Sansürün adı kalktı
Sansürün adı kalktı Bugün sansürün kaldırılmasının 100. yılı kutlanacak. Ancak, gazeteler bombalandı, gazeteler basıldıTürkiye’de...
Sansürün adı kalktı
Bugün sansürün kaldırılmasının 100. yılı kutlanacak. Ancak, gazeteler bombalandı, gazeteler basıldı
Türkiye’de bugün sansürün kaldırılmasının 100. yılı kutlanacak. Ancak, sansürün kaldırıldığı söylenmesine rağmen, gazeteler bombalandı, gazeteler basıldı, gazeteciler kurşunlandı, dağıtımcılar tutuklandı, muhabirler öldürüldü, gözaltında kaybedildi, televizyonlar kapatıldı. Son 100 yıl içinde sadece kaydı tutulan 65 gazeteci öldürüldü. Son 2 yıl içinde 33 defa gazeteler hakkında kapatma kararı verildi. Muhalif gazeteciler sansürün kaldırılmasının 100. yılında sansürün hep var olduğuna dikkat çekerek, AKP’nin yandaş medya yaratarak sansürü sürdürdüğüne vurgu yaptı.
Cengiz Altun, Ferhat Tepe, Musa Anter, Metin Göktepe, Hafız Akdemir, Çetin Abayay, Seyfettin Tepe, Yemliha Kaya, Hrant Dink ve daha adı sayamadığımız bir çok gazeteci öldürüldü, kaybedildi, Özgür Gündem, Özgür Ülke, Özgür Bakış, Demokrasi, Yeni Politika, Emek, Gündem, Gelecek gibi onlarca gazete kapatıldı. Son 2 yıl içinde 33 defa gazete kapatma kararı verildi. Kapatma kararları Adalet Bakanı’nın ağzından Meclis kürsüsünde belgeleri ile anlatıldı. Genelkurmay başkanı konuşmasında gazeteleri hedef gösterircesine ‘terörist’ ilan etti. Hayat TV bir hafta önce hiç bir mahkeme kararı gerekçe gösterilmeden “bölücü yayın yapıyor” gerekçesi ile frekansı iptal edildi. DİHA üzerindeki baskılarda hız kesmeden devam ediyor. Sansürün kaldırılışının 100. yılında gazeteciler Türkiye’deki sansürü değerlendirdi.
Ragıp Zarakolu: Sansür hiç kalkmadı ki Türk basınından sansürün kaldırılması bayramı çok saçma olduğunu söyleyen Alternatif Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ragıp Zarakolu, “Türkiye’de hiçbir zaman sansür kalkmadı. Sansür dünyanın her yerinde vardır. Avrupa basını da eleştirel haberlere yer vermiyor” dedi. Basındaki sansür nedeniyle gazeteciler ceza tehdidiyle düşünce özgürlüklerinin kısıtlandığını ifade eden Zarakolu, “Medyanın tekelleşmesi iktidara yakın sermayelerin basın yayın organlarında tekel yaratmasının bir sansür şeklidir. Basın tekelinin holdingleri gazeteleri ele geçirmesini karşıyız. Türkiye dizginleştirmesi gerekiyor” dedi.
Fatih Polat: Roj Tv’nin üzerindeki kapatılma baskısı çözüme kapalı olanların talebidir
Kürt basınına yönelik baskıları eleştiren Evrensel Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Fatih Polat, “Türkiye’deki sansür göstergesi olarak Hayat TV’nin yayınının durdurulması, Gündem Gazetesi’nin ard arda kapatılması, Alternatif Gazetesi’ne ise baskıların olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Roj TV üzerindeki baskılara da değinen Polat, “Roj TV üzerindeki diplomatik baskı Kürt sorununun çözümüne kapalı olanların talebidir. O halde Türkiye’de basın bayramından söz edemeyiz” dedi.
Hayat TV Genel Yayın Yönetmeni Aydın Çubukçu, “Türkiye’de sansürle beraber düşünce ve ifade özgürlüğü kısıtlanması beraberinde getiriyor. Özellikle Gündem Gazetesi üzerindeki baskıların yoğun yaşandığı dönemler ardından Hayat TV’nin karartılması Türkiye’deki düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığını hepimiz görmekteyiz” dedi.
Ertuğrul Kürkçü: Gündem Gazetesi sansürün en bariz örneğidir
Türkiye’de sansürün hukuken ortadan kaldırıldığını, fakat fiilen bunu göremediklerini belirten Bianet Koordinatörü Ertuğrul Kürkçü, Gündem Gazetesi başta olmak üzere yasaklanması okuruna ulaştırılmaması hatta okur gazeteyi saklayarak okuması Türkiye’deki sansürün en bariz örneği olduğunu söyledi.
Tayip Temel: En büyük sansür muhalif basın organlarının tümden susturulmasıdır
Sansürün geçmişe oranla daha ince ve profesyonel yöntemler ile yürütülmekte olduğunu belirten Azadiya Welat Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Tayip Temel, “Çağımızda en büyük sansür muhalif basın organlarının tümden susturulmasıdır. Siyasal iktidarlar bu amaçlarına bazen hukuku ve bazen de ekonomiyi kullanarak ulaşıyorlar. Yani eskiden bir habere veya bir yazıya sansür getirilirdi. Ancak şimdi TV, gazete ve dergiler susturulmaktadır” diye konuştu.
Ahmet Abakay: ‘Medya yönetimleri çok kötü bir sınav veriyor ‘
Türkiye’de sansürün kaldırılışının 100. yılında dahi basın yaşamının çok ciddi baskı altında olduğunu ifade eden Çağdaş Gazeteciler Cemiyeti Genel Başkanı Ahmet Abakay, sansüre karşı medya yönetimlerinin çok kötü bir sınav verdiğini belirtti. (İstanbul/DİHA)
Ragıp Duran: Abdülhamit gitti ama…
Sansürün resmen kaldırılmasının 100. yıldönümünde ne yazık ki hâlâ gerçek anlamda bir düşünce, ifade ve basın özgürlüğüne ulaşamadığımızı belirten Ragıp Duran, “Abdülhamit gitti ama yerine sağcı, milliyetçi, militarist bir ulus-devlet geldi. Resmi ideoloji olan Kemalizm’in, Kürt, Ermeni, İslamiyet ve özellikle de ordu konusundaki tabuları son zamanlarda nispi bir gevşeme, yumuşama göstermesine rağmen, Türkiye adliyelerinde ve cezaevlerinde bugün hala düşünce ve yazıları nedeniyle yargılanan gazeteciler var” diye konuştu.
Yüksel Genç: ‘İnsanlar düşünce özgürlüğü varmış gibi kandırılıyor’
Yüzyıldır Türkiye’de insanların düşüncelerinin özgür olduğuna dair kandırıldığını dile getiren kapatılan Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yüksel Genç ise, “Belki de dünyada gerçek dışılığı her gün kanıtlanan bir durum sadece Türkiye’de gerçekmiş gibi kutlanıyor. Türkiye’de hiçbir biçimde özgür olmayan basın her yıl anlaşılmaz biçimde Türkiye’de sansürün kaldırılışının bilmem kaçıncı yılını kutluyor.” dedi
Uygar Gültekin / Derya Bayram
EVRENSEL - 24 Temmuz 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.