PSAKD Genel Başkanı Fevzi GÜMÜŞ'ün Banaz Etkinlikleri Açılış Konuşması
PSAKD Genel Başkanı Sayın Fevzi GÜMÜŞ'ün 19. Pir Sultan Abdal Geleneksel Kültür Etkinlikleri Açılış KonuşmasıSayın...
PSAKD Genel Başkanı Sayın Fevzi GÜMÜŞ'ün 19. Pir Sultan Abdal Geleneksel Kültür Etkinlikleri Açılış Konuşması
Sayın Vali,
Sayın Kaymakam,
Demokratik kitle örgütlerinin, Alevi örgütlerinin zorlu ve çilekeş bir mücadeleyi yürüten değerli temsilcileri; Geleneksel olarak düzenlediğimiz Pir Sultan Abdal’ı anma törenlerine hoş geldiniz.
Ve siz, “Bahçe biziz, gül bizdedir” diyen dostlar;
Gül alıp, gül satan dostlar
Hepinizi Pir Sultan Abdal’ın inancı, bilinci ve direnci ile selamlıyorum. Sivas’ın Banaz yaylasına, başından dumanı eksik olmayan Yıldız Dağı’nın eteklerine sevginizi, hak aşkınızı, muhabbetinizi, gül cemalinizi getirdiniz. İyi ki geldiniz…
“Bir ulu yaylada” turnalar gibi semaha durmak için; İnsani kamil mertebesine ulaşmayı her şeyin önüne koyan bir inancı yaşatmak için; Tanrıyı gökyüzünde arayanlardan farklı olarak tanrıyı yeryüzünde, insanın gönlünde, ademoğlunun yüzünde bulmak için bu tatil gününde yollara düştünüz, engebeleri aştınız, canlarla buluştunuz.
Anadolu toprağına köklerini salan, asırlar öncesinden evrensel bir ışığı yayan dil, din, inanç, etnik köken ayrımı gütmeyen sizler kimlersiniz?
Siz kudret kandilinde bir nur idiniz.
Hz. Şahın, avazını verdiği bir turna oldunuz.
Kafir demediniz kimseye, nefsinize cellat oldunuz. Kılıçlarınız tahta idi.
Batında ve zahirde
Ezelde ve ahirde
“Muhabbetten gıdamız var, ölüm ölür biz ölmeyiz” deyip, hakka yürüyen canlardınız.
İllede şah dediği için kesildi dilleriniz. Sır vermediği için yerlere düştü serleriniz.
Derisi yüzülen bir Nesimi, enelhalk deyip başını veren Mansur’dunuz.
Kerbela çöllerinde Yezit’in zulmüne direnen bir Hüseyin’diniz.
Anadolu’ya barışın simgesi güvercin donunda gelen Hacı Bektaşi Veli idiniz.
Serez çarşısında Şeyh Bedrettin…
Bir ölüp bin dirilen Pir Sultan’dınız.
Çorum’da, Maraş’ta, Ümraniye’de, Gazi’de katledilen sizdiniz. Sivas’ta yanan da…
“Saza telli Kuran dediniz”, kerameti kendinizde buldunuz.
Dolu içtiniz kana kana, yollar gittiniz yana yana, bu yolda oldunuz divane; ama yine de “Gönlün sultanı akıldır” demekten vazgeçmediniz. İncinseniz de incitmediniz, 72 millete aynı nazarla baktınız. Kimseyi, dininden, mezhebinden, dilinden, etnik kökeninden dolayı ayırmadınız.
Kırkınız bir, biriniz kırk oldu. Kırkınız bir üzüm damlasından doydu, kırkınız bir katara dizildi; o katarlar Orta Asya’yı, İran’ı, Anadolu’yu, Balkanları dolaştı; şimdi de Avrupa’ya kadar ulaştı.
Şimdi soruyorum sizlere;
Siz kimsiniz?.......
Evet, bizler Aleviyiz;
Aleviyiz ama, şimdi bize ne diyor; din bezirganları, düzenbaz siyasetçiler, şeriatçılar, milliyetçiler….
Camiye girin, başı sarıklı hocaların vaazlarını dinleyin… Günde beş vakit namaza durun, Hacca gidin, Ramazan orucu tutun, Bırakın cemevi yapmayı, vazgeçin Aleviliğinizden diyorlar.
