Rıza ZELYUT'tan Hep Aynı Masal : Tüm Aleviler Türktür
Rıza ZELYUT'tan Hep Aynı Masal : Tüm Aleviler Türktür Rıza ZELYUT ne zaman ağzını açsa "Alevilik ve Türklük"...
Rıza ZELYUT ne zaman ağzını açsa "Alevilik ve Türklük" ilişkisinden bahsediyor. Alevilik konusuna bakış açısı "Alevilerin etnik kökeni" gibi dar bir çerçeveyi geçemiyor maalesef. Bu anlamda ZELYUT, Araştırmacı-Yazar Cemal ŞENER ile büyük benzerlikler gösteriyor. Ne zaman ki bazı gazeteler Rıza ZELYUT'u manşete ya da sürmanşete taşısa hep aynı konunun işlendiğini görüyoruz; Tüm Aleviler Türktür !!!... Bu da ister istemez insanın aklına bazı soruları getiriyor. Acaba Alevilik konusuna aşırı duyarlı !!! basınımız neden bu konuyu manşete taşımakta bu kadar heveslidir? Neden Sayın ZELYUT bu konuyu temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp servis etmektedir. Neden Aleviliğin diğer sosyolojik, kültürel, inançsal yönleri Sayın ZELYUT'un pek ilgisini çekmez. Yorumu okuyucuya bırakıyor, Rıza ZELYUT'un artık duymaktan sıkıldığımız son bombalarıyla sizleri baş başa bırakıyoruz.
Tüm Aleviler Türk’tür
Yazar Rıza Zelyut, Anadolu’da kendilerini “Kürt” olarak gören Alevilerin Türk olduğunu söyleyerek “Tunceli’de Sivas’ta, Malatya’da, Elazığ’da, Erzincan’da yaşayan Türk gençlerine, Kürt kimliği bilinçli olarak aşılanıyor” dedi
GÜNEŞ gazetesinin usta kalemi Rıza Zelyut, son kitabı “Yabancı Kaynaklara Göre Türk Kimliği”nde önemli detaylara ve sözü edilmeyen bilgilere yer verdi. Bu bilgilerden biri çok ilginç. Araştırmacı kimliğiyle tanınan Zelyut, yılların deneyimi ve incelemelerinden sonra Doğu’daki birçok ilde kendisini “Kürt” olarak niteleyen vatandaşların, aslında kökenlerinin Türklüğe dayandığını ortaya çıkardı. Yazar, birçok örnekle pekiştirdiği bu önemli yargısında, özellikle Alevi gençlerine kökenlerini iyi araştırması gerektiği konusunda da ipucu vermekte. İşte Yazar Rıza Zelyut ile söyleşi dizimizin son bölümü:
Bildikleri halde reddediyorlar
Sizin yargınız gerçekten çok ilginç. Alevilerin, Türk olduğunu vurguluyorsunuz.
Bugün Türkiye’de karşımıza çıkan Alevilik, Türk kültüründen beslenen ve Türk kültürünü temsil eden bir Alevilik’tir. Bugün Kürt Alevi var diye diyorlar ama Türkiye’de Kürt Alevi olarak bilinen kesimin yüzde 99’u Türk’tür. Bunlar, 1514’te Çaldıran Savaşı nedeniyle Anadolu’dan kopan Alevi Türkmenler’in Osmanlı baskısı nedeniyle Kürtleşmesinin sonucunda ortaya çıkmıştır. 1501 yılında Anadolu’dan giden Türkmen boyları, Şah İsmail’in önderliğinde Safavi Devleti’ni kurdular. Bu devlet, Osmanlı ile çatışmaya başlayınca Osmanlı İmparatorluğu, Alevi Türkmenleri üzerinde müthiş bir baskı kurdu. Yavuz Sultan Selim, Çaldıran’a giderken 40 bin Alevi’yi katletti. Asıl katliam, Türk’ün Türk’e yaptığı bu katliamdır. 1826’da Yeniçeri Ocağı kaldırılırken bu olay tekrarlandı. 1891’de Abdülhamit, Hamidiye Alayları diye 100’e yakın Kürt Bey’ine alay kurdurdu. Ermeniler’e karşı kurdurulan bu alaylar, Aleviler’in üzerinde de büyük baskı yaptı. Oradaki çaresiz Türkmen boyları, Kürt Beyleri’ne sığındılar ve zamanla dillerini unuttular. Bunları bugün Kürt gibi görüyoruz. Halbuki bu kişiler Türk’tür.
Siz hapisten çıkarılıp milletvekili yapılan DTP’li Sebahat Tuncel için de Türk diyorsunuz.
Evet! Tuncel, Balaban Türkmen boyundandır.
Kendisi Türkmen Boyu’ndan geldiğini bilmiyor mu?
Biliyor, ama çok ilginçtir bunlar Balabanlar’ın Türk olduğu, tüm Osmanlı belgelerinde yazılı olmasına rağmen bunlar kendilerini en sıkı Kürtçü olarak görüyor.
Türkiye’yi aşındırma projesi
Birileri tarafından bilinçli olarak mı şuur altına yerleştiriliyor bu?
