Pir Sultan Olmak ve Pir Sultan'la Anılmak
Pir Sultan Olmak ve Pir Sultan'la AnılmakMetin GÜMÜŞ / Birgün Nice Hükümdar, nice şah, nice sultan, nice devlet adamı, nice...
Pir Sultan Olmak ve Pir Sultan'la Anılmak
Metin GÜMÜŞ / Birgün
Nice Hükümdar, nice şah, nice sultan, nice devlet adamı, nice komutan gelip geçmiş tarih sahnesinden. Hepsi de, “büyük mü büyük hizmetler” vermiş! Kimi, ülkesinin sınırların yaymış ta üç kıta’ya, kimi karun gibi zengin etmiş ülkesinin hazinesini ve kendisini. Hanlar, hamamlar, saraylar yaptırmış kimi. Kiminin de, adını duyan ‘ kaçacak delik arar’ olmuş, öylesine korku salmış ki dünya’ya!
Ne var ki, unutulmuş hepsi de! “göçüp gitmişler gölgesiz!” Ahmed Arif’in deyişi ile! Resmi tarih sözkonusu olmadıkça ne hatırlanır olmuşlar, ne de anılır. Resmi tarihe kayıt düşmek, yada adını yazdırmak kalıcı kılmamış hiç birini. Oysaki resmi tarhi yazanlarca, adlarının anılması yasaklananlar, halkın gönlüne kayıt düşenler, adını oraya yazdıranlar bütün baskılara ,yıldırmalara rağmen hep hatırlanır olagelmişler.
Çünkü devletin hazinesini zengin etmenin de, sınırlarını genişletmenin de, dünya’ya korku salmanın da, hanlar hamamlar saraylar yaptırmanın da , birebir ilişkisi var halkın bedel ödemesi ile! Öyle bir ilişki ki bu; devletin ali menfaatleri’ ile halkın çıkarları karşı karşıya. Devlet için her kazanım halk için bir kayıp. “Binlerce yıl sağılmışım, /Korkunç atlılarıyla parçalamışlar /Nazlı, seher-sabah uykularımı /Hükümdarlar, saldırganlar, haydutlar, /Haraç salmışlar üstüme.” Diye özetliyor Ahmed Arif bu durumu. Anadolu bu affeder mi? Etmemiş işte! “Ne İskender takmış, /Ne şah ne sultan “ “göç”ürmüş tümünü kendi tarihinin çöplüğüne “gölgesiz!” Verebileceği en büyük cezayı vermiş. Unutmuş onları!
Ve sonra, sıralamış bir bir unutmadıklarını, Köroğlu, Karayılan, Meçhul Asker demiş. Pir Sulan demiş. Şeyh Bedrettin demiş.Yani “ nazlı seher-sabah uykularını parçalıyanlara, üstüne haraç salanlara” karşı direnenleri anmış. Halk bu! Yutar mı? Hep kendi kahramanlarını dayatmış. “Selam etmiş!” Yoksa, yaratmış ve hiç unutmamış onları.
Anadolu’nun hiç unutmayacağı bir kahramanı daha doğdu! Tekel işçileri! Onlar; Başbakan’ın bütün baskılarına, Polis coplarına, tekme-tokatlarına, biber gazına, kışın ayazına-soğuğuna, yağmuruna, karına karşı pes etmediler. “Mert dayanır namert kaçar / Meydan gümbür, gümbür gümbürdenir” diyen Köroğlu oldular. Unutulmayacaklar!
Onlar; olanaklarını da, olanaksızlıklarını da paylaştılar, bir simitleri de olsa onu bölüşerek yediler. “Yarin yanağından gayri her yerde, her şeyde, hep beraber demek için” diyen Şeyh Bedrettin oldular. Unutulmayacaklar! Onlar; Hükümetin bütün tehditlerine karşı dik durmasını bildiler, ödün vermediler. “Hakkımızda Devlet vermiş fermanı / Ferman padişahın, dağlar bizimdir” diyen Dadaloğlu oldular. Unutulmayacaklar!
Onlar; Dil,din, ırk, cinsiyet ayrımı yapmadan birlikte halaya durup,birlikte türkü söylediler. Horonla coşup, ağıtlarda birlikte ağladılar. “Kimi esmer, kimi çalar sarıya / Aslolan insandır bakma deriye” diyen Pir Sultan oldular. Unutulmayacaklar! Onlar unutulmayacaklar da; onlara baskı yapan, üzerlerine polisi salıp coplattıran, biber gazı ile boğmaya çalışan ve bu günün kadir-i mutlak gibi görünen, Başbakan ne olacak? Resmi tarihin unutulanlar listesindeki yerini alacak en kısa zamanda.
Unutulmaya mahkûm o! Hızır Paşa ile o kadar benzer yanı var ki. Hızır Paşa’yı Hızır paşa yapan Pir Sultandır, daha doğrusu Pir Sultan’a ihaneti! Geçmişinde sendikacılık da yapmış olan Başbakan’ın bu günkü işçi ve sendika düşmanı tutumu, aynı ihanettir. İleride anılırsa şayet, Tekel işçileri ile ve onların sayesinde anılacak. Hızır Paşa’nın hala Pir Sultan sayesinde anıldığı gibi…
KAYNAK : Birgün - 15 Mart 2010
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.