PSAKD Başkanı Gümüş : Aleviler Demokratik Taleplerinden Vazgeçmeyecek

PSAKD Başkanı Gümüş : Aleviler Demokratik Taleplerinden Vazgeçmeyecek

PSAKD Başkanı Gümüş : Aleviler Demokratik Taleplerinden Vazgeçmeyecek Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Fevzi Gümüş,...

A+A-

PSAKD Başkanı Gümüş : Aleviler Demokratik Taleplerinden Vazgeçmeyecek PSAKD Başkanı Gümüş : Aleviler Demokratik Taleplerinden Vazgeçmeyecek

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Fevzi Gümüş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan Alevi raporunun, Alevilerin sorunlarına çözüm olamayacağını ifade etti. Gümüş, Alevilerin demokratik talepleri için mücadelelerini sürdüreceklerini bildirdi.

Gümüş, Alevi açılımı çerçevesinde yapılan çalıştaylar sonrası Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sunulan raporu değerlendirdi. Alevi çalıştaylarının samimi bir yaklaşım taşıması halinde olumlu olacağını belirttiklerini ancak çalıştayların sonunda hazırlanacak raporda, Alevilerin sorunlarına gerçekten samimi bir irade ile çözüm aranacağını hiç düşünmediklerini bildirdi. Açıklanan raporun içeriğinin kendileri için şaşırtıcı olmadığını belirten Gümüş, “Önraporda ifadesini bulan ve çözüm gibi gösterilen üstelik 7. Çalıştayda uzlaşma ile çıktığı iddia edilen öneriler de, bizim nezdimizde Alevilerin asimilasyonuna hizmet eden, insan hak ve özgürlüklerinin sınırını Diyanet İşleri Başkanlığı’nda cisimleşen ve devlet yönetiminin her aşamasında kendini hissettiren ‘Sünni egemen devlet’in başladığı yerde bitiren, tamamen Sünni ulemanın bakış açısının ürünüdür. Raporun içeriğinden de anlaşıldığı gibi Aleviler, Alevi Çalıştayı’nda “bütün inançlara eşit mesafede durması gereken” bir devletin hükümeti ile değil, iktidar erkini elinde tutan Sünni ulema ile oturmuş gibidirler ve rapor da doğal olarak Sünni ulemanın zihniyet dünyasını yansıtmaktadır” dedi.

-“SAHTE LAİKLİK UYGULAMASINA ALEVİLER DE DAHİL EDİLMEK İSTENDİ”-

Raporda Alevilerin hak ve taleplerinin güvenlik konsepti çerçevesinde ele alınıp değerlendirildiğine dikkat çeken Gümüş, şöyle dedi:

“Aleviliği çerçevelendirme sorunları’ başlığı altında görüldüğü gibi Alevilik tanımlanmış, laikliğe aykırı Diyanet İşleri Başkanlığı’na dokunulmamış tam tersine sahte laiklik uygulamasına Aleviler de ortak edilmek istenmiştir. ‘Katılımcılar, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın İslam’ın tüm yorumlarını da içine alacak şekilde orta ve uzun vadede özerk bir yapıya kavuşması gerektiğini vurgulamışlardır’ denilerek, aslında hiç de olmayan bir uzlaşma varmış gibi gösterilmiş, hükümet, Sünni kesimi kamu olanaklarıyla finanse etme uygulamasını güya Alevileri de sisteme dahil ederek güvenceye almak istemiştir.”

Zorunlu din dersleriyle ilgili sunulan önerilerin de mevcut uygulamanın sonuçlarını daha da ağırlaştıracak nitelikte olduğunu kaydeden Gümüş, raporda, mevcut durumda halen uygulamalı din eğitimi olan “din kültürü ve ahlak bilgisi” öğretimine devam edilmesinin istenildiğini, bu derse ilave olarak “isteğe bağlı din eğitiminin verilmesinin” önerildiğini kaydederek “Yani hükümet, Alevi çocukları için asimilasyon aracı ve sistematik işkenceye dönüşmüş olan uygulamayı artırarak iki din dersi önermektedir ki, bu asla kabul edilemez” görüşüne yer verdi.

