SONUÇ BİLDİRGESİ
Gençliğin bir gölgeden öte ışığın kendisi; bir esintiden öte rüzgarın kendisi; bir dalgadan öte denizin kendisi olduğu düşüncesinden hareketle “gençlik yarınımız değil, bugünümüzdür” şiarını önemseyen Alevi gençliği tam da en olması gereken yerde Pir’inin eşiğinde Serçeşme’sinde 17 Ağustos 2008 tarihinde ilk buluşmasını gerçekleştirdi.
45. Hacı Bektaşi Veli’yi Anma Etkinlikleri çerçevesinde Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) ile Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu’nun (AABK) çağrıcısı olduğu ve onlarca bağımsız Alevi gençlik örgütünün de katılım sağladığı 1. Alevi Gençlik Forumu’nda aşağıdaki değerlendirmeleri yaparak gelecek döneme ilişkin bir dizi kararlar almıştır.
Baba İlyas'tan, Hacı Bektaş Veli'den, Bedrettin'den Pir Sultan Abdal’a uzanan ulu bir yol olan Anadolu Aleviliği, yoksul Anadolu köylüsünün Selçuklu ve Osmanlı zulmüne karşı verdiği hak arama ve var olma mücadelesinin adıdır. Haksızlığa, katliamlara, şeriatın kanlı kılıcına karşı yoksulların yaşama uğraşı felsefesi, kültürü, inancı tümüyle Anadolu'ya özgü bir "yol" yaratmıştır. Bu yol benzersizdir ve tümüyle bu toprakların ürünüdür. Bu toprakların binlerce yıllık rengi, soluğu üzerine yükselir.
Anadolu Aleviliğinin özünü "insan" oluşturur. "Benim kâbem insandır", "Her ne arar isen insanda ara", "Okunacak en büyük kitap insandır" deyişleri, bu öğretinin özetidir. İnanç ve ibadetinde insancıllık, akıl, hurafelere, yobazlığa karşı çıkış, gerçekçilik ve yaşanılan dünyayı esas alma temel unsurlarıdır. Cem törenleri, semahlar, deyişler inançla felsefenin harmanlandığı ve insanın gündelik yaşantısındaki sorunlara, ihtiyaçlarına yanıt veren değerlerdir.
Anadolu Aleviliği; dili, dini, ırkı, cinsiyeti ne olursu olsun tüm insanlara aynı gözle bakar, bir görür. "72 milletin tümü bizim için birdir" sözü ırkçılığı, fetihçiliği, şovenizmi reddeden tüm yoksul insanların eşitliğini ve kardeşliğini dile getiren anlama gelir. Bu nitelikleri ile binlerce yıllık tarihselliği içerisinde Pir Sultan Abdal'ın yolu, inancı olan Anadolu Aleviliği; çağdaş, evrensel, eşitlikçi, demokrat, laik bir felsefe, ulu bir yoldur…
Alevilik, bugün, yüzlerce yıllık baskının yanında bir de “ideolojik bir kuşatma” altında bulunuyor. Bu kuşatma, her geçen gün, farklı yöntemlerle Alevileri, Aleviliğe yabancılaştırıcı yeni yöntemlerle karşımıza çıkıyor. Son yıllarda daha sistematik halde uygulanan bu kuşatma, tarihin de tanıklık ettiği gibi, ihtiyaç duyulduğu anda yeni “Hızır Paşa”larla birlikte yapılmak isteniyor. Alevilere yöneltilen bu kuşatmanın amacının asimilasyon olduğunun bilincinde olan bizler, bir yönüyle bu kuşatmayı yapanların hevesini kursaklarında bırakmak; diğer yönüyle de sosyal, kültürel ve ekonomik yönden kuşatmaya alınmış olan Aleviliğin, özünden koparılmasına karşı yürütülen mücadeleyi geliştirmek istiyoruz.
“Dünyanın efendisi” konumundaki ABD, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Ortadoğu coğrafyasında kendisiyle işbirliği yapabilecek “ılımlı İslam” hükümetlerinin yönetmesini istiyor. ABD, bölgenin enerji kaynaklarını kontrol etmek isterken, bölge halklarının kaderine razı edilmiş bir ideolojik hegemonyaya teslim olmasından yarar umuyor. Bu nedenledir ki, Türkiye’deki Ilımlı İslam projesinin taşeronluğunu gerici AKP’ye vermiş bulunuyor.