Tarihinden kopartılan gençlerimizin nereye sürükleneceğine en açık örnek, bu Sabahat Tuncel’dir. Tuncel, Anadolu’daki Alevi Türkmen boylarının en saf çocuklarındandır. Bu boydan gelen biri, bugün Kürt militanlığı yapar duruma gelmiştir. Çünkü biz çocuklarımıza yeterli tarih bilinci vermedik, Türk kimliğini tanıtmadık, Türk demeyi bir faşist tavır gibi gösterdik. Çocuklarımız Türk olmaktan korkunca Kürt veya AB’ci olmayı tercih etti.
Ama ben Türklüğü, üst-kimlik olarak öğrendim. Bu yanlış algılatış, özellikle Doğu illerinde mi genç beyinlere aşılandı?
Bunun nedeni aslında 1919’da başlayan Türkiye’yi ayrıştırma projesidir. Sevr Antlaşması ile getirilen kuralların hayata geçirilme politikasıdır. Buna Türkiye’deki liberaller, İkinci Cumhuriyetçiler de dahil oldular. Kendi kimliğinden korkan, Avrupa’nın yalanlarıyla hareket eden insanlar, birtakım aydınlar Türk’ü kötülemek suretiyle yeni yetişen neslin farklı bir kimlik aramasına yol açtı. Doğu’daki Türkmen aşiretlerinin çocukları da “Madem Türkler katliamcı o zaman biz de Kürt olalım. Zaten Kürtçe konuşuyoruz” dediler. Fakat bunların Türk olduğu yaşam tarzlarından bellidir. Aleviliğin en önemli göstergesi, Cem Töreni’dir. Doğu’de kendini Kürt sanan bu çocukların anaları, babaları ibadetlerini Türkçe yaparlar. Ayrıca inanç biçimleri, Kürtlerin inanç biçimiyle hiç uyuşmaz. Çünkü Kürtler, Şafi’dir. Bunlar Alevi’dir.
Kürt Alevi’si yoktur!
Başka ünlü hangi Türkler kendisini Kürt sanıyor?
Tunceli Milletvekili Ziya Halis de Türk’tür. Tunceli de baştan sona Hun Türkleri’nin hakim olduğu, yaşam tarzı, ibadet biçimi ve içeriğiyle Türk bölgesidir. Ama bu kişi de kendisini Kürt gören ve Kürtçülük mücadelesi veren biridir. Bu kitapla bunların yanlışlığını ortaya koydum.
Sanatçılardan var mı böyle örnekler peki?
Sivas, Malatya, Tunceli, Erzincan hattından çıkmış olup da kendini Kürt olarak görenlerin-özellikle Alevi kökenlilerin tümü- Türk’tür.
Kürt Alevisi diye bir tanımdan söz edilemez sizin incelemenize göre değil mi?
Kürt Alevisi diye bir şey yoktur! Kürt kökenli olup da Alevi olan varsa da bunlar çok azdır. Binde birdir. Anadolu’da oluşan Alevi kimliği, Türk kültürünü yaşatır. Alevi ibadetine baktığınız zaman tamamen Orta Asya’dan beri süregelen Türk kimliğinin yansıtılmasıdır. Saz, bağlama Alevi ibadetinin temel ensümanıdır. Cem’lerde okunan Kur’an Türkçe’dir. Cem’lerde bağlama eşliğinde okunan dualarının tümü, “7 Ulular” denilen 7 büyük Alevi-Türk ozanından çalınıp söylenir.
Aleviler’in Kara Kazanı Eski Türkler’in eseri
Alevilerin Türk olduğuna dair tarihsel örnekler var mı?
HACI Bektaş Dergahı’nda kurban pişirilen “Kara Kazan” adında büyük bir kazan vardır. Bu, milletin doyurulduğu, herkesin eşit olarak nimetten faydalandığı bir semboldür. Araştırmamızda gördük ki Kara Kazan’ın benzerleri, Macaristan bölgesinde yaşayan Kuman Türkleri’nin dergahlarında, ibadethanelerinde bulunuyormuş. Aynen Hacı Bektaş’taki gibi Kara Kazan’larda kurbanlar pişirilip halka dağıtılıyormuş. Aynı Kazan’ı biz, ölen büyük Türk kahramanı Gültekin’in mezarında da görüyoruz. Anadolu’daki Alevi dergahları, eski Türk büyükleri çevresinde oluşturulan o dergahların bir devamıdır. Hunlar, bugünkü Tunceli iline yerleşmişlerdir. Hunlar, bugün Kırım bölgesini fethetmek istemişler ama sudan geçememişlerdir. Bir geyik önlerine çıkıyor. O geyik suyu batmadan karşıya geçiyor. Hun atlıları da geyiği takip ediyorlar. Meğer su fazla derin değilmiş. Kırım’ı fethetmişlerdir.
Yazar Rıza Zelyut’un “Yabancı Kaynaklara Göre Türk Kimliği” adlı kitabı Fark Yayınları’ndan çıktı.
Gülçin GÜNAY
TERCÜMAN - 20.12.2007
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.