Gümüş, Madımak Oteli’nin müzeye dönüştürülmesine ilişkin talebin tehlikeli bulunmasının da başlıbaşına feci bir bakış açısı olduğunu ifade ederek “Binanın yıkılarak parka dönüştürülmesi önerisi AKP hükümetinin Sivas katliamını hafızalardan silme, unutturma düşüncesinin bir ürünüdür. Sivas’ı unutturmanın bir parçası olarak Madımak Oteli’nin yıkılması istenilmektedir. Biz biliyoruz ki, o bina yıkıldığında, parka dönüştürüldüğünde birkaç yıl sonra o parkın adı da belediye meclis kararlarıyla değiştirilecek, böylece katliamın izi yokedilmiş olacaktır” dedi.

Raporda dedelerin eğitimine vurgu yapıldığını, buna karşın “Alevi toplumundaki rolleri bilinmekle beraber yasalar dedeliğin misyonunun sürdürülmesine izin vermemektedir” ifadesi kullanıldığını bildiren Gümüş, “Buradan da anlaşılıyor ki, hükümet işine geldiği zaman yasaların arkasına sığınmaktadır. Aslında burada kastedilen yasaların izin vermediği değil, Sünni bakış açısının yasakladığı durumdur. Tıpkı cemevi-cami değerlendirmelerinde olduğu gibi, cemevinin ibadet yeri olmadığına dair iddia gibi, dede de Alevilerin inanç önderi olarak kabul edilmediği için yasaların yasak dairesine rahatlıkla sokulmaktadır. Bu hükümetin zihniyetinde Alevi dedesi olamaz, devletten maaş alan imamlaşmış bir dede makbuldür” görüşüne yer verdi

-“ALEVİLERİN DEMOKRATİK TALEPLERİNDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”-

Gümüş, raporun amacının açık olarak Alevileri AKP’ye yedeklemek, Aleviliği de Sünnilik içinde asimile etmek olduğunu ve önerilerin Alevilerin sorunlarına çözüm olamayacağını ifade ederek şunları kaydetti:

“Bizler Demokratik Alevi Mücadelesinin onlarca yıllık demokratik mücadelesinde kritalize olan ve 8-9 Kasım Büyük Alevi Mitinglerinde sokaklara dökülen yüz binlerce Alevi yurttaşın şiar edindiği demokratik taleplerimizden, bu taleplerimizin bir bütün olarak ülkemizin demokratikleşmesinin ve özgürleşmesinin önemli bir parçası olduğunu unutmadan, asla taviz vermeyeceğiz ve fiili, meşru ve demokratik mücadelemizi düne göre daha kararlı bir şekilde, AKP’nin meydan alerjisini tedavisi mümkün olmayan kronik bir hastalığa çevirene kadar sürdüreceğiz.

Diyanet İşleri Başkanlığı laikliğe aykırıdır; demokrasi ve laiklik için tehdittir, kaldırılmalıdır. Cemevleri, Alevilerin ibadethanesidir ve vazgeçilmezidir. Aleviler, cemevini-caminin karşıtı gibi de düşünmemektedirler. Fiiliyatta uygulamalı din eğitimi olan zorunlu din derslerine karşıyken şimdi din dersinin ikiye çıkarılmasına karşı tepkilerimiz sürecektir. İnsanlığın vicdanında bir yara olan Madımak katliamının izi, otel binasını yıkarak silinemez. Oteli ülkemizin vicdanını harekete geçirerek yıktırmayacağız. Dedeler, Alevilerin inanç önderleridir. Yüzyıllardır talibinin verdiği hakullaha itirazı olmayan dedelerimiz, devletin verdiği maaşı elinin tersiyle itecektir ve devletin dedesi olmayacaktır. Alevilik, ne siyasi erk sahipleri tarafından ne devlet gücü tarafından ne de ulema tarafından tanımlanabilir. Aleviliği Alevi yol önderleri tanımlamıştır. Tanım arayanlar Nesimi’ye, Mansur’a, Hacı Bektaş Veli’ye, Pir Sultan Abdal’a, Yunus Emre’ye, Alevi Ozan ve Yol önderlerine gönül gözüyle baktıklarında göreceklerdir. Aleviliği tanımlamak, Alevilerin işidir.”
 
Haberflash - 10.02.2010

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.