Özlem ALBAYRAK : Aleviler ve şefkat acemiliği

Özlem ALBAYRAK : Aleviler ve şefkat acemiliği

Özlem ALBAYRAK : Aleviler ve şefkat acemiliği Bendeniz Alevilerle ilgili açılımlara şerhimi düşerken; sırtını etnik milliyetçilik...

A+A-

Özlem ALBAYRAK : Aleviler ve şefkat acemiliğiÖzlem ALBAYRAK : Aleviler ve şefkat acemiliği

Bendeniz Alevilerle ilgili açılımlara şerhimi düşerken; sırtını etnik milliyetçilik söylemine dayayan hareketlerin bu ülkenin kalbine attığı avuç avuç ateşlerden, 'dini içerikli' bir tanesiyle daha karşılaşma ihtimalinden endişe duyuyordum. Yoksa Alevilere gıcıklanmam gibi, ivmesini totaliter itkilerden alan bir bünyeyi gezdirmem gibi ya da 'biz çektik-çekiyoruz, onlar da çeksin' gibi sakil kaygılardan ötürü değildi. Tamam, öyle anlaşılması için birtakım mazeretler vardı ama yeterli miydi? Değildi.

Hükümetin açılımlarına aleviler cenahından gelen tepkiler; bu grubun kapısını penceresini örtüp içine kapanmayı bir yaşam düsturu haline getirmiş, buluttan nem kapmayı bir güvenlik sübabı saymış, selam versen rüşvet telakki edecek hassasiyet eşiğine gerilemiş bir kesim olduğunu kanıtlıyordu. Hükümetin açılımlarına bunca öfkeli itirazlar gelmesini, -ortada kötü niyet yoksa- başka türlü gerekçelendiremiyor insan çünkü.

Şimdiye dek bırakın kaşıkla dağıtmayı, devlet 'şefkati'nin ancak tersine çevrilerek suratlara indirilmiş kaşıklar olarak tecelli ettiğini bilen kitlelere, 'kepçeyle şefkat' dediğiniz anda irkilmeleri, bu işin içinde kolkola girmiş bit yenikleriyle çapanoğulları aramak üzere niyet arkeolojisine başlamalarına şaşmamak gerekir, evet.

Evet ama… Alevilerle ilgili yazıma, “Karacaahmet'teki cemevimizi yıktılar” savsözüyle cevap yazarak, o kadim güvensizliği kendince gerekçelendiren okuyucu, hakkında 'tarikatçı olduğu' yolunda neredeyse milli mutabakat oluşturulmuş bulunan AK Parti'nin son seçimlerde, deprem ihtimalinde yıkılması mukadder olan bir Kur'an Kursu'nu TV'de de haber olacak bir mukavemete rağmen yıktırıp, sahiplerine başka bir yer gösterdiği için Süleyman Efendi Cemaati mensuplarından (yabana atmayın, ciddi bir yekundur) oy alamadığını bilmiyordu ama. Bilmediğini, kötüye yoruyordu üstelik.

Doğrudur; kız alıp-vermeme, komşudan komşuya karşılıklı yemek ikram etme ama birbirlerinin yemeklerini asla yememe, ilişkisini ev oturması boyutuna vardırmadan selamun aleyküm-aleyküm selam mıntıkasında gezdirme eğiliminde bu toplumdaki alevi-sünni kesimi. Ve yine doğrudur, aleviler şimdiye dek muhabbet görmediği gibi çoğu Sünni tarafından tekfir edilmişlikleri de vakidir.

Ama sorun şu ki Aleviler; AK Partiye 'bizi sünnileştirecekler' gözlüğünü çıkarıp, “sırf 'inanç'ları nedeniyle tahkir ve tezyife uğramış insanda ne tür psikolojik tahribatların sözkonusu olabileceğini, bu hükümetten daha iyi kim bilebilir?” nazarıyla baksalar sanırım, işlemin sonucu daha doğru çıkardı.