Bizleri asimile etmek için üniversiteler, siyasetçiler, hocalar el ele vermiş, ittifak kurmuşlar, zorunlu din dersleriyle çocuklarımıza inanmadığı bir inancı empoze ediyorlar, Alevi köylerine zorla cami yapıyorlar. Hastane yapmıyorlar, okul açmıyorlar, Diyanet İşleri Teşkilatı’nın kadrolarını doldurmakla uğraşıyorlar; ve karanlığa gömdükleri kafaları cennet hayaliyle avutuyorlar. Çağdaşlığa, laikliğe, demokrasiye hergün bir kurşun atıyorlar. İnanç özgürlüğünden bahsediyorlar ama onların inanç özgürlüğünün içinde sadece türban ve cami var. Alevilik yok, Alevilik varsa bile Sünnileşmiş bir Alevilik istiyorlar… Aleviler, hergün ayrımcı uygulamalar yaşarken, örneğin Elazığ’ın Karakoçan kaymakamı Alevi öğrencilere yönelik olarak açıkça ayrımcılık yaparken, bu ülkenin Dışişleri Bakanı Ali Babacan Avrupa Parlamentosu’nda ‘Türkiye’de Müslümanların da özgürlük sorunu var” diyebilme insafsızlığını gösterebiliyor. Çünkü bu hükümet sadece kendi zihniyeti için özgürlük istiyor. Alevisiz Alevi açılımı ile de Aleviler içinden devşirdiği Reha Çamuroğlu gibi isimlerle Alevileri, Ilımlı İslam projesinin kuyruğuna takmak istiyor.
Sevgili canlar;
Bizler asimilasyon politikalarına dur dediğimizde üniversiteleriyle, din adamlarıyla, siyasetçileriyle bu sistem, bu hükümet inancımızı bize tarif etmeye kalkışıyor; bizlere “bölücülük” yaftasını yapıştırıyor. Şimdi size bir kez daha soruyorum:
Sizler bölücü müsünüz?
Sevgili canlar;
Aleviliğin ne olduğunu tanımlamak hiç kimsenin haddi değildir; Aleviliğin nasıl bir öğreti olduğunu biz dedelerimizden, analarımızdan, deyişlerimizden, ozanlarımızdan, türkülerimizden öğreniriz. Cami hocalarından, kamu olanaklarıyla beslenen ve laik bir devlette olmaması gereken Diyanet İşleri Teşkilatı’nın maaşlı din görevlilerinden değil… Ne pahasına olursa olsun, herkes şunu artık bilmelidir ki, Aleviler kimin hangi dilden konuştuğunu bilmektedirler ve asimilasyon politikalarına karşı uyanıktırlar. Bu uyanıklık, bu hükümetin Alevisiz Alevi açılımı projesini iflas ettirmiştir.
Sevgili Yoldaşlar;
Pir Sultan Abdal’ı anmak üzere Sivas’a giden 33 insanın Madımak Oteli’nde yakılarak katledilmesi, Ortaçağ vahşetiyle Türkiye’nin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasi ve laikliğe, halkların kardeşliğine, birarada yaşama kültürüne ve çok kültürlülüğe yapılan bir saldırıydı. Bundan 15 yıl önce Sivas’ta gerçekleşen gerici, şeriatçı, faşist katliam devletin ve güvenlik güçlerinin gözetiminde yaşandı. İnsana, aydınlığa, düşünce özgürlüğüne düşman ırkçı ve şeriatçı güçler, “Şeriat isteriz”, “Cumhuriyet Sivas’ta kuruldu, Sivas’ta yıkılacak” sloganları atarak savunmasız insanları bir otelde kıstırdılar ve oteli ateşe vererek, tarihe karanlık bir sayfa eklediler.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, 15 yıldır kararlı bir şekilde Madımak katliamının, sadece Madımak’ın da değil, bir arada yaşama kültürünü tahrip eden karanlıkta kalmış bütün katliamların aydınlığa kavuşturulması için mücadele veriyor ve laikliği, bireyin ve emeğin özgürleştirilmesini, devletin demokratikleştirilmesini savunan güçlerle omuz omuza olmayı önemsiyor. Omuz omuza verdiğimiz mücadelede dostlarımızı şimdi 2 Temmuz’da Madımak Oteli önünde görmek istiyoruz. Alanlarda görmek istiyoruz.
Değerli dostlar;
Biraz önce “kırkımız bir katara dizildik” dedim; Geçmişte olduğu gibi bugün de “kırkımız bir, birimiz kırk” olacağız, kırkımız aynı katarda yol alacak.
Bu kervan yürüyecek…
Ne mutlu bu kervanı yürüten sizlere…
Ne mutlu bu kervanı yürüten AŞK’a…
Ne mutlu 5 asır öncesinde Yıldız Dağının eteklerinde, Banaz’da, bu kutsal topraklarda bir ışık yakan Pir Sultan Abdal’ın yolundan gidenlere….
Etkinlikte emeği geçen herkese emeklerine sağlık diyor, Derneğimiz Yönetimi adına sizleri selamlıyor, saygılar sunuyorum.
Ne mutlu bu çağda Pirimiz Pir Sultan Abdal'ın izini sürenlere...
Ne mutlu Yol'a Can verenlere...
FEVZİ GÜMÜŞ
PSAKD GENEL BAŞKANI
ALEVİ HABER AJANSI - 21 Haziran 2008
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.