Rüstem GÜMÜŞ : Aleviler çözümde ısrarcı olacak
Rüstem GÜMÜŞ : Aleviler çözümde ısrarcı olacak Anadolu Aleviliğinin inanç ve değerleri bu topraklardan, bu toprakların...
Rüstem GÜMÜŞ : Aleviler çözümde ısrarcı olacak
Anadolu Aleviliğinin inanç ve değerleri bu topraklardan, bu toprakların tarihinden beslenerek süzüle süzüle günümüze kadar gelmiştir. Değişik kültür ve inançlardan, özellikle yaşadığı coğrafyadaki yerleşik inanç biçimlerinden etkilenerek onları kendi bünyesinde sentezleyerek kendine özgü bir inanç oluşturmuştur.
“Hararet nar’dadır, sacda değildir
Keramet baştadır, tacda değildir
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüs’te, Mekke’de, hac’da değildir.”
Anadolu Aleviliğinin inanç ve değerleri bu topraklardan, bu toprakların tarihinden beslenerek süzüle süzüle günümüze kadar gelmiştir. Değişik kültür ve inançlardan, özellikle yaşadığı coğrafyadaki yerleşik inanç biçimlerinden etkilenerek onları kendi bünyesinde sentezleyerek kendine özgü bir inanç oluşturmuştur. İslamiyetin kabul edilmesinden sonra İslam’ın Hz. Ali taraftarlığından kaynaklanan yönünden etkilenerek onu kendine benzetmiştir (Ben Ali’yim Ali benim, Aynayı tuttum yüzüme Ali göründü gözüme). Kendine özgü değerlerini ve inanç öğelerini yaratmıştır, ayrı bir felsefesi, kültürü, inanç biçimi vardır. “Benim Kabem insandır” diyerek insanı merkeze koyar ve bu yönüyle evrenseldir, barışı ve kardeşliği savunur.
Bu toprakların öz kültürü ve sahiplerinden olan Aleviler, ne yazık ki tarihin bütün dönemlerinde kışkırtıcı, karıştırıcı, zındık sayılmış ve üvey evlat gibi görülerek hakları ve inançları yok sayılmıştır. Herkes bulunduğu yerden Alevilere bakarak kendisine benzetmeye çalışmıştır. Özellikle son birkaç aydır bu anlayış baş döndürücü bir şekilde iyiden iyiye kendini göstermiş, Aleviliğin değerleriyle uzaktan yakından ilgisi olmayan ve bu değerlerin karşısında saf tutanlar, bugün ağız birliği etmişçesine Alevilere sarılmaya ve saldırmaya başladılar. Alevileri ve ne dediklerini dikkate almadan ‘Biz yaptık böyle oldu’ anlayışı ile esip gürlemeye başladılar. Dediklerine itiraz eden Alevileri ise aynı anlayış ile bozguncu, çözüm istemez olarak gösterdiler. “Önce özünüzü arayın sonra Hakk’a yarayın” diyen Aleviler, Hz. Hüseyin’in onurlu duruşunu kendilerine rehber edinerek olaylar karşısındaki tavırlarını belirlemektedirler.
Kayseri’de neler oluyor?
Son dönemlerde yapılmak istenenler Aleviler tarafından asimilasyon olarak tanımlandı. AKP’nin en güçlü olduğu illerden biri olan Kayseri’de de Alevileri asimile çalışmaları parça parça uygulanmaya devam ediyor. Alevi köylerine zorla cami yaptırma çalışmaları Sarıoğlan ilçesinin İğdeli köyünde kendini gösterdi kısa bir süre önce. Köy halkının örnek bir şekilde karşı duruşuyla şimdilik rafa kaldırıldı cami projesi. Yine bazı Alevi törenlerinde Alevi inancına uygun olmayan şekillerde Sünni inanç anlayışı ile merasimler açıktan açığa yapılmaktadır. Sünni anlayışın temsilcisi olan il müftüsünün Alevi törenlerine katılması, inançların karşılıklı saygı temelinde buluşmasına örnek verilebilir. Ancak bu törenlerde kendi anlayışına uygun şekilde dualar okuması ve bunun Alevilerin gözünde meşrulaştırılarak kabul ettirilmeye çalışılması, karşılıklı saygıdan ziyade asimile çalışmalarına örnek olarak verilebilir. Alevilerin kendi inanç önderleri ve kendine özgü ritüelleri dururken, farklı bir anlayışla uygulamaların yapılmasını başka nasıl yorumlayabiliriz ki?
Biz Kayseri Pir Sultan Abdal Derneği ve ABF bileşenleri olarak, bu ülkede gerçek anlamda laiklik olmadığını her platformda dile getirdik. Çünkü laik bir ülkede devletin inançlar karşısında tarafsız olması ve hiçbir inanca da kaynak aktararak destek olmaması gerekir. Başbakan’ın katıldığı Reha Çamuroğlu yemeğinden sonra, ‘AKP samimi ise önce cemevlerimizi ibadet yeri olarak tanısın’ dedik ve taleplerimizi yeniden dile getirdik. Ancak burada şunu da sormak gerekiyor: AKP’nin cemevlerimizi ibadet yeri olarak tanıması samimi olmasına yetecek midir? Böyle bir gelişme olumlu bir adım olarak görülebilir, ancak bu durumu samimiyetle ölçmek eksik ve yanlış bir değerlendirme olacaktır. Diyanet İşleri’nin lağvedilmesi, zorunlu din derslerinin kaldırılması, Alevilere yönelik katliamların sorumlularının yargılanması gibi meseleleri çözmeden bizlere samimiyet dersi veremezler. Laiklik anlayışını türbana indirgeyen ve bu sorunu çözmek için acele bir şekilde anayasa çalışmalarına başlayanlar, Alevilerin sorunlarının çözümü için iyi niyet nutuklarının ötesinde çözüm önerilerinde Alevi örgütlerini dinlemeli ve daha da önemlisi Aleviliği Alevilere bırakmalıdırlar. Birçok sorunda olduğu gibi bu olayda da Alevileri bölme, kendi içlerinde ayrıştırıp tartıştırarak parçalama oyunlarına karşı uyanık olunmalıdır. Kamuoyuna yansıyan söylemler bu yöndedir. “Aleviliği şu şekilde görenler davetlimizdir, bu şekilde görenler muhatabımız değildir” anlayışı, böl-parçala taktiğidir. Ancak Aleviler bu anlayışa yekvücut olarak cevap vermişler ve ciddiye almamışlardır. Eli erde, yüzü yerde, özü Dar-ı Mansur’da olan Aleviler, sorunlar karşısında ortak taleplerini belirleyerek asgari müşterekte bir araya gelmeli; mücadelelerini demokrasi, insan hakları ve eşit haklar temelinde sürdürmelidirler.
Rüstem GÜMÜŞ
Kayseri Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı
EVRENSEL HAYAT - 3 Şubat 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.