AKP de, kendisine verilen taşeronluk görevini başarıyla yürütebilmek için öncelikle, kaderciliği reddeden, “kerameti insanda arayan” Alevileri derdest etmek istiyor. Bu derdest etme serüvenine “iktidar nimetleri”nin kırıntılarını da eklemekten geri durmuyor. İktidar nimet kırıntılarına ortak ettiği bazı Aleviler eliyle Alevilerin kimlik mücadelesini sekteye uğratmak, Alevileri pasifize etmek ve Sünnileştirmek istiyor.
Milli Görüş geleneğinin devamı olan bu iktidar İslamcı karakteri itibariyle Alevilerin özgün kimliklerini yok etmeye çalışıyor. Bir yandan uyguladığı sosyo-ekonomik politikalara itiraz etmeyen evcilleştirilmiş, uysallaştırılmış, bir toplum istiyor, öte yandan uyguladığı yöntemlerle bizleri muhalif kimliği aşındırılmış bir kitleye dönüştürmeye çalışıyor. Üniversitelerde türban yasağını kaldırarak gerçek niyetini ortaya koyuyor; öte yandan, Alevileri de ABD patentli Ilımlı İslam projesine entegre etmek istiyor. Muharrem ayında verdiği iftar yemeğinde olduğu gibi Hızır Paşa sofraları kurarak, Alevileri iktidar nimetleriyle pasifleştirmeye çalışırken haddini de aşarak Aleviliği tanımlamaya kalkışıyor. Laikliği, çağdaşlığı, bilimi, aydınlanmacı düşünceyi tırpanlayan, demokrasiyi sadece kendisi için isteyen ve Alevileri asimile etmek için her yolu deneyen AKP’nin ve ona yön ve akıl veren “dünyanın efendisi”nin sistemli yok etme politikalarına karşı Alevilerin yürüttüğü mücadeleyi, toplumsal muhalif diğer güçlerle birleştirerek, daha da yükseklere taşımak istiyoruz.
Bu tespitler doğrultusunda:
1) Alevi gençliği olarak Alevi örgütlerimizdeki demokratik işleyişinin önünü tıkayan kişi ve mantığın kaldırılması yönünde çaba sarf edeceğiz.
2) Alevi öğretisinin tarihsel birikimini gözeten ve onun bugüne düşen gölgesinin doğru anlaşılmasını sağlayan eğitsel çalışmalara ağırlık verilmesini ve bu konuda çalışmalar yapılmasını amaçlayacağız.
3) Aleviliğin yasal olarak tanınması ve asimilasyon çalışmalarına bir an önce son verilmesi ile zorunlu din derslerinin kaldırılması, cemevlerimizin yasal statüye kavuşturulması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kaldırılması, Madımak’ın müze olması gibi güncel ve bizler için hayati öneme sahip taleplerimizin gerçekleştirilmesini sağlamayı önemseyerek gerekli çabayı şartsız sağlayacağız.
4) Kurumlarımızda çalışma yapan örgütlü genç arkadaşlarımızın çalışmalarının keyfi ve kişisel nedenlerle engellenmesi karşısında birlikte güçlü bir karşı duruş sergileyeceğiz ve gençliğin Alevi Kurumsalının öznesi olması gerçeğini pekiştireceğiz.
5) Öğretisi gereği Türkiye’nin gerçek anlamda demokratik bir ülke olabilmesi için üzerimize düşen tüm sorumluluğu yerine getiriceğiz.
6) Birincisi gerçekleştirilen bu forumun diğer kent ve ülkelerde de düzenlenmesini amaçlayacağız.
7) 1.Alevi Gençlik forumu benzeri çalışmalar (yaz kampları, şenlikler, paneller, açık-kapalı alan toplantıları gibi) yapmayı hedef olarak önümüze koyacağız.
8) Alevi gençliğinin ilkeli bir duruşla bir arada olmasını önemseyecek, şehirlerde mahallerde, köylerde üniversitelerde kısacası Alevilerin yaşadığı her yerde gençliğin tüm katmanlarıyla örgütlenmesi ve insanların insanca yaşadığı, eşitsizliklerin ayrımcılıkların haksızlıkların ortadan kalktığı, Alevilerin Sorunlarının çözüme kavuştuğun, toplumsal barışın sağlandığı bir dünya ve Türkiye için mücadele edeceğiz.
ALEVİ GENÇLİK FORMU (AGF)