Almanya, Fransa ve İsviçre üçgeninde bulunan komşu şehir Alevi Kültür Merkezlerinden (AKM), 5 AKM’nin birlikte düzenleyip, hayata geçirdikleri ve gelenekselleştirmek istedikleri 1. Alevi festivali bazı noksanlıklarına ve aksaklıklarına rağmen coşkulu bir şekilde sürdürüldü ve her şeyeden önemlisi başarılı bir etkinlik olarak bitirildi.
İki gün boyunca kalabalık bir kitle tarafından izlenen festival, coşkulu bir atmosferde bitti.
Festivale renk katan ozan ve ses sanatçıları, deyişlerimizi ve ezgilerimizi seslendirerek kitleyi tam bir festival havasına sokarken, festivalin önemli bir parçası olan panelistler insanlarımızı var olan ve dahada büyüyerek yaklaşan tehlikelerin muhtevasını anlatarak, kitleye tedbir almaları için uyarılarda bulundular.
Bu uyarılar, başta Alevilerin doğru bilgiye ulaşmalarını sağlamak, bilgi kirliliğinden arınmak, nüans farklı ama yaklaşık aynı bilgileri veren, yığınla kişisel kaygılar ve beklentiler amacıyla yazılmış kitaplardan çok, kurumların çatısı altında toplanmış, kurum yazarlarının, kurum adına ortaya koymuş oldukları, bilimsel ihtivalı kitaplar olması uyarısıyla, insanları ‘hangi birini okuyup, hangisine inanacağımı şaşırdım’ yakınmasından kurtarır savıydı.
Ülke meselelerinin hemen hepsine parmak basan konuşmacılar, Ülke insanlarımızın birlik, beraberliğini sağlayıp, Laik, özgür ve demokratik bir düzene ulaşabilmenin yollarını açmak için, önümüzdeki seçimlerde sadece oy vermekle kalmayıp, oyumuza sahip çıkarak, yapılması muhtemel hileler karşısında, gerekirse protesto hakkımızı kullanarak, mücadeleye ivme kazandırmamızın gereklerinden bahsedip, genlerinde bulunan direniş geleneği ile faşizme karşı durulması gerekliliği vurgulandı.
Alevi kurumları unutulmamıştı. Alevilik üzerinde var olan kuşatmanın kaldırılması için; Alevi kurumlarının kendi aralarında musahiplik hukuku içinde ilişkiler sürdürüp, var olan bu kuşatmayı kaldırmada sorumluluk almalarının, var olan sunni ayrılıklara son vermenin kaçınılmaz olduğuna ısrarla parmak basıldı.
Festivalde sayılabilecek bir kaç önemsiz eksiklik bir yana, en çok göze batan, hatta acıtan yan; panellerde sadece iki kadın konuşmacı canımızın olmasıydı. Bu Aleviliğe yakışmıyor, aksine acı veriyordu.
Hakikat yolculuğunda, Aleviliğin özünü arama uğraşısı içindeki Aleviler, bu alanda bir hayli yol katetmiş durumda olduklarını en son sahne alan sevgili Ozanımız Dertli Divaniyi büyük bir haz ve ilgiyle izlerken, ozanımızın her zaman yaptığı eğitici konuşmasını pür dikkat dinlediler.
Etkinlik sevgili Dertli Divani’nin bağlaması eşliğinde, Pir Sultanın “gelin canlar bir olalım” değişini kitle hep bir ağızdan seslendirirken, festival süresince alanda kayıt yapan YOL TV kameramanları bu anıda kayıt altına alıyorlardı.
Coşkulu başlayıp yine coşkuyla biten etkinliğin bitişinde canların aynı coşkuyla salon temizliğine katılmaları görülmeğe değerdi.
Bir dahaki bu tür etkinliklerin, bu seferkinden daha başarılı olması ve gelenekselleşmesi umuduyla, bu etkinlikte emeği geçen tüm canların emeklerine, ellerine sağlık, emekleri Hakk katında kabul, Hızır yar ve yardımcıları ola.
Alevilikte Öze Dönüş Hareketi adına
Hasan Topkaya