Gelgelelim Aleviler bu açılımı reddetmetle kalmayıp bu işi; sol-siyaset-Alevilik gibi konulardaki en yetkin isimlerden biri olan, ilgili ve bilgili olduğu bu kesimin taleplerini iyi bilen ve hükümete bu talepler doğrultusunda öneriler getiren Reha Çamuroğlu'nu 'hain ilan etme' noktasına vardırmış görünüyor ki, bu ne doğru, ne de hak görünüyor. Çünkü aleviler de pekala biliyor ki; böylesi bir açılım, tarihte ilk kez oluyor.

Başta da dedik; Alevi aydınların ilk kez gördükleri bu tavır karşısında şaşalamaları, Alevilerle ilgili kurulmuş talihsiz cümleleri de ekleyince, kendi içinde bir tutarlılığa kavuşuyor gibi görünüyor… Ama, sadece görünüyor. Muhataplarının samimiyetini 'çelişki' tutanaklarıyla sorgulayan Aleviler arasında da çünkü, hemen hiçbir konuda uzlaşı geliştirilemediği görülüyor.

Eskiye gitmeye, farklı argümanlara başvurmaya ne hacet; daha önceki gün Fox'taki Objektif programında, Rıza Zelyut'la -TV'nin altyazıyla isim ve titr belirtme gibi ayrıntıyı hiç dert etmemesi nedeniyle- adını bilmediğim Alevi araştırmacının aynı görüşü paylaştığı tek bir konu yoktu neredeyse. Birisi 'Alevilik İslam'dır' diyor, öteki koyuyordu postayı: “Hayır İslam'dan etkilenmiş ama asla İslam'ın aynı olmayan, kesinlikle başka bir şeydir.” '–Alevilik dindir' deniyor, masanın kaşısından cevap gecikmiyor; '-Hayır kültürdür.' Alevilere birtakım haklar verilmesi için devlete pres uygulayan AB'ye bile itiraz yükseliyor; “Biz AB'nin dediği gibi azınlık değiliz. Asli unsuruz.” Bendenize göre de doğru olan bu önermeye itiraz eden bir başka Alevi yazarın çıkması için çok bekleyeceğimizi hiç sanmıyorum.

Türkiye'de başta mistik-İslami, Cumhuriyetçi-ateist, İslam dışı-İslam marjinlerinde gezen ve gelenekçi olmak üzere pek çok Alevilik 'yorumu' var, bunun dışında Marksist-Kemalist gibi yeni projeler var, tamam. Alevi geleneklerinin ontolojisini belirleyecek ölçüde etkili “ezilme”, “sindirilme” tarihinin yol açtığı, 'uzatılan' her eli tutmama çekincesine de eyvallah…

Ama yani, bu kadarı da fazla değil mi? Bu açılımların sünni pratiklerden gelen bir hükümet tarafından gerçekleştirilmesini, toplum katmanlarındaki 'şeffaf' ve 'düşük yoğunluklu' da olsa varolan o Sünni-Alevi 'ayraç'ın kaldırılması için iyi bir avantaj olduğu göz ardı ediliyor, hatta bilakis hükümetin Sünni eğilimli olmasında bir hinoğluhinlik aranıyorsa… Önerilerin Alevi tabanı çok iyi tanıyan, 'içeriden' bir isimden Çamuroğlu'dan gelmesi bile, endişe duyanları kesmiyor, dayanakları çürütmüyorsa… Alevilerin itiraz mesnedi olarak elinde kalan tek argüman “Karacaahmet Cemevi”nin yıkılmasıysa… Pardon ama, ezilmişlik sendromu da yetmez adama, gerekçeli niyet arkeolojileri de. Söylemek isterim.

Özlem Albayrak

<!--

var prefix = 'ma' + 'il' + 'to';

var path = 'hr' + 'ef' + '=';

var addy80267 = 'albayrakozlem' + '@';

addy80267 = addy80267 + 'yahoo' + '.' + 'com';

var addy_text80267 = 'albayrakozlem' + '@' + 'yahoo' + '.' + 'com';

( '' );

80267 );

( '' );

//-->n

<!--

( '' );

//-->

<!--

( '' );

//-->


01.12.2007 - YENİ ŞAFAK

Etiketler : ,

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.