı. Bu
nedenden dolayı birçok insan yaşamını kaybetti. 1 Kasım’da Erdoğan, AKP
cenahı; 7 Haziran seçimlerinde aldığı yenilgiyi bertaraf etmek için akla
ve vicdana sığmayacak yalan, iftira ve her türlü ahlaksızlık
sergilenmektedir. Özellikle Selahattin Demirtaş’a yönelik kampanya ile
HDP’nin başarısını engelleyip, baraj altında bırakarak sonuca varmak
istiyorlar. 7 Haziran seçimlerinde o çok sevdikleri Kur’an’ı eline
alarak Kürtlerden oy alma sahtekarlığı para etmeyince, bu sefer eline
Bayrak alarak Türklerden oy alma peşinde. Bütün bu şiddetin, ölümlerin,
kaosun, her türlü baskı ve tutuklamaların, ortalıkta ölüm kusan, linç
girişimlerini örgütleyen Osmanlı Ocakları, gazetelerin basılması, parti
binaların yakılması, resmi ve sivil vurucu gücün ortaya çıkması tesadüf
değildir. Cizre, Varto gibi yerlerde aslında Kürtlere, bize oy çıkmazsa 1
Kasım’dan sonra vay halinize diyerek, tehditle oy almaya yönelik
senaryolardır. Aslında bütün yaşananlara bakıldığında, Türkiye 7
Haziran’dan daha kötü ve tehlikeli bir durumda. Bunu herkesin görmesi,
vicdani muhasebe ile bu oyunu bozması gerekmektedir.
Sadece Erdoğan’ı durdurmak değil, 13 yıllık iktidarı boyunca yaptığı
katliamların, hırsızlıklarının, hakaretlerin de hesabı sorulmalıdır.
Bunun tek yolu Erdoğan’ın kaçak Saray’ını yıkmak ve saltanatına son
vermektir. Fiili olarak başlattığı başkanlığını sonlandırmak, sivil
darbeye hayır demektir.
Roboski, Gezi, Reyhanlı, Suruç, Rojava, Şengal, Kobani, Cizre, Varto
gibi bölgelerde yaşattığı katliamların hesabını mutlaka vermelidir. Biz
bu hesabı sorana dek kararlılıkla mücadele edeceğimizi bir kez daha
yineliyoruz.
Avrupa Alevi Hareketi olarak; Diyanet ve zorunlu din dersleri
kaldırılsın, Cemevleri ibadethane olarak tanınsın, Alevi köylerine cami
yapılması ve imam gönderilmesi durdurulsun, Alevilere yönelik yapılan
hakaret ve katliamların hesabı verilsin, Alevi Dergah ve kutsal
değerleri işgal altından kurtarılsın ve Alevilere geri verilsin… gibi
olmazsa olmaz taleplerimiz hangi parti noktasına, virgülüne dokunmadan,
amasız, fakatsız kabul eder ve seçim programına alırsa
destekleyeceğimizi ilan ettik.
Alevilerin olmazsa olmaz taleplerini noktasına, virgülüne dokunmadan
kabul eden, seçim programına alan ve Alevi temsilcilerine parlamentoda
kendilerini temsil etmesine olanak sağlayan Halkların Demokratik Partisi
ile 7 Haziran seçimlerinde ittifak yapma kararı almıştık.
7 Haziran seçimlerinde mevcut olan tüm koşul ve süreç, 1 Kasım
seçimlerinde de mevcutiyetini korumaktadır. HDP ile olan ilkesel ve
stratejik eylem birliğini, 1 Kasım seçimlerinde de devam ettirilmesini,
13 Eylül 2015 tarihinde genel merkezimizde yaptığımız yönetim kurulu
toplantısında kararlaştırdı.
1 Kasım seçimlerinde barajın aşılması ve HDP’nin en iyi oy düzeyiyle
başarılı olması için, tüm kurumlarımızı ve üyelerimizi destek vermeye ve
çalışmaya davet ediyoruz.
1 Kasım 1922’de saltanat yıkıldı. 1 Kasım 2015’de Erdoğan’ın
saltanatını hep birlikte son vermek zorundayız. Türkiye başka türlü
kurtulmaz.
Başkan olamadı, Sultan da olamayacak.
Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu