Serdar Doğan: ‘Sivas’ı hatırlamadan bir gün geçmiyor’

Serdar Doğan: ‘Sivas’ı hatırlamadan bir gün geçmiyor’

Kardeşi Serkan Doğan ve arkadaşlarıyla birlikte Sivas’taki şenliklere gittiğinde akıllarına bir an bile böyle bir facianın içine düşücekleri gelmemişti.

A+A-

Kardeşi Serkan Doğan ve arkadaşlarıyla birlikte Sivas’taki şenliklere gittiğinde akıllarına bir an bile böyle bir facianın içine düşücekleri gelmemişti. Madımak’taki yangında öldü denilerek morga atıldı, son dakikada bir doktorun nabzınının attığı farketmesiyle birlikte yaşama döndü ama kardeşini, canını o katliama kurban verdi. Dramatolog ve Sivas Katliamı’nı işleyen Simurg isimli tiyatro oyunun yazarı Serdar Doğan, yaşadıklarını, düşüncelerini ve zaman aşımına ilişkin duygularını VATAN‘a anlattı.

Önce perdeler tutuştu…

“2 Temmuz sabahı şehirdeki hava çok gergindi. Bize kültür merkezinin taşlandığını o yüzden Madımak Oteli’ne geçmemizi söylediler. Oraya gittik, dışarıdan sloganlar bağırtılar geliyordu ama olayın bu kadar büyüyeceğini hiç düşünmedik. Saat 14.00 sıralarında otelin camları taşlanmaya başlandı ve 19.00’a kadar sürdü. Lobide barikat kurmaya çalıştık. Kadınları, çocukları, sanatçıları yukarı gönderdik. O sırada Serkan da yanımdaydı. Onu yukarı gönderdim. Sonra otelin etrafını sardılar ve kahvaltı salonunun perdeleri tutuştu. Üst katlara koşmaya başladık ama her şey bir anda tutuştu.

‘Serkan’ diye bağırdım

“Kardeşime seslendim, Serkan diye bağırdım, bana abi diye yanıt verdi. Sesin geldiği yöne koştum ama sonra birden sesi kesildi. Bu arada üzerime bir cam düştü ve her şey orada bitti. Beni öldü sanıp morga kaldırmışlar. Orada bir doktor nabzıma bakmasaydı gerçekten ölebilirdim. O sayede hastaneye kaldırıldım ve iki gün sonra da GATA’ya götürüldüm. O sırada hiçbir şey hatırlamıyordum ama sürekli kardeşimi soruyormuşum. Sonunda bir doktoru bana acı gerçeği anlattı.”

Yakılanlar suçlandı

Aradan 19 yıl geçti. Bu süre çok önemli. Ankara DGM’de ilk mahkeme olacağı gün DGM savcısı, ‘Örgüt yok, tahrik var’ dedi. Böyle başladı süreç. Öldüğümüz ve yakıldığımız için bizi suçladılar. Şevket Kazan’ın sanık avukatı olarak davalara girmesi de davaya seyir verdi. İki yıldır insanlık suçları zaman aşımına girmesin diye teklifler sunuluyor ama hepsi AK Parti ve MHP’nin oylarıyla reddediliyor. Çünkü bu davada zaman aşımı olmazsa MHP’de, Çorum’dan ve Maraş’tan yargılanacak, 8 sanık şu anda AKP milletvekili. Biz isterdik ki Dersim için katliam diyerek özür dileyen Başbakan, Sivas için de iki kelime kullansın. Ama yapmayacaklar bunu biliyoruz.”

‘Bizi bir kez daha yakarlar’

“Vicdanlarıyla yüzleşmelerini, kendi çocuklarını severken 12 yaşındaki Koray’ı hatırlamalarını istiyoruz. Bu davada yargılanmayan o kadar çok kişi var ki. Onlar yargı karşısına çıkmadan tam bir yargılama zaten olmayacak. Ama bu dava zaman aşımına uğrarsa biz bir kez daha yakılacağız.”

‘Unutamam ki…’

Sivas’a 15’inci yıldönümünde gittim ve aynı acıları bir kez daha aynı şiddetiyle yaşadım. Caddeye indiğimde otele girdiğimde hissettiğim acıyı tarif etmem imkansız. Madımak tabelasını kaldırdılar, orta çağ karanlığının yaşatıldığı bir yerin altını kebapçı yaptılar sonra bilim kültür merkezine çevirdiler. Bu olay sizin utancınız. Sivas’ta bir utanç müzesi kurulmadığı sürece de bir şey ifade etmeyecek. Sigaramı yaktığım ateş bile beni Sivas’a götürüyor. Orada yaşadıklarımı unutmam mümkün değil. Sürekli yardım isteyen, giriş kapısını zorlayan koşturan insanların yardım çığlıkları. Bunları da zaman aşımına uğratabilecekler mi?”

5 sanık hâlâ firari

Sivas Olayları davasında Interpol tarafından kırmızı bültenle aranan 1 numaralı firari sanığı dönemin RP’li belediye meclis üyesi Cafer Erçakmak’ın 10 Temmuz 2011’de Sivas’ta ailesinin yanında öldüğü ve gizlice gömüldüğü ortaya çıkmıştı. Sanıklardan Yılmaz Bağ’da yaşamını yitirmişti. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı, tüm aramalara rağmen bulunamayan olayın kilit ismi, dönemin Sivas Belediye Meclisi üyesi Cafer Erçakmak hakkında, 22 Temmuz 1993’te, TCK 146/1’den idamla, sanıklar Şevket Erdoğan, Köksal Koçak, İhsan Çakmak, Hakan Karaca, Yılmaz Bağ ve Necmi Karaömeroğlu hakkında 16 Haziran 1994’te, TCK 146/3’ten 5-15 yıl hapis istemiyle dava açmıştı.

Zaman aşımını protesto ettiler

Sivas’ta 2 Temmuz 1993 tarihinde Pir Suldan Abdal Kültür Etkinlikleri için kente gelenlerin konakladığı Madımak Oteli’nin ateşe verilmesi sonucu meydana gelen ve 33 sanatçı ve yazar, 2 otel görevlisi ile 2 gösterici olmak üzere 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan olaylara ilişkin davada firari olarak yargılanan sanıkların zaman aşımından yararlanması olasılığı, sivil toplum kuruluşları ve bazı siyasi partileri harekete geçirdi. Sivas Kent Meydanı’nda toplanan CHP Gençlik Örgütü üyeleri ve Halkevleri Sivas Şube üyeleri yaptıkları basın açıklamalarıyla zaman aşımını protesto etti.

Serdar Doğan

Bu içerik 2012 yılına ait bir Vatan Gazetesi röportajıdır.